Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan geçici verilere göre 2019 genelinde genel ticaret sistemine göre ihracat yüzde 2 artışla 180.5 milyar dolar, ithalat yüzde 9 azalışla 210.4 milyar dolar oldu. Özel ticaret sistemine göre ise ihracat yüzde 2.2 artışla 171.6 milyar dolar, ithalat yüzde 9.1 azalışla 202.7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
2019’un Ocak ayından itibaren Ticaret Bakanlığı ve TÜİK tarafından, özel ticaret ve genel ticaret sistemine göre iki farklı dış ticaret verisi açıklanmaya başladı. Yıllardan beri açıklanmakta olan ihracat verilerine 2019 başından itibaren serbest bölgelerden yapılan net ihracat ile antrepolardan yapılan ihracatta ekleniyor. Benzer değişiklik ithalatta da yapılıyor. Böylece ulaşılan rakam genel ticaret sistemine göre dış ticaret verisi oluyor. Genel ticaret sistemindeki ihracat ve ithalat değeri, şimdiye dek kullandığımız özel ticaret sistemi verisine göre daha yüksek değerler alıyor.
Örneğin 2019 yılında özel ticaret sistemine göre 171.7 milyar dolar olan ihracat genel ticaret sistemine göre 180.5 milyar dolara, 2019 yılında özel ticaret sistemine göre 202.7 milyar dolar olan ithalat ise genel ticaret sistemine göre 210.4 milyar dolara çıkıyor. Serbest Bölgelerin varlık amacı ihracatı artırmak olduğu için, özel ticaret verileri genele dönüştürülürken, ihracat kalemindeki artış ithalattan daha yüksek oluyor. Bu da dış ticaret açığının daha düşük çıkmasını sağlıyor. Örneğin özel ticaret sistemine göre 2019’da 31.1 milyar dolar olan dış ticaret açığı genel ticaret sistemine göre 29.9 milyar dolara gerilerken, ilkinde yüzde 84.6 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı yeni sistemde yüzde 85.8 oluyor.
Bundan sonra genel ticaret sistemi ile devam edelim.
İhracat YEP hedefinin altında, İthalat üstünde gerçekleşti
Eylül ayında açıklanan son Yeni Ekonomi Programında 2019 hedefi ihracat için 181.4 milyar dolar, ithalat için 207.8 milyar dolar olarak belirlenmişti. Bir önceki programda 2019 için ihracat hedefi özel ticaret sistemine göre 182 milyar dolar olarak belirlenmişti. O günlerde genel ticaret sistemi henüz yoktu. 182 milyar dolar hedefi, genel ticaret sistemine göre yaklaşık 191 milyar dolara denk geliyor. Dolayısı ile Eylül 2019’da açıklanan Yeni Ekonomi Programında ihracat hedefi önceki programa göre yaklaşık 10 milyar dolar aşağı çekilmişti. Bugün açıklanan verilere göre İhracat YEP hedefinin bir miktar altında, İthalat ise bir miktar üstünde gerçekleşti
2019’da ihracat 3.6 milyar dolar arttı, ithalat 20.8 milyar dolar azaldı. Bundan önce yaşanan tüm kriz ya da darboğazlarda da olan buydu. Ancak bu defa ihracat artışı öncekiler kadar kuvvetli olmadı. Dış ticaret açığı ve dolaylı olarak cari açıktaki iyileşmenin ana sebebi ithalattaki düşüştü.
İhracat
2019’da ihracatın yüzde 47’sini hammaddeler, yüzde 40’ını tüketim malları ve yüzde 12’sini yatırım malları oluşturdu. Oranlarda önceki yıllara göre kayda değer değişiklik olmadı.
Yılın 9 ayında artış gösteren ihracat 3 ayda ise geriledi.
2019’da tekstil, otomotiv, çelik, maden, zeytinyağı ve tütün sektörlerinde ihracat azaldı. Kalan sektörlerin çoğunda ise kayda değer değişim olmadı. Ancak üç sektördeki artış ortalamanın üzerine çıktı: savunma, kimya ve mobilya.
Aslına bakılırsa “Türkiye’nin 2019 ihracat artışını bu üç sektörün performansı belirledi” demek yanlış olmaz.
Yaklaşık rakamlar ile
• Savunma sanayii ihracatı 600 milyon dolar,
• Mobilya ihracatı 500 milyon dolar,
• Kimyevi ürünler ihracatı ise 3 milyar dolar arttı.
Kimyevi ürünlerin detayına girildiğinde en büyük artışın 27. Fasılda, yani mineral yağ ve yakıtlarda olduğunu görülüyor. Yani 27. fasıldaki artış olmasa Türkiye’nin 2019 ihracatında artış olmayacaktı.
Savunma, kimya ve mobilya ihracatındaki artış 4.1 milyar dolar civarında. Toplam ihracattaki artış ise 3 milyar dolar civarında. Yani Türkiye’nin 2019 ihracat artışını bu üç sektöre borçlu.
İthalat
Yıl genelinde ithalat yüzde 9 düşüşle 210.4 milyar dolar oldu.
İlk 8 ayda gerileyen ithalat, Eylül’den itibaren artışa geçti.
İthalatın yüzde 78’ini hammaddeler, 12’sini yatırım malları, yüzde 10’unu tüketim malları oluşturdu. Bu üç kalemin tamamında ithalat gerilerken en büyük gerileme yüzde 16.6 ile tüketim malı ithalatında oldu. Yatırım malı ithalatındaki daralma yüzde 13.5, hammadde ithalatındaki daralma yüzde 7 oldu.
İthalatta yıl genelinde düşüş 21 milyar dolara yaklaştı. Bunun yaklaşık olarak
• 4 milyar doları demir-çelik
• 4.5 milyar doları elektriksiz makineler
• 4.5 milyar dolarını otomotiv sektöründen kaynaklandı.
Ancak ihracatın aksine, daralma ithalatın geneline yayıldı.
Son aylardaki veriler, tüketim malı ithalatının hammadde ve yatırım malı ithalatından hızlı yükseldiğini gösteriyor. Bu, her defasında sakındığımız ama yine her defasında yaşadığımız bir döngü.
2020’den İlk İşaretler
İhracatın yönünü büyük oranda dış talep belirlerken, ithalatın yönünü hem iç talep hem de dış talep belirliyor. Çünkü ihraç ettiğimiz ürünlerin kayda değer bir kısmını önce ithal edip işlediğimiz ürünler oluşturuyor.
2019’un sonlarına doğru iç talepte başlayan canlanma bu nedenle, ithalatta da hızlı bir artış başlattı. 2019’un son aylarında artmaya başlayan ithalat, 2020’nin ilk aylarında ihracattan daha hızlı bir artış gösterecek.
Orta Vadeli Program’a göre 2020’de ihracat 190 milyar dolar, ithalat ise 231.5 milyar dolar olacak. Bu da ihracatta yüzde 5.3, ithalatta yüzde 10 artış beklendiğini gösteriyor.
2020’de dış ticaretin yönünü ve hızını iç ve dış ekonomik konjonktürdeki gelişmeler belirleyecek. Avrupa ekonomisinde 2020, geçen yıla göre daha rahat geçecek. Bu bizim ihracatımız adına pozitif bir gelişme. Ancak etkilerini hemen görmemiz zor. Muhtemelen Nisan-Mayıs’tan sonra bölgeye ihracatımızda canlanma başlayacaktır. Brexit sonrası İngiltere-AB müzakereleri yıl genelinde devam edeceği için, bu kanaldan pozitif ya da negatif bir etki gelmesini beklememek gerekir.
Küresel para arzındaki artış ve gevşek para politikaları devam ettiği, Türkiye’de iç talebi destekleyici adımlar atıldığı ve herhangi bir bölgesel siyasi gerilim olmadığı müddetçe, canlı ithalat artışı devam edecektir. Ancak yılın ikinci yarısında, dış piyasalardaki dengelenme ve düzeltmelerin iç talebe etkileri, içeride de baz etkisinin hafiflemesi ile ithalatta yavaşlama olabilir.