Aslında 2022 ve sonrası 2 yılın bütçelerini beklemeye gerek yok.
Çünkü 5 Eylül 2021 tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 2022-2024 yılları Orta Vadeli Program’ın (OVP) ekinde diğer makro büyüklükler yanında temel bütçe büyüklüklerine de yer verilmiş. OVP’nin 25 ila 29’uncu sayfalarında temel ekonomik büyüklükler, kamu kesimi genel dengesi ve bu konudaki diğer göstergeler, genel devlet dengesi ve merkezi yönetim bütçesi rakamları açıklanmış.
Bu tablolar, 2022-2024 yıllarına ilişkin olarak önümüzdeki 3 yıla ilişkin program hedeflerini içeriyor. Dolayısıyla bu tablolardan hem Cumhuriyetin 100’üncü yılı olarak ve hem de yılın ortasındaki Cumhurbaşkanlığı ile milletvekili seçimi yılı olarak 2023 yılına ilişkin öngörüler çıkarılabiliyor. 2023’e giderken de doğal olarak önümüzdeki 2022 yılının rakamları da görülüyor.
Ancak 2022 yılı makro büyüklükleri ve bütçesi, seçim öncesinin izlerini taşımıyor. Üstelik 2023 yılı büyüklükleri de sanki seçim yokmuş gibi sinyaller veriyor.
Açıkçası burada bir gariplik var!...
Dilerseniz söz konusu garipliği sadece büyüme ve enflasyon öngörüleri açısından ortaya koyalım ve bu çerçeveden bütçe büyüklüklerine bakalım.
Büyüme, salgının etkilerinin yoğun olduğu 2020 yılında yüzde 1.8’de kalmışken özelikle de baz etkisi ve dünya konjonktürü nedeniyle 2021 yılının sonunda yüzde 9.1 olarak hedeflenmiş. Nitekim ikinci çeyrekteki yüzde 21.7’lik büyüme ve derecelendirme kuruluşları ile uluslararası kuruluşlarının değerlendirmeleri de bu yönde. Ancak aynı ivme korunamamış ve 2022 yılı büyüme tahmini yüzde 5’de bırakılmış. Galiba nefes yetmiyor ki 2023 ve hatta 2024 yılları da yüzde 5.5 olarak öngörülmüş. Yani önümüzdeki 3 yıl ve özellikle seçime giderken 2022 yılı için yüksek büyüme hedefleri konulmamış ya da konulamamış. Geçmişten bugüne büyüme iştahını hiç kaybetmemiş olan Hükümet için herhalde ikinci durum öne çıkıyor, yani seçime giderken büyüme hedefi ortaya koyamıyor. Seçimin gelmek üzere olduğu bilindiği halde böyle bir fren garip değil mi?
Enflasyon, malum olduğu üzere vatandaşın cebini, ev kadınının mutfağını, çiftçinin ürününü, çalışanın geçimini etkileyen çok büyük bir sıkıntı. Nitekim artık yüzde 20 bandına yaklaşmış. OVP’ye göre 2022 yılı için enflasyon oranı, yüzde 10 psikolojik sınırının altına indirilerek yüzde 9.8 olarak belirlenmiş. Hatta 2023 yılı için de yüzde 8 öngörülmüş. Aslında ortada herhangi bir çıpa veya istikrar programı olmadığı gibi ÜFE oranı da çoktan yüzde 45’e dayandığı için bu tahminler çok da gerçekçi görünmüyor. Anlayacağınız seçim öncesinde ve yılında fiyatlarda frene basılmaya çalışılıyor. Garip değil mi?
Şimdi de bu garipliğin 2022 bütçesi büyüklüklerine nasıl yansıtıldığına ve dolayısıyla bütçenin ne anlama geldiğine bakalım.
* Bütçe harcamalarında 2020 yılına göre 2021 yılında yüzde 25.1 artış olduğu halde, bu artış 2022 yılında yüzde 11.6 ve 2023 yılında da yüzde 12.7 olarak hedeflenmiş. Yani seçimin öncesi 2022 yılında ve seçimin olacağı 2023 yılında bütçe harcamalarında artış öngörülmemiş. Garip değil mi?
* Bu seyir faiz dışı harcamalarda da benzer oranlarda kendini korumuş. Bu demektir ki personele beklenen artışlar sağlanmayacak, toplumun hiçbir kesimine sosyal transferler yapılmayacak. Daha da ilginci bu yıllarda neredeyse hiç yatırım yapılmayacak. Garip değil mi?
* Ancak faiz giderleri uçmaya devam etmiş. Faiz giderlerindeki artış 2021 ve 2022 yıllarında yüzde 33.9 ve 2023 yılında da yüzde 21.0 olarak öngörülmüş. Demek ki faiz giderlerindeki artış fren yapmadan aynen devam edecek. Garip değil mi?
* Buna karşın bütçe gelirlerinde bütçe giderlerinin üstünde hedefler konulmuş. Yani bütçenin finansmanında herhangi bir kısıntıya gidilmemiş olması garip değil mi?
* Nitekim bu durum vergi gelirlerine de yansımış. Vergi gelirlerindeki artış, 2021 yılında yüzde 26.9, 2022 yılında yüzde 18.9 ve 2023 yılında da yüzde 14.9 olarak öngörülmüş. Demek ki seçim öncesinde ve yılında vatandaştan zamlı vergi alınmaya devam edilecek. Oysa bu hükümetin en çok başvurduğu teşvik veya destek unsurunun vergi olduğunu biliyoruz. Garip değil mi?
Yukarıda tüm toplumu ilgilendiren makro büyüklükler olarak hem büyüme ve enflasyon hedeflerine yönelik fren çabalarını söyledik ve hem de bunu tamamlayan 2022 ve 2023 yılları bütçelerinin büyüklüklerini verdik. Soruyorum şimdi…
- Seçime giderken büyüme ıskalanabilir mi?
- İşsizliğe davetiye çıkaracak olan enflasyonun dizginlenmesine yönelik olarak frene basılabilir mi?
- Aynı şekilde bazı kesimlere bir şeyler dağıtılmaz mı?
O zaman geçmişten bugüne kadar uygulama sonuçları da gösteriyor ki OVP, hedefleri gerçekçi olmayan bir yasak savma ya da usulü yerine getirme belgesi…