Dört aydır yüksek faiz ödüyoruz. Politika faizimiz %10,25’ten %19’a yükseldi. Cumhurbaşkanı bizzat kendisi söylemişti; “acı ilaç içmemiz gerektiğinin farkındayız.” Öyle de oldu, acı ilâç, faiz drajesiyle bünyeye girdi. Söz konusu vatan ise gerisi teferruat zaten… Neticede ucunda sağlık var ne de olsa…
Acı ilâcın prospektüsünü okuyoruz; faiz kademeli artar, kur düşer. Yan etkisi? Faizin bizzat kendisi zehir zaten… Ancak “acı ilâcı reformlarla birlikte kullanınız” notunu dikkate almadık. Reform yerine elimize, gecikmiş Covid-19 ekonomik tedbirleri tutuşturuldu.
Hal böyle olunca bünye (piyasa) dövizin ateşini çıkardı. Bu defa eski Guvernör Ağbal, acı ilâcın dozunu arttırdı, önden yüklemeli ilave faiz geldi. Onu da içtik şifa niyetine... Ancak bizi iyileştirme umudu henüz yeşermişti ki eczacımız (Ağbal) gece yarısı azlediliverdi.
Sonra ne mi oldu? Elimizde dört dörtlük yan etki kaldı. 1- Belirsizlik, 2- Öngürülemezlik, 3-Güvensizlik ve 4- Kırılganlık… Derken döviz çıldırdı, 7,71’den 8,48’e tırmandı. Borsa’da panik satış ve hisseler tabanda yığıldı. Yabancı da “kalktı göç eyledi Avşar illeri” türküsüyle koşar adım uzaklaştı.
Peki, şimdi ne olacak? Lira, dengeye muhtaç… Enflasyon, inmek için sıcak para ihtiyacı var. Dış borçlar; ödenmek için döviz bekler. Liste kabarık, reçeteler etkisiz, yoğun bakım üniteleri dolu. 4,5 aylık acı ilaç orucu, iftara yakın gece yarısı bozulunca, sevap bir yana şimdi kaotik kefaretini ödemek zorundayız.
ŞAHAP’IN REÇETESİNDE NE VAR?
Tedaviyi yarım bırakmış hasta gibi, eski reçetenin acı ilaç tadı ağzımızda iken yeni eczacımız Şahap, “faizi indirmekten kim söz etti ki?” sitemini yapıverdi bizlere… Ancak Merkez Eczanesi’ne atanma gerekçesi tam da bu aslında, Ağbal’ın önden yüklediği faizi indirmek…
Ne mi oldu dersiniz? Faiz inmeden döviz “inmiş gibi” davrandı ve tırmanma şeridinde yerini aldı. Sorum şu; mademki faizleri indirmeyecektin, Ağbal’ı neden infaz ettik biz?