Gökhan TURHAN
İçinde Türk olan 3 şirket, bizler için milli bir değer aslında. Türk Telekom, Turkcell ve Türk Hava Yolları (THY). Hepsinden öte THY’nin en önemli Türk markalarından biri olduğu hatta ilk sırada yer aldığını söylemek yanlış sayılmaz. Logosundaki tasarımıyla, sahip olduğu kadrosuyla, başarılı sponsorluklarıyla son 20 yılda kat ettiği yol, gurur verici hepimiz için. Geçtiğimiz hafta codeshare yani hat paylaşma ağına IcelandAir ve ITA Airways’i almasıyla bulunduğu coğrafyayı genişleten THY’nin ilk günlerine dönelim, bu başarıyı nasıl kurduğunu tekrar hatırlayalım. Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle 20 Mayıs 1933’de temeli atılan THY’nin ilk adı Havayolları Devlet İşletme İdaresi’ydi. 2 yıl Savunma Bakanlığı’na bağlı olan sadece 24 çalışanı bulunan şirketin filosunda 2 adet 5 koltuklu Curtis King Bird, 2 adet Junkers F-13 bir adet de Sovyet yapımı Tupolev ANT-9 vardı. 1938’de Ulaştırma Bakanlığı’na bağlanan şirketin ilk logosu da bugünlerde şekillendi. Günümüzün Lufthansa Turnası’na benzer bir kuşu vardı. İlk yurtdışı uçuşunu 1947’de Atina’ya yapan şirket, 1955 yılında Türk Hava Yolları adını aldı. İsim değişikliğini logo da izledi. Pistonlu motorlardan jet motorlu uçaklara geçerek havacılık tarihinde yaşanan değişimin de etkisiyle, 1959’da düzenlenen yarışma günümüz logosunu ortaya çıkardı. Mesut Manioğlu'nun yaban kazından ilham alarak çizdiği logonun sihirli yanı, logosu her döndürdüğünüzde ortaya T, H ve Y harflerinin çıkmasında gizliydi.
Gazeteler, THY’nin ilk ortaklarıydı
Çoğumuz bilmez ama THY’nin anonim ortaklığa dönüştüğü o günlerde şirketin hissedarları arasında Cumhuriyet, Hürriyet Gazetesi’nin kurucusu Sedat Simavi halefleri, Haldun ve Erol Simavi Kolektif Şirketi, Yeni Sabah Gazetesi’nin sahibi Sefa Kılıçoğlu, Milliyet Gazetesi’nin patronu Ercüment Karacan, Vatan Gazetesi’nin de aralarında olduğu dönemin medya grupları yer alıyordu. Uluslararası ağını Japonya’dan ABD’ye kadar genişleten THY, dünya siyasetine de damga vurmaya başladı. İran-Irak Savaşı’nın devam ettiği 1985 yılında bombalanan Tahran'dan 215 Japon yolcu, THY uçağı ile İran'dan kaçabilmiş; Türkiye bu yolcuları İstanbul'a getirerek hayatlarını kurtarmıştı. İşte bu olay iki ülke arasındaki ilişkilerin en üst seviyeye ulaşmasını sağlamıştı. Bu olayın hatırası, beyazperdeye Yuvaya Dönüş filmiyle yansıdı.
Sponsorluklarla devleşti
1990'lı yılların ikinci yarısında Swiss Air'in başını çekmekte olduğu Qualiflyer grubuna üye olan THY, 2008’de ise ortaklık yaptığı Lufthansa'nın başını çektiği Star Alliance'a üye olarak küresel işbirliklerine adım attı. Birçok kez Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi seçilen, dünya liginde de ilk 10’da yer alan THY, özellikle üstlendiği sponsorluklarla varlığını daha da güçlendirdi. Futbol devleri River Plate, Barcelona, Manchester United ve Shaktar Donetsk'in resmi hava yolu taşıyıcısı olan THY, diğer spor branşlarında da önemli projelere imza attı. Avrupa Basketbol Ligi’ne de sponsor olarak lige Turkish Airlines EuroLeague adını veren şirket, yaptığı reklam kampanyasıyla sosyal medyanın en ünlü markalarından biri oldu. Kobe Bryant, Lionel Messi, Caroline Wozniacki, Youssou N'Dour, Kıvanç Tatlıtuğ gibi isimlerle video ve reklamlar çeken THY, NBA’de yakaladığı başarıyla dünyanın ilgi odağı oldu.
Türkiye’nin coğrafi konumuyla başarıyı yakaladı
Birçok bölgesel ve yerel sporu destekleyen THY, kriketten tutun, dünyanın en zorlu yarışmalarından olan New York'un simge yapılarından 102 katlı Empire State Binası'na çıkma koşusunun sponsorluğunu üstlendi. THY sahip olduğu ortaklıklarla, alt şirketlerle bugün küresel ulaşım ağının en büyük markalarından biri. 5 uçakla başladığı yolculuğunda bugün 427 uçağı barındıran THY, 72 milyonu aşan yolcuyla her yıl neredeyse bir Türkiye kadar insan taşıyor. Türk havacılık sektörünün bayrak taşıyıcısı olan, dünyanın en fazla noktasına uçuş gerçekleştirerek rekor kıran THY, Türkiye’nin en önemli şansı olan coğrafi konumuyla desteklediği açılımlarla, yeniliklerle büyütmeye devam ediyor.