23 Eylül 2021: Anmasaydık olmazdı

Prof.Dr. Burak ARZOVA EKONOMİDE GÖRÜNÜM

Bu hafta Pazartesi günü, hepimizi top yekûn fakirleştiren, ülkede enflasyonu savaştaki Ukrayna’dan fazla uçuran, başka ülke devlet başkanlarının ‘Aman Türkiye gibi olmayalım dedikleri’, ekonomi kitaplarına enflasyon ne yapmamalı diye ‘Vak’a Analizi’ olarak giren ‘İllüzyon Ekonomisi Başlangıcı’ olarak kabul edilebilecek 21.Eylül.2021 faiz indirim kararının 3. Yıldönümünü andık. 

Kutladık demiyorum çünkü ülkeyi hepten bir yoksulluğa sürükleyen, alım gücümüzü yerlerde süründüren kararlar zincirinin kutlanacak bir yönü yok. Olsa olsa ancak gelecek nesiller bir daha böyle bir garabete düşmesinler diye anılabilir  

Topyekûn fakirleşme öncesini yeniden hatırlamakta fayda var.

Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal yerine daha önce Maliye Bakanlığı görevinde bulunan, piyasaların yakından tanıdığı Naci Ağbal, Merkez Bankası Başkanı olarak atanmıştı. 

Naci Ağbal’ın Başkan olarak katıldığı 19.Kasım.2020 tarihli Merkez Bankası kararına göre faizler yüzde 10,25’den yüzde  15.00’e yükseltilmişti.

24 Aralık 2020 toplantısında da politika faizi yüzde 15’ten yüzde  17’e yükseltildi. Politika metninde ise ‘Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar kararlılıkla sürdürülecektir.’ denilerek kararlılık vurgulandı.

Bu kez gerçekten enflasyonla mücadele edildiği kanaati uyanmıştı. Merkez Bankasının ülkenin gerçeklerinin farkında olduğu ve enflasyonda kalıcı düşüş olana kadar sıkı para politikasına devam edileceği beklentisi hem Türkiye’nin 5 Yıllık CDS oranlarının düşmesine hem de uzun dönemli borçlanma faizlerinin aşağıya doğru gelmesine imkân tanıyordu. Faizler artırılmasına karşılık uzun dönemli faizlerde bir indirim sağlanmıştı. 

Faiz artışı,  getiri eğrisinin uzun vadeli tarafını kontrol altına almıştı ama enflasyon hala artmaya devam ediyordu. 

Uygulamaya alınan para politikasının sonuçlarını kısa vadede beklemek mümkün değildi. En erken 6 ila 9 ay vadede sonuçlar alınabilirdi. Bunun için de kararlılık gerekiyordu. Merkez Bankası zaten politika metninde bu kararlılığa vurgu yapmıştı. Beklenen destek bu kez iş insanlarından geldi.

Türkiye’nin önemli iş insanı örgütleri (TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD ve TESK) 26 Ocak 2021 tarihinde bir ortak bildiri yayınladılar.

Dünya görüşleri farklı da olsa, iş dünyasının farklı kesimlerini de temsil etseler bir araya gelinmişti işte. Toplumda her kesimi boğan, iş yapmayı olanaksız hale getiren, fakirleştiren enflasyona karşı ortak bir paydada buluşulmuştu. 

Enflasyona mücadele konusunda umutlar bir yandan devam ederken bir yandan da Merkez Bankası üzerinde faiz baskısı artmıştı. 

18 Mart 2021 tarihinde içeriden gelen tüm baskılara karşılık Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlamak adına politika faizini yüzde 17’den yüzde 19’a çıkarma kararı almıştı. 

19 Mart 2021 tarihinde bir gazete; manşetine ‘Bu Operasyonu Kimin Adına Çektiniz?’ sorusunu çekerek Türkiye’nin kaderinin değişmesinde en etkili rolü oynadı. 

Faiz artırımı büyümenin freni olarak görülmüştü. Dönemin MÜSİAD, ASKON, ASRİAD Başkanları bu kez faiz kararını eleştirdiler. 

Naci Ağbal’ın ekonomik ömrü bu haberlerle bitmişti. 20 Mart 2021 tarihinde yine bir gece yarısı kararı ile görevden alındı ve yerine ‘‘Bu Operasyonu Kimin Adına Çektiniz?’ başlığı ile Naci Ağbal’ı hedef gösteren gazetenin yazarı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı. 

Şahap Kavcıoğlu Başkanlığında, Mustafa Duman, Elif Haykır Hobikoğlu, Uğur Namık Küçük, Emrah Şener, Semih Tümen’in Para Politikası Kurulu olduğu heyet 23. Eylül.2021 tarihinde;

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişi; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlara, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmelerine bağlamış ve bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilerek’ politika faizini yüzde 19’dan yüzde 18’e indirmişlerdi.

Sonra da gözlerimizin içine baka baka ‘TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.’ demişlerdi. 

Kararlı duruş nedir acaba diye birbirimize sorarken, 21.Ekim.2021 tarihinde bir önceki kararda arızi olarak gördükleri hususları yeniden ‘arızi olarak görerek’ bu kez politika faizini yüzde 18’den yüzde 16’a indirmeye karar vermişti Merkez Bankası. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Kasım'daki Merkez Bankası toplantısı öncesi TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusura bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam" dedi ve hemen arkasından;

18 Kasım 2021’de ‘Para politikası duruşunda yapılan güncellemenin ticari krediler üzerinde olumlu etkileri görülmeye başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerle ilgili gelişmeler yakından takip edilmektedir. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirerek politika faizinin 100 baz puan indirilerek yüzde 15 olarak belirlenmesine karar vermiştir’ diyerek politika faizini yüzde 15’e indirdiler. 

Bu da yetmedi, TCMB 16.Aralık.2021 tarihinde politika faizini yüzde 15’den yüzde 14’e indirdi. 

Para politikasının geleneksel olmayan bir patikaya evrilmesini takiben hane halkı döviz alımına yöneldi. Eylül 2021’de 8,51 TL olan ortalama TCMB dolar alış kuru Ekim 2021’de 9,14 TL, Kasım 2021’de 10,52 TL, 30 Kasım 2021’de 12,66 TL ve 21 Aralık 2021’de 17,47 TL’ye yükseldi. Kurun önlenemez yükselişi neticesinde de hepimizin yakından bildiği Kur Korumalı Mevduat Uygulaması hayata geçirildi. 

Buraya kadar giden süreç bir ‘Ekonomi Bilmezlik’ mi?, İnanç’ın bilime üstün tutulması mı ? bilinmez ama ben hep kendi içimde ‘Bile bile bir servet transferi’ yapıldığına inandım. Bunun bedeli hepimize oldu. Servet el değiştirirken, hepimiz fakirleştik. 

Umarım bir daha o günler yaşanmaz. Ders alınır mı bilmem ama olan gençlere oldu. Umutları tükendi. 

Velhasıl yazık oldu güzel ülkemize.

Unutmamakta ve unutturmamakta fayda var. 

Tüm yazılarını göster