Yeni yıl başladı. Hiç şüphe yok ki 2022, geçen yıl olduğu gibi salgının bıraktığı hasarlarla geliyor… Buna rağmen umut barındıran sinyaller de yok değil. 2020; virüs yılıydı. 2021; aşı yılı oldu. 2022; ilaç yılı olacak. Belli ki virüsün çağın gerçeklerini belirlediği dönemi, daha bir süre yaşayacağız.
Türkiye ekonomisi; tüm dünyada olduğu gibi virüsle mücadele ederken, ödeyeceği bedel de yükseldi. Enflasyon, dolar, işsizlik, risk primindeki yükseliş aynı anda gerçekleşti. Boş müjdeler, “uçtuk, aştık, zıpladık” gibi umut pompaları görünümü değiştirmedi.
BORSA, DOLAR, ENFLASYONUN SEYRİ
BORSA; Seçim sürecinin yöneteceği rallilere sahne olacak. Halka açılmaların da yoğunlaşmasıyla endekste yeni rekorlar söz konusu olur. Kafa karıştıran kur korumalı mevduat uygulaması ve şirketlerin “kovanı akarken doldur” yaklaşımıyla borsaya odaklanması, zirveleri zorlayacak.
DOLAR; Kur korumalı yetmez, enflasyon korumalı olsun. O da yetmezse kendi haline bırakılır. Neticede dolar, seçim eğer martta olacaksa 20 liranın biraz altında, Haziran’da olacaksa 20 liranın üstünde, daha dingin volatilite ile akar, gider.
ENFLASYON; Dünya bir yandan iklim değişikliği, diğer yandan küresel enflasyonun etkisiyle 2022’de yol alırken içeride enflasyon, ilk yarıda %40’ı aşar. Yılsonu mu? Seçimi kazanacak olan iktidarın sorunu artık enflasyon… Yüzde 5 hedefi mi? Komik ötesi bir söylemden ibaret…
İKİ SORU İKİ CEVAP
2022 fırsatları neler olur?
Her darboğaz kendi içerisinde nüvelenen fırsatları da beraberinde getirir. Çözüm arayışları çoğalacak. Bu arayışlar Türkiye’yi daha iyi bir kulvara taşıyacak. Şirketler yeni üretim, finansa erişim, ortalık, paylaşım ve küresel ittifak yollar keşfedecek.
2022 riskleri neler olur?
Belirsizlikler… Enflasyonun getireceği tahribat ana tema olacak. Seçimin sonucu ne olursa olsun, kim kazanırsa kazansın; acı ilaç bizi bekliyor olacak. Sonuçta yüksek enflasyonun yönünü tayin edeceğiz. Ya normal enflasyonumuza geri dönecek (%10 civarı) ya da hiper enflasyona (üç haneli) merdiven dayayacağız.
NOT
SEN HALİNİ GÜZELLEŞTİR DÜNYAN DA GÜZELLEŞİR
Seçim yılında para musluklarının şırıl şırıl akıtıldığı, etiketler ile ücretlerin “yakıcı sarmal” içine girdiği bir yıl yaşayacağız. Büyüme, tüketimden beslenen nitelik kaybıyla sürecek. İşsizlikte belirsizlik sürecek. Bütçe açığında şahlanma, cari açıkta gerileme, yatırımlarda sürünme, ihracatta duraklama…
Peki, tüm bunların neticesinde 2022 Türkiye’ye nasıl bir iklim sunacak dersiniz? Beklentim, buna bizlerin karar vereceğidir. Yaşadıklarımız, ekonomiyle fazlaca ilgili görünse de aslında olan bitenin etik boyuta dair olduğunu görüyorum. Bizler halimizi güzelleştirmedikçe ekonomi ya da daha genel ifadeyle hayatımız, neden daha farklı olsun ki?
Ürettiğinden fazlasını tüketme, kazandığından fazlasını harcama, nimeti alıp külfeti öteleme, devlet malı deniz yemeyen domuz deme ve olacakları gör; daha iyi bir Türkiye ve daha iyi bir geleceğin…