5 dakikada bir hafta

2019 geneline ait iki gösterge geçen hafta netleşmiş oldu: dış ticaret ve enflasyon.

YEP hedefinin bir miktar altında kalan ihracat 2019’da genel ticaret sistemine göre yüzde 2 artışla 180.5 milyar dolar oldu. İthalat yüzde 9 azalışla 210.4 milyar dolar oldu. YEP’teki ithalat tahmini 207.8 milyar dolardı.

Ekonomimizin dar boğaza girdiği ya da bir krizle sarsıldığı önceki dönemlerde ithalatın gerilediğini ve ihracatın hızla arttığını gördük. Ancak 2018 sonunda başlayan ve şu sıralar iyileşme işaretleri veren son daralma döneminde böyle olmadı. İthalattaki gerilemeye rağmen, ihracatta cılız bir artış gördük.

Rakamlar ile konuşalım…

İhracattaki artışın parasal karşılığı 3.6 milyar dolar; ithalattaki gerileme ise 20.8 milyar dolar. Bundan önce yaşanan tüm kriz ya da dar boğazlarda da olan buydu. Ancak bu defa ihracat artışı öncekiler kadar kuvvetli olmadı. Dış ticaret açığı ve dolaylı olarak cari açıktaki iyileşmenin ana sebebi ithalattaki düşüştü. Net ihracatın yılın ilk yarısında pozitif katkı vermesinin sebebi de buydu.

Zayıf bir artışın yanında 2019 ihracatının iki zaafı daha var.

Bunlardan biri, artışın genele yayılmaması. 2019’da ihracatın artmasını sağlayan 3 sektör var. Bunlar savunma, mobilya ve kimyasal ürünler. Bu üçündeki artış 4 milyar dolara yakın. Sadece kimyasal ürünlerdeki artış 3 milyar doların üzerinde. Bunun da büyük bölümünü petrol ürünleri ve yağları oluşturuyor.

İkincisi, ihracat birim fiyatlarının dünya ortalamasından daha hızlı gerilemesi. Henüz kesinleşmemiş olmakla birlikte 2019’da kilo başına ihracatımız 1.20 dolar civarında gerçekleşmiş görünüyor. TÜİK’in ihracat birim fiyat endeksleri de düşüşü teyit ediyor.


İhracat ve ithalatın aksine TÜFE, yılı YEP tahmininden daha iyi bir düzeyde tamamladı. Aralık ayında yüzde 0.74 gelen TÜFE yıllık bazda ise yüzde 11.84’e yükselmiş oldu.

Önümüzdeki aylarda enflasyonda düşüş beklentisi var. Ancak son günlerde yükselmeye başlayan döviz kurlarındaki bu hareket, gerginleşen dış gelişmelerin de etkisiyle daha da sertleşirse, bu enflasyon için en büyük tehdit olacaktır.

Geçen Cuma açıklanan son FED toplantısının tutanaklarında geçen ilginç bir ifade, Türkiye ve diğer gelişmekte olan piyasalar için önemli.

Biliyorsunuz son dört ayda FED repo ihaleleri ile bilançosunu 400 milyar dolardan fazla büyüttü. Böylece Eylül sonundan beri küresel likidite artışı, hisse senedi piyasalarını oldukça destekledi. Gelişmekte olan ülkelerin para birimleri de bu süreçten kendilerine düşen payı aldılar.

FED’in son toplantı tutanaklarında geçen “aktif repo operasyonlarını kademeli olarak bırakma beklentileri” ifadesi, bu dönemin sonuna gelmiş olabileceğimizi gösteriyor. Bu her şey bir anda tersine dönecek anlamına gelmiyor ama endekslerdeki yükseliş hızının yavaşlayıp yataya döneceği günlere yaklaşıyoruz.

Bu hafta yurtiçi verileri açısından sakin geçecek.
Pazartesi 14:30’da Aralık ayı reel efektif döviz kuru,
Çarşamba akşam 17:30’da Aralık ayı iç borç istatistikleri,
Cuma sabah 10’da ise Ekim ayı işgücü göstergeleri açıklanacak.

Yurtdışında izleyeceğimiz veriler ise;
Salı 13’te Euro Bölgesi Aralık enflasyonu
Perşembe 10’da Almanya Kasım ayı sanayi üretimi
Perşembe 13’te Euro Bölgesi Kasım ayı işsizlik oranı
Cuma 16:30 ABD Aralık ayı işsizlik oranı

Tüm yazılarını göster