A. Levent ALKAN
Derin bir paylaşım sorunu var. Bunu artan derin yoksulluk nedeniyle etrafımızda gözlemleyebiliyoruz.
Gelir dağılımında yığılım tabanda gerçekleşmesi, sosyal bir devlet olmanın gereği olarak çağdaş ulusların yönetimlerine yön verir. Mesela Japonya, Norveç, İsveç, Danimarka, Finlandiya için gelir dağılımı bu şekildedir. Bizdeki duruma baktığınızda zirvedeki gelir son yıllarda çok hızlı bir değişim gösteriyor. Şöyle ki; Çok uzun süre önce değil, daha 2014 yılında milli gelirin %45,9’unu oluşturan zirvedeki elitist zümre, 2023’de %49,8 gelirden pay alıyorlar.
Piramitin dibindeki %20 nüfusun, gelir payı %6,2’den %5,9’a, yine piramitin alttaki %20lik nüfusunun gelir payı 10,9’dan %9,8’e, ortadaki %20lik nüfusunun %15,3 gelir payı %14’a, üstteki %20lik nüfusunun %21,7 gelir payı %20,5’e gerilemiştir. Milli gelirden aldığı pay düzenli, sürekli ve artan hızda büyüyen grup, her zaman zirvedeki nüfus olmaktadır. Zirvedeki grubu sabit tutup diğerlerinin durumunu buna göre ölçtüğümüzde sonuç oldukça vahimdir.
Bu grafikte zirvedeki %20 nüfusun gelirini diğer dört grup olan; dip, alt, orta, üst grupla karşılaştırıyorum. 2014 yılını “1” kabul edecek şekilde; “zirve/dip”, “zirve/alt”, “zirve/orta”, “zirve/üst” oranının 2014 yılına göre yıllar içindeki seyrine bakıyorum. Özellikle zirvedeki %20 nüfusun gelirinin diğer guruplara oranla büyüklüğüne bakıyorum. Çünkü sadece düzenli artış kaydeden grup, zirve grubu olarak karşıma çıkıyor. Bunu elma dilimi grafiklerin son 10 yıllık seyrinde açıkça görebiliyorum. 2014’deki %45,9’luk pay, 2023’te %49,8’e çıkıyorsa, bu bir araştırmacı olarak benim kulağıma kar suyu kaçmasına yetiyor, diyebilirim.
Sonuç olarak gelir dağılımındaki %20’lik zirvenin diğer tüm 4 grubun üstüne çöktüğü görülmektedir. 2020’deki küresel COVID-19 salgını bizim ülkemizde de yaşandı. Gelin görün ki, bu dönemde sadece Türkiye’de, zirvedeki gelir grubunun en çok dipteki en fakir gelir grubunun üstüne çöktüğüne şahit olduk. Böylece zirvedekiler, hem dünyadan hem de bizdeki diğer (alt, orta, üst) tüm gruplardan ayrıştılar. Yurtdışında bu dezavantajlı gruplara doğrudan gelir desteği yapılarak hasar an aza indirgendi. Pandemi dönemi, milli gelirin en fakirleri olan diptekiler için çok daha ağır gelir sorunlarına dönüştü. 2021’de tam toparlıyorduk ki, “nas’a dayalı” makroekonomik kararlarla bu kez çöküş, alt ve orta sınıfta da kendini hissettirmeye başladı. 2022 altındakilere kıyasla zirveye adeta kurulmuş olan en yüksek gelir grubunu adeta devleştirdi. 2023 sosyal devlet olma sınavından geçemediğimiz bir yıl olarak hafızalarımızda yer etti. Şubat 2023 depreminde iletişim, kurtarma, yardım hizmetlerini sunamamış olmak, gelir dağılımında zirve hariç tüm grupları toprağın altına gömdü.
***
Kaynak: TÜİK