40 yıldır birlikte

Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

Türk otomotiv sektöründe, küresel oyuncuların yerel partnerliklerle derin köklere uzandığı nadir bir başarı hikâyesine şahit oluyoruz. Alman otomotiv devi BMW ile Borusan Otomotiv’in 40 yılı aşkın süredir devam eden stratejik ortaklığı, 1984’te ilk 316i modelinin satışıyla başlamış ve bugün 350 binden fazla BMW, MINI ve BMW Motorrad satışıyla pazarda lider bir oyuncu konumuna doğru devam etmişti.

Bu iş birliğinin 40. yılı için İstanbul’a gelen BMW Yönetim Kurulu Üyesi Jochen Goller, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de altını çizen mesajlar verirken, Borusan’ın bu başarıyı yıllarca sürdürmesini, müşteri memnuniyetine yapılan yatırımlara ve tutarlı stratejilere bağlıyordu. Özellikle son yılların elektrikli mobilite trendinde Borusan’ın %30’ları aşan BMW pazar payıyla Avrupa standartlarında bir başarı yakaladığına dikkat çekiyordu.

BMW’nin 2025’te tanıtmayı planladığı ve Türkiye pazarında da en çok ilgi görecek, yalnızca teknolojiyi değil, çevreyi ve kullanıcı deneyimini de merkezine alan yeni Neue Klasse platformunun modern otomotiv çağına geçişi temsil ettiğini anlatan Goller, yeni modellerin 800 kilometre menzil ve ultra hızlı şarj kapasitesiyle müşterilerin hızla dijitalleşen dünyadaki beklentilerine yanıt vereceğine inanıyor. 

Türkiye’yi bu dönüşümde önemli bir role çıkarması beklenen Borusan’ın yüksek müşteri memnuniyeti skorları ve elektrikli mobiliteye yönelik yatırımlarının BMW’nin bölgedeki hedeflerini güçlendiren unsurlar arasında olduğunu belirten Goller, Borusan’ın dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarının Türkiye pazarını da farklılaştırdığını vurguluyordu.

Goller’in dikkat çektiği bir diğer önemli konu ise sektörel regülasyonların tutarlılığı idi… Avrupa’da ve Türkiye’de elektrikli araç teşviklerinde görülen dalgalanmaların sektörde belirsizlik yarattığını ifade eden Goller, sürdürülebilir bir dönüşüm için uzun vadeli politikaların önemine dikkat çekerken de; Türkiye’nin elektrikli mobiliteyi destekleyen teşvik mekanizmalarının bu konuda olumlu bir örnek olduğunu belirtiyor, fakat bu politikaların istikrarla devam etmesi gerektiğinin altını çiziyordu.

Çinli otomotiv markalarının global pazarlardaki yükselişine ve bu durumun sektöre getirdiği rekabete dair çarpıcı açıklamalarda bulunan Jochen Goller, Çin’den sağlanan batarya tedariki gibi unsurların açık pazar koşullarıyla desteklenmesi gerektiğini ifade ederek, ticari kısıtlamaların uzun vadede küresel otomotiv sektörüne zarar verebileceğini savundu. 

BMW’nin esnek üretim yaklaşımı ve inovasyon üzerine kurulu stratejisiyle elektrikli araçlara yaptıkları büyük yatırımlara rağmen içten yanmalı motorlardan tamamen vazgeçilmemesi gerektiğini söyleyen Goller, “Her pazarın farklı ihtiyaçları var. Biz, müşterinin taleplerine göre hareket etmeyi sürdüreceğiz,” diyor.

Türkiye’nin otomotivdeki stratejik rolünün altını çizen mesajlar veren Goller, “BMW ve Borusan Otomotiv’in 40 yıllık ortaklığı, yalnızca bir distribütörlük hikâyesi değil; aynı zamanda Türk otomotiv sektörünün küresel sahnede sahip olduğu potansiyelin bir göstergesi. Elektrikli mobilitenin hızlandığı, rekabetin yoğunlaştığı son dönemde de Türkiye, sektörünün geleceğini şekillendirecek bu dönüşümde doğru yatırımlarla lider bir rol üstlenebilir.” sözleriyle ülkemizin yüksek potansiyeline işaret ediyordu.

Tüm yazılarını göster