Geçtiğimiz hafta Avrupa Merkez Bankası (AMB) faiz kararı sonrasında AMB Başkanı Lagarde, Euro Bölgesi özelinde 2023 yılının geri kalanı ve 2024 yılı için pek iyimser bir tablo çizmedi. Özellikle büyüme ve enflasyon konusunda revize edilen tahminlere baktığımızda bu durum çok daha net şekilde karşımıza çıkıyor. Soru cevap bölümünde faiz artırımlarının yeterliliği ve sıkı para politikasının devam süresi konularında gelen sorular kendisini biraz zorladı ve bu soruları yanıtlamaya çalışırken de gergin tavrı kameralara yansıdı. Şimdi bu hafta Çarşamba günü ABD Merkez Bankası FED’in faiz kararını karşılayacağız. Ancak ben faiz kararından çok FED Başkanı Powell’ın 2023 sonuna kadar olan 2024 yılına dair söylemleri ile beklenti patikasına dair yorumlarını çok daha fazla merak ediyorum. Benzer şekilde mi olacak yoksa ABD bu açılardan Euro Bölgesi’nden farklılaşacak mı ?
Bu konudaki merakım sebebi şu: İçeride bizim tarafta özellikle reel sektör açısından son derece önemli ipuçları elde edebilmek ve yurtiçi ekonomik dengelere dair de oluşan öngörüler daha da dayanaklı hale getirebilmek.
Lagarde’ın geçen haftaki söylemlerinden, bu haftaki Powell’ın muhtemel söylemlerine doğru bir analiz yapacak olursak benim öngörüme göre Türkiye’deki reel sektör açısından 2024 yılı önemli derecede farklılaşmaların yaşanacağı bir yıl olacak. Şirketler arasında olumlu yöne ve olumsuz yöne gidenler açısından farklılaşmalar hissedilir yönde olacak. AMB’nin son faiz kararı sonrası yayınlanan projeksiyonlardan, ülkemizin ihracat ana pazarlarını oluşturan Euro Bölgesi için 2023 yılında yüzde 0.7 ve 2024 yılında da yüzde 1 büyüme öngörüldüğünü öğrendik. Enflasyon tarafında ise 2023 yılı için yüzde 5.1 ve 2024 yılı için yüzde 2.9 öngörüleri paylaşıldı. 2024 yılı enflasyonu 2023 öngörüsünün altında. Ancak önemli detay şu ki; 2024 yılı enflasyonu bir önceki tahmine göre yukarı yönde revize edildi. Bu hafta FED toplantısı sonrasında da bu sefer FED’in projeksiyonlarının yayınlandığını göreceğiz. Haziran ayındaki son projeksiyonlara göre ABD ekonomisinin 2023 yılında reel olarak yüzde 1, 2024 yılında da yüzde 1.1 büyüme öngörüsü vardı. Ayrıca faiz artışı konusunda da halen yeri var ve bu toplantıdaki revize projeksiyonlar ile kendisine yıl sonuna kadar yeni bir alan da açabilir.
Ne anlama geliyor tüm bunlar?
2024 yılı kolay olmayacak. Finansman maliyetleri en azından yılın ilk çeyreği için yüksek kalmaya devam edecek. Enerji maliyetlerinin yükselmesi ile üretim ve büyüme bundan olumsuz etkilenecek. İkinci çeyrek seçim sonrası dönemi içerdiği için şu anda yapılacak senaryolar çok fazla değişken alternatifler içereceğinden şu anda o kısma girmeyeceğim. Faizler yüksek seyretmeye devam edeceği için henüz gevşeme yönünde sinyaller gelmediğinden de ötürü Bankaların kredi verme iştahlarında belirgin artışlar görmeyeceğiz. Dolayısıyla finansmana erişim problemi -belki biraz azalsa da- devam edecek. Yurtiçinde enerji maliyeti ve döviz kuru kaynaklı faktörler nedeniyle de enflasyonun artış hızında yine ilk çeyrek sonuna kadar arzu edilen seviyeleri görmemiz zor. İhracat yoğun çalışan işletmeler açısından pek ciddi sorunlar yok. Hangileri için ? İhracat pazarlarında çeşitlendirmeler yapanlar için. Euro Bölgesi içerisinde sıkışıp kalanlar ile kendilerine pazar çeşitliliği yaratanlar arasında farklılılar olacak. Perakende tüketime dayalı mesela beyaz eşya ve mobilya gibi sektörlerde yer alan işletmeler enflasyonist etkiler nedeniyle zorlanmaya devam edeceklerdir.
Peki reel sektördeki işletmeler ne yapmalı?
Net ve sade şekilde şunları öne çıkarabilrim:
- İhracat pazarlarını çeşitlendirmeli , Euro bölge ekonomileri arasında sıkışmamalı
- Pazar çeşitlendirmesi için iç bünyede ve dış tedarikçiler kanalıyla ar&ge yapmalı
- Çin’deki fırsatları iyi değerlendirmeli
- Ciro içerisinde ihracatın payını artırmalı
- 2024 bütçe çalışmalarına bu zamanlarda bir yandan başlamalı
- Nakit akışı elveriyor ise hammadde stoğunu artırmalı
- Satışta aldığı siparişleri panikle öne çekmeden, yıla yaygın şekilde organize etmeli
- Kredi musluklarının açılacağı zamana bugünden bütçesi, fizibilitesi ve mali veri tutarlılığı ile hazır olmalı
- Bankaların sunduğu kredi seçeneklerini sadece faiz oranına göre değil tüm masraflar dahil karşılaştıran rakip analizlerini sürekli el altında bulundurmalı
- Bankalar ile çok yoğun temas halinde olmalı çünkü anlık olarak Bankalar belirli tutar ve vadelerde birkaç günlük kaynak aktarımları yapabiliyorlar, bunları kaçırmamalı
Reel sektöreki işletmelerde, -özellikle küçük ve orta işletmeli olanlarda- gözlemlediğim konu, bakış açısının sadece kendi iş kolundaki gelişmeler ile sınırlı kalması. Bu şekilde sınırlı bakış açısı ile kalınmamalı. Küreselde olan biteni daha yakın takip etmelerini bu yazının püf noktası olarak öne çıkarıyorum.