Paris Anlaşması hedefine ulaşabilmek için karbon fiyatlandırması en önemli politika önlemlerinden biri olarak değerlendiriliyor. Büyük ekonomilerden oluşan G20 grubu, bu yıl İtalya'nın Venedik şehrinde düzenlenen toplantıda karbon fiyatlandırmasını önemli bir araç olarak kabul etti. 2050 yılına kadar net sıfır emisyona geçişi finanse etmek için gerekli görülen bütçe 44 trilyon dolara denk geliyor. Bu oran, yıllık küresel GSYİH'nın yüzde 2 ile 3'ünü temsil ediyor. Bu nedenle karbon fiyatının yükselmesi belirleyici bir rol üstleniyor.
Uluslararası Para Fonu, önümüzdeki on yılın sonuna kadar, ton başına 75 dolarlık karbon fiyatı tavsiye etmişti. Ancak, COP26 zirvesi öncesinde dünyanın dört bir yanından ankete katılan yaklaşık 30 iklim ekonomistinin ortak görüşüne göre, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak için bu rakamın en az 100 dolar olması gerekiyor. 100 dolar, yüksek karbon salımı yapan ülkeler dahil olmak üzere, bugün uygulanmakta olan karbon fiyatının oldukça üzerinde. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 70'i, ton başına karbon maliyetinin 75 doların üzerinde; hatta 100 dolar veya üstü olmasını öneriyor.
G20’de karbon fiyatları 3 ila 60 dolar arasında Swiss Re Makro Strateji Başkanı Patrick Saner, "G20 ekonomilerinde mevcut karbon fiyatları, ton başına 3 ila 60 dolar arasında, ancak Brezilya, Hindistan, Endonezya gibi birçok gelişmekte olan ekonomide hala karbon fiyatlaması yok: Öte yandan, hedefe ulaşmak için tek silahın da karbon fiyatları olduğunu unutmamamız gerekiyor” yorumunu yapıyor. Dünyanın en büyük üç kirleticisi olan Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Hindistan, bugün küresel karbon emisyonlarının yaklaşık yarısını oluşturuyor.
Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, hükümetlerin mevcut karbon taahhütleri, hedefl ere ulaşmak için yetersiz ve açığı kapatmak için küresel ortalama karbon fiyatının IMF'nin önerdiğinden çok daha yüksek olması gerekecek. Gerçekten de, Pictet Wealth Management Stratejisti Julien Holtz, küresel emisyonların yalnızca yüzde 20'sinin gerçek karbon fiyatlandırma planları tarafından kapsandığı göz önüne alındığında, ton başına küresel ortalama karbon fiyatının sadece 2 dolar civarında olduğunu söylüyor. Küresel karbon salımında ilk sırada olan Çin, emisyon ticaret sistemini ton başına 48 yuan (7.51 dolar) açılış fiyatı ile 16 Temmuz'da başlatırken, ABD ve Hindistan'ın hala ulusal bir karbon fiyatlandırma piyasası mekanizması bulunmuyor.
Ekonomik eşitsizlikler durumu zorlaştırıyor
Büyük ekonomik eşitsizlikler, iklim ekonomistlerinin 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için sunduğu önerilerin hayata geçmesini zorlaştırıyor. Çoğu gelişmekte olan ve bazı gelişmiş ülkelerin enerji taleplerini karşılamak için fosil yakıt bazlı enerji kaynaklarına güvenmeye devam etmesi, yüksek bir karbon fiyatını sürdürmeyi mümkün kılmıyor. Stanford Üniversitesi Ekonomi Profesörü Charles Kolstad, "İşe yavaş yavaş başlamak gerekiyor. Kömürü dışarda bırakmak çok önemli bir adım olacaktır” diyor. İklim krizi ile mücadelede çok önemli olmasına rağmen, uzmanlar tek başına karbon fiyatlandırmasının yeterli olmadığını ifade ediyorlar. Cambridge Econometrics Müdür Yardımcısı ve Çevre Başkanı Jon Stenning, "Büyük ekonomilerde karbon fiyatları gerekli olsa da, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak için tek başlarına yeterli değiller. Temel mesele, ekonomilerin gereken hızda karbondan arındırılmasını sağlamak için karbon fiyatlandırmasına ek olarak maliye ve düzenleyici politikaları destekleme ihtiyacıdır" yorumunu yapıyor.
AB’de bile fiyatlar yeterince yüksek değil
Karbon emisyonlarını azaltmada ön saflarda yer alan Avrupa Birliği bile, karbon fiyatını anketin tavsiyesinin yarısından biraz üstünde tutuyor. AB Emisyon Ticareti Sistemindeki karşılaştırmalı karbon fiyatları, 20 Ekim itibariyle en son 57.78 Euro (67.26 dolar) seviyesinde işlem görüyordu. Daha önceki dönemlerde gerçekleştirilen farklı bir Reuters anketi ise AB fiyatının bu yıl ve önümüzdeki yıl ton başına ortalama 55,88 Euro (65,07dolar) ile 69,87 Euro (81,36 dolar) olarak beklendiğini ortaya koyuyor.