İhtiyaçlar, icatların anasıdır. İnsanoğlu ne vakit başı derde girmişse büyük çözüm üretmiştir. Mahşerin 4 atlısı denilen; savaş, afet, kıtlık ve salgın; 2020’de başımızı yeterince belaya soktu ve çözümünü aramak zorunda kaldığımız yığınca sorun üretti.
Teknoloji, bu dönemlerde daima çözümlerin en etkeni olagelmiştir. Korona ile sağlık riskleri yanı sıra ekonomik sıkıntılar katlandı. Dijitalleşme keyfiyet olmaktan çıktı, zorunluluk halini aldı. Lojistik, uzaktan üretim, yapay zekâ ve diğerleri… Tüm bu alanlar ya gelişti ya da zıplamanın eşiğine dayandı.
Bu açıdan 2021; teknolojik yatırımların artacağı, bu sektörün parçası olan şirketlere rağbetin tırmanacağı yıl olacak. Türkiye’den de yoğun talep var bu hisselere… Ancak ağırlıklı olarak yabancı borsalara yöneliniyor . Nedeni ise Türkiye’de teknoloji sektöründe 19 şirket bulunmasına rağmen bunların toplam piyasa değeri 7 milyar 409 milyon $ ve %31’i halka açık.
Borsadaki teknoloji şirketleri bu yıl %86.48 değer kazandı. Hala da talep görüyorlar. Kendi borsamızdaki ilk 10 hisseye bakıyoruz; banka, otomotiv, perakende, savunma ve inşaat… Teknoloji alanındaki büyük şirketlerimizin borsaya gelmesi bu alanda yapılacak yatırımlarla bu dağılımın değişmesi halinde gelişimden bahsedebiliriz.
En fazla kazandıran yatırım fonlarında da ilk 5 fondan biri yabancı teknoloji hisse senedi. Diğeri ise yerli teknoloji hisse senetlerine yatırım yapan fon... Bu alandaki gelişimi görmek kaçınılmaz…
TEKNOLOJİ START-UP’LARIMIZ YATIRIMCISINI BEKLİYOR
İlk burakımız (Unicorn) 1,8 milyar $’lık küresel başarıya imza attı bile. Daha yüzlercesi, yörüngeye çıkmak için bekliyor. Türkiye’de START çok ama UP az. Sebebi? Yatırımcılarımızın teknolojiye ilgisizliği…
Borsanın toplam değeri 221 milyar 600 milyon $ ve teknoloji şirketlerinin değeri sadece 7 milyar 409 milyon $. Kısaca teknoloji borsanın %3,1’i… Bu size bir şeyler anlatmıyor mu?