226,6 milyara dolara doğru (3)

Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ

Birçok işletmede önümüze çıkan “Hocam sen müşteriyle parayı bul, sonrasını bize bırak” ifadesinin ne kadar doğru olduğu yorumunu sizlere, sohbetlerimize katılan değerli dostlara bırakıyorum.

Hedef pazarlarla iletişim

İşletmemiz içerisinde, yönetim açısından yapmamız gereken hazırlıkları yaparak, ihracat için ayağa kalktık diyelim. Sonra da belirlediğimiz hedef pazarlara uygun olup olmadığından hareketle, ürünümüzün üzerinde gereken çalışmaları yaptığımızı düşünelim. Kamuya açık çeşitli kaynaklardan da potansiyel alıcıların adreslerini belirlediğimizi varsayalım.

Bundan sonra yapılacak iş çok basit değil mi?

Hemen bu adreslere birer e-posta yazıp işletmemizle ürünümüzü anlatacağız ve hemen ihracata başlayacağız. İster inanın ister inanmayın amma böyle düşünen KOBİ yöneticilerinin sayısı hiç de azımsanacak sayıda değil.

Çünkü, pazarlama e-postalarını yolladıktan sonra gelmeyen cevapları bekleyen çok sayıda dış ticaret elemanı/yöneticisi ile hayretle karşılaşıyoruz. Çalışmaların ne durumda olduğunu sorduğumuzda da “Hocam yazdık amma hiç cevap gelmedi” cevabını alıyoruz.

Ben de o zaman şu soruyu soruyorum “Neden cevap gelmediği konusunda siz ne düşünüyorsunuz?”

“İlgilenmediler sanıyorum” cevabını verenlere sorduğum ikinci soru da şöyle; “Size her gün tanımadığınız adreslerden kaç tane e-posta geliyor ve siz bunlardan kaç tanesini açıp, kaç tanesini de okumadan siliyorsunuz?”

Kendi başımızdan geçen ilginç bir olayı aktarmak isterim…

İnternet üzerinden bulduğumuz ve teklif verebileceğimiz bir talep için e-posta yollamıştık. Cevap gelmeyince, kısa bir süre sonra aynı mesajı tekrar yolladık. Ona da cevap alamadık. Bunun üzerine elimizdeki telefon numarasını arayıp konuşmaya karar verdik.

Telefona çıkan kişi, kendilerine böyle bir mesaj gelmediğini söyledi. Biz de iki defa yolladığımızı söylediğimizde de bizim mesajları hangi e-posta adresine yolladığımızı sordu. Adresi söylediğimizde de “Biz o adresi uzun süredir kullanmıyoruz” diye cevap verdi. Daha önce yolladığımız iletiyi, verdiği yeni adrese yollayarak ilişkiyi kurduk ve sıkı iletişim sonucunda da olası alıcımızı fabrikayı ziyarete getirdik.

Bu iletişim sırasında karşılaştığımız ikinci ilginç bir olay daha oldu. Talep sahibi firmanın yetkilisi “ Konuştuğunu anlayabildiğim birisinin aramasından çok memnun oldum “ demişti. Çünkü, kendilerini arayan kişilerin konuştuğu yabancı dil seviyesinin oldukça düşük olduğundan şikayetle, anlaşma güçlüğü çektiklerini ve neredeyse talepten vazgeçmeye karar vereceklerini söylemişti.

Çözüm:

- İlk mesajların ekine yüklü dosya koymayınız.
Yolladığınız mesaj, ekine koyduğunuz dosya eki nedeniyle virüslü zannedilip, açılmayabilir.
- Cevap gelmedi diyerek kenara çekilmeyiniz, iletinizi 2/3 kere yollayınız.
- Yine de cevap gelmez ise telefonla arayıp konuşunuz.
- Konuşacak kişinin yabancı dil seviyesinin “ İdare eder “ seviyesinden yukarıda olduğundan emin olunuz.
İşimiz dış ticaret olunca, yurt dışı ile iletişim de Türkçe olamıyor.
Atalarımız ne demiş; Derdini anlatmayan derman bulamaz…

Tüm yazılarını göster