2022; önemli olay ve krizlerin yılı oldu. COVID-19 salgını bitiyor derken yanı başımızda kimsenin hayaline gelmeyecek bir savaş çıktı. Devamında gelen enerji darboğazı, yüksek enflasyon, gıda güvenliği, artan konut ve kira fiyatları etkisini sürdürüyor. ABD, arkasına bakmadan Afgan halkını Taliban’a teslim etti. İran’da gençlerin başını çektiği isyanlar aylardır sürüyor. Pasifikte tansiyon yüksek. Her an bölgesel bir savaşın kıvılcımlanması kimseyi şaşırtmaz. Tüm bu ülkelerde insanlar mutsuz. Türkiye mutsuz insanlar için bir istasyon olma yolunda. Yapılan araştırmalara göre vatandaşının önemli bir kısmı mutsuzken, bir de savaştan ve acılardan kaçan mutsuz göçmenler eklendi bu duruma. “Gelişmekte olan ülke” sınıfına giren Türkiye ekonomisi bu kadar insana bakabilir mi yoksa bu insanlar kendi ekonomilerini mi yaratır? Analiz gereken bir soru. Her iki seçenekte, ekonominiz inovasyona dayalı değilse işiniz zor. Yenilikçi bir ülke ve mutlu insanlara sahip olmanın tek yolu: İNOVASYON.
2022 yılında her şeye rağmen güzel gelişmeler oldu. İnovasyon Delileri olarak yüzlerce insan bir araya gelip Türkiye İnovasyon Hareketini kurduk. Girişimcilik ekosistemi büyümeye devam ediyor. Kurumlarımızın inovasyon bilinci yükseliyor. Yaratıcı insanlar birbirinden güç alarak üretmeye devam ediyor. Kanımca yeni bir döneme giriyoruz. Korona ile artık cin şişeden çıktı. Salgın patlar patlamaz yazdıklarımın halen arkasındayım. Dünya eskisi gibi olmayacak. Bozulan dengemiz (ekonomik, sosyolojik, psikolojik) yeni büyük olaylar doğuracak. Şahsen Rus-Ukrayna savaşının önemli tetikleyicilerinden birisinin salgın olduğunu düşünüyorum. Bir süre devam edecek çalkantılar sonrası büyük bir sıçrama yaşayarak yeniden dengeye kavuşacağız. Sarsıntılı dönemlerde, heybemizde neyi kalacağı neyin düşeceği bizim performansımıza bağlı. Türbülanslı dönemler; sıradışı liderler, cesur kararlar ve radikal inovasyonlar için en müsait zamanlardır. Türk milletinin karakterinde olan cesareti bilgi, teknoloji ve inovasyonla desteklememiz gerekir.
Artık ordular değil, ekonomiler, teknoloji, bilgi ve istihbarat savaşıyor. Ekonomimizi güçlendirmek için ülke olarak Cumhuriyetin 100. yılını inovasyon yılı ilan etmeliyiz. Kızılay gibi bu uygulamayı hayata geçiren çeşitli kurumlar var ama yetmez. Bu ruh dalga dalga tüm ülkeye yayılmalı. TİM’in düzenlediği Türkiye İnovasyon Haftası daha kapsayıcı olmalı. Bu ülkenin yetişmiş vatansever evladı fazlasıyla mevcut. Avrupalı/Amerikalı inovasyon konuşmacılarına yüklü çekler yazmak yerine bu güzel ülkenin pırıl pırıl gençlerinin inovasyona dair nitelikli bilgi ve beceriye kavuşması için bilabedel elimizi taşın altına sokmaya hazırız. Kimse merak etmesin; çoğu, yakından görüştüğümüz arkadaşlarımız olan söz konusu Batılı inovasyon danışmanları teknik olarak bizden fazlasına sahip değil. TİM bir çatı örgüt olarak ülkedeki tüm inovasyon inisiyatifleri ile iş birliği yapmalı. İnovasyon Haftası tüm ülkenin kurumlarından kutlanmalı. Hafta boyunca kurumlar kendi içinde konuya dair farkındalık yaratan etkinlikler organize etmeli. Üniversitelerimizde inovasyon haftaları olmalı. Şahsen görevli olduğum Prag Ekonomi Üniversitesi, 2022 itibari ile her dönem inovasyon haftası organize etmeye başladı. İSO 250, istisnasız inovasyon departmanlarını kurmalı. İnovasyon eğitimi olan, yetkin kadrolar yönetici atanmalı. Konuya uzak, inovasyonu kişisel PR malzemesi olarak kullananlar görevlerinden uzaklaştırılmalı. Alttan gelen, yerinde duramayan, dinamik, zihni açık, dünyayı bilen, dil sorunu olmayan gençlerin önü açılmalı.
Tepeden tırnağa tüm kurumlarımız hata yapmaktan korkmadan, öğrenme eğrisine sabır ve kaynak ayırarak cesur kararlar almalı ve iddialı hedefler koymalı. Tarih, sadece başaranları yazmaz, yola ilk çıkanları da yazar. Kendisini milletine adayanları da yazar. Kendisini aşarak büyük amaçlar için yaşayanları yazar. Eğer ekosistem yerine egosistemimizi büyütmeye devam edersek ve kişisel menfaatlerimiz yerine ülke için çalışmazsak belki şahsi servetimiz artabilir ama vasat insanların rol model olarak dayatıldığı vasat bir ekonomi olarak devam ederiz. İnsanımız yoksulluktan kurtulamaz, gençler küserek ülkesini terk etmeye devam eder. Normal zamanlarda fakir, savaş zamanında mağlup bir ülke olmayı içine sindiremeyenleri çağrımıza kulak vermeye davet ediyorum.