22 günlük 599, günlüğü 27 Euro’ya tatil konusu sansasyonel biçimde ve magazinel temelde tartışılıyor.
Turizme uzun yıllar finansman ve proje değerlendirme konularında destek verip sektörle yakın işbirliği içinde çalışan eski Türkiye Kalkınma Bankası’nın (TKB) o dönem turizm bölümünde çalışan değerli dostum Kayhan Taner Özen, konuyu veri/bilgiye dayalı olarak inceleyen bir çalışma yaptı. Özen, tamamı turizmgazetesi. com’da yayınlanan çalışmasında özetle şunları söylüyor: Kitle turizminin üç öğesi önemlidir. Turizmin sebebi, ulaşım ve konaklama.
Ulaşım, charter dediğimiz tarifesiz seferlerle yapılır. Havayolu şirketi uçakları genelde kiralama ile aldığı için toptancı acenteye fiks fiyattan belli sayıda koltuğu satar. Bu yöntemle kışın gidiş dönüş 100 Euro’ya bilet fiyatı normaldir. 599 Euro’nun 100’ü ulaşıma gider, kalır 500.
Tur operatörü 80 alır, 10’nunu yerel acenteye handlingfee olarak verir.
Konaklama tarafında otele günlük 20 Euro’dan 420 Euro kalır.
599 ’a satılan otel kıyıda ikinci bantta olan bir oteldir. Her şey dahil fiyatlara örneğin yabancı içkiler, markalı içkiler, saat 22’den sonra verilen içkiler, kahvaltıda omlet, portakal suyu vs. ücretlidir.
Kişi başı her şey dahil maliyet yüksek sezonda 40-50 Euro ise burada 30 Euro civarındadır. Ölü sezon, kışın otelde daha az personel çalışır, plaj, havuz, animasyon gibi hizmet verilmez ya da çok kısıtlıdır. Yeme içme maliyeti 12- 20 Euro’lardan 6-10 Euro’ya geriler. Böylece kişi başı maliyeti düşer.
Kışın gelen müşteri 65 yaş üstü, disiplinli, temiz, israfı sevmeyen bir kesimdir. Kat hizmetlerinde bir maid 20 oda yaparsa kışın 30 oda yapabilir çünkü misafirler neredeyse odayı temizleyip çıkarlar. Gıda da israf yapmazlar.
Bunlardan dolayı kış müşterisinin otele geceleme başına maliyeti 15 Euro civarında olur.
Bu durumda otel 27 Euro’luk fiyattan uçak ve diğer giderleri düştükten sonra kişi başı 5 Euro kâr eder. Tam dolulukta bin yataklı bir otelde, işletme günlük 5.000 Euro, kış boyunca da 750.000 Euro işletme kârı hesaba yazılır. 27 Euro’ya 5 Euro daha ekleyebilecek, daha iyi pozisyondaki bir otel için bu rakam 1,5 milyon Euro’yu bulur.
Bu işin bir yanı. Diğer yandan bu otelin yıpranmasına karşı yapması gereken yenileme yatırımı var. Daha da önemlisi pandemi nedeniyle büyüyen, yuvarlanan kar topu gibi her gün biraz daha artan kredi borcu ve onun faiz yükü var.
O işletme o fiyatlarla yenileme yatırımı yapamaz, kredi borcu ana parası ve faizini ödeyemez.
Nitekim BDDK verilerine göre Temmuz 2022 itibarıyla turizm sektörünün kullandığı kısa ve uzun vadeli nakdi kredilerin toplamı 220.653.132.000 TL, 12.057.548.000 dolardır. 8.378.924.000 TL ise takipte olan yani batık kredi var.
Kış aylarında günlüğü 27 Euro’ya tatil konusu bu veri ve bilgi temelinde ele alınıp konuşulmalı.
Bunu böyle belirttikten sonra bir de sektörün geneline bakalım.
Turizm, Türk ekonomisine önemli katkı yapan bereketli bir sektördür.
Şöyle ki; Türkiye’nin toplam 1.8 milyon yataklı konaklama tesislerine yapılan yatırım 60 milyar dolar civarındadır. Bu otellerin arsa bedeli de 50 milyar dolar tutar. Şehirleşme, alt yapı, ulaşım araçları, sağlık, eğitim ve güvenlik hizmetleri yatırımları da ele alındığında ortaya 80 milyar dolarlık bir yatırım çıkar.
30 yılda turizme Türkiye genelinde yapılan yatırım 200 milyar doları aşmaz. Yatırımların çoğu da içerde üretilen mal ve hizmetlerle yapılmıştır. Turizm sektörü, Türkiye ekonomisine, iyi sezon olan 2014 ve 2019’da yurt dışından 45 milyar dolar civarında gelir getirmiştir. İyi geçen her beş yılda sektör yapılan yatırımı ülkeye geri ödemiştir.
Sektörle ilgili gelişmelere bu açıdan bakıp konular bu temelde değerlendirilmeli.