Hep söylerim, strateji çok cilalı bir sözcük… Aslına bakarsanız, çok da abartıldığı kadar değil dersem ben abartmamış olurum.
Çünkü meşhur sorumuza, “Kim için ne yapıyorsunuz” sorusuna, tatmin edici bir cevap verebiliyorsak, işimiz kolay olacaktır. Zira, bu cevaptan hareketle işimizi daha anlaşılır bir şekilde tanımlayabilecek ve strateji denilen ifadenin ucunu çok daha kolay tutarak ilerleyebileceğiz. Burada, değerli arkadaşım ve gazetemizin yazarlarından Osman Ata Ataç’ın makalelerine bakmanızın faydalı olacağını söylemek isterim.
Önceki sohbetlerimizden birinde, firmanız ihracat hazır mı derken, işletmede ihracattan sorumlu bir kişinin olması gerektiğini belirtmiştim. Yine bunu vurgulamak isterim ve ayrıca, ihracatın gerçekleşmesinin tek başına bu kişinin sorumluluğunda kalamayacağının da bilinmesi gerekir derim ve sorarım; “İşletme içi ihracat takımı kurdunuz mu?”
Üretimde ihracat malı ile kim ilgilenecek?
Bu da sorulur mu demeyin. Nice işletme biliyorum ki ihracat siparişi ile ilgili bir soru sorulduğunda, tam anlamıyla “Benden atlasın, kimde patlarsa patlasın” tarzında cevaplarla, patron gürleyip ortaya çıkana kadar, net bir cevap verecek kişi bulunamıyor.
Öte yandan ihracatın finansmanından kim sorumlu olacak?
Genelde olduğu gibi, “Dur hele bakalım, iş o raddeye gelsin bakarız” hesabı tutmuyor artık. Zira bu hesabı erkenden bütçeleyip planlama yapmazsanız, yumurta kapıya geldiğinde, ihracatı gerçekleştirebilmek için gereken finansmanı sağlayabilmek, başka işlerin paralarını buraya kaydırmakla oluyor. O zamanda, o işin aksaması kaçınılmaz bir gerçek oluyor ve bir işi yapalım derken öteki işi aksatıyoruz.
Özetle ihracatla ilgili olarak, finansmanınız, insan kaynağınız, bilginiz ve ilişkileriniz ne durumda?
İşletmenizde kim, hangi parayla, hangi bilgiyle ve hangi ilişkiyle ihracat için ne yapacak? Bilinmezlerle dolu formüllerin çözümü, bu bilinmezlerin sayısıyla doğru orantılı bir şekilde zor olur dersem, umarım matematikçiler bana kızmaz.
Bu nedenle, ihracat konusundaki bilinmezleri ne kadar azaltırsanız işiniz o kadar kolay ve o kadar da hızlı olacaktır. Aksi takdirde hayal kırıklıkları, başarısızlıklar ve hatta zararlar sizin peşinizi bırakmayacaktır.
Önümüzdeki 3 yıl için ihracat cironuzun tahminini yaptınız mı?
“Hocam sen de abarttın, biz 3 ay sonrasını göremiyoruz” seslerini duyar gibiyim…
Hedefiniz yoksa, işinizin ne durumda olduğunu nasıl bileceksiniz?
Başka bir deyişle, bulunduğunuz durumu neye göre değerlendirip, hangi kıstasa göre iyi veya kötü durumdayız diyebileceksiniz.
Öte yandan bu programı siz yaptınız, ilahi emir değil ki…
Onun için yine siz gözden geçirip yeniden düzenleyeceksiniz.
Hedefleri tutturma durumuna göre, neden hedefe varamadık veya neden hedefimizi düşük tutmuşuz diye nedenlerini inceleyeceksiniz. Sonrasında da durumunuzu değerlendirip, bir önceki hedeflerinize varmanızı engelleyen nedenleri bulup, eksiklerinizi gidererek yeni hedefler koyacaksınız.
Siz bunların hepsini de yaparsanız, işletmede bayağı bir strateji hamlesi yapmış olacaksanız.