19 Mayıs: Umuda yolculuk

ADNAN NUR BAYKAL

Daima yapılacak bir şeyler vardır, yeter ki doğru bir strateji geliştirebilelim. 19 Mayıs 1919. Bir strateji yolculuğunun başlangıcı. Mustafa Kemal’in kendi hayatını gerçekleştireceği ve ülkesinin geleceğini kuracağı stratejinin başlangıç noktası. Mustafa Kemal, bu tarihten itibaren kendi geleceğini, ülkenin aydınlığa çıkabilmesi için riske atıyor. Hayati kararlar vererek ve isabetli bir strateji geliştirerek, liderlik yeteneğini ortaya koyuyor. Kurtuluş harbinden sonra Mustafa Kemal’in silah arkadaşı Rauf Orbay, “Mustafa Kemal Paşa mücadeleye atılmasaydı, bu memleket kurtulamazdı”, diyor. 19 Mayıs’ta Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basmasıyla başlayan Kurtuluş Harbi, doğru bir stratejinin geliştirilmesinin, uygulanmasının ve aynı zamanda kelle koltukta karar vermenin hikayesidir. Sonucunun ne olacağının belli olmadığı belirsizliğe doğru bir yolculuktur 19 Mayıs.

Hariçten gösterilen gayretler ve dahilde sergilenen beceriksizlikler neticesinde Osmanlı İmparatorluğu uçuruma yuvarlandı. Mustafa Kemal ve arkadaşları strateji oyununu, 1. Dünya Harbini kazanan ülkelerin kurallarına göre mi oynayacaklardı, yoksa oyunun kurallarını, kendileri mi belirleyeceklerdi? Daha önce İttihat ve Terakki zamanında, 1. Dünya Harbinde Osmanlı İmparatorluğu’nun stratejisi, Almanya’nın menfaatlerine göre Alman Genelkurmayı tarafından belirlenmiş, İttihat ve Terakki tarafından gerçekleştirilmişti. 19 Mayıs yüzyıllardır ilk defa, Büyük Taarruzla neticelenecek bir Türk stratejisinin başlangıcı, ilk adımı sayılmalı.

Çanakkale Harpleri Mustafa Kemal’in strateji ve liderlik yeteneğini ortaya çıkarabilmesine imkan verdi. Fakat Enver Paşa onu gölgeledi ve bir kenara itti. İttihat ve Terakki liderlerinin memleketten kaçmalarıyla Mustafa Kemal harekete geçti. Daha önce işgale karşı bölük pörçük başkaldırmalar başlamıştı. Fakat ortada bir strateji yoktu.

Mustafa Kemal İstanbul’da bir durum tespiti yaptı. Bunu onun Gençliğe Hitabesinde de görüyoruz: “Düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.”

Mustafa Kemal 19 Mayıs’ta Anadolu’ya geçerek ana prensipleri belirlemeye başladı. Stratejinin hedefini Misak-ı Milli (Türkiye’nin bugünkü sınırları) ve yeni bir devlet yapısı olarak belirledi. Dağılmış bir tespihin imamesi gibi bir teşkilat etrafında tespihin tüm tanelerini biraraya getirmeye başladı.

Bu Ana Prensipleri gerçekleştirebilmek için sonraki süre içinde birbiriyle uyumlu gerekli aksiyonları organize etti. Batıda, doğuda ve güneyde başlayan zayıf direniş hareketlerini birleştirdi, bir teşkilat etrafında topladı ve düzenli orduyu kurdu. Bu orduyla da ülkeyi istila güçlerinden temizleyip Türkiye Cumhuriyeti’ni ortaya çıkardı.

Strateji hem harp sahalarında, hem de iş hayatında çok önemlidir. Harp sahasında ülkelerin, iş dünyası mücadelerinde de şirketlerin geleceği söz konusudur.

19 Mayıs 1919’da Türkiye’de gerçekleşmeye başlayan strateji oyununun iş hayatındaki bir benzeri Amerika’da iş hayatında 1997 yılında gerçekleşiyor.

Steven Jobs ve arkadaşları 1976 yılında Apple adlı şirketi kuruyorlar. Şirket bilgisayar sektöründe çok başarılı oluyor. 1985 yılında şirketin ortakları Steven Jobs’u Apple’den ayrılmaya zorluyorlar. Jobs şirketten ayrılıyor, Apple de bu tarihten sonra düşüşe geçiyor, 1997’de iflasa yaklaşıyor.

Bunun üzerine Apple yönetimi Steven Jobs’u tekrar Apple’in başına getiriyor. Apple hayatımızı zenginleştiren iPad ve iPhone gibi ürünleri piyasaya sunuyor, tekrar çok başarılı oluyor. Şirketlerin başarıları da, ülkelerin başarıları da izledikleri stratejilerin performansıyla ilgilidir. Sizin kazandıracak bir stratejiniz var mı?

Ama siz siz olun şirketinizi o zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun getirildiği duruma düşürmeyin. Michael E. Porter “Rekabet Stratejileri” adlı kitabında, şirketlerin güçlerinin rakipleri karşısında ne oranda olursa başarılı olabileceklerinin formülünü veriyor. Bu formüldeki imkanlar ortaya konduğunda, Mustafa Kemal’in başarılı olması imkansız. Porter, formülünde sadece rakiplerin maddi güçlerini karşılaştırıyor, insan faktörünü görmezden geliyor. Mustafa Kemal’in liderliği ve strateji zekası, başarıyı mümkün kılıyor.

Kurtuluş Harbinden sonra bu mücadelenin zorluğunu anlatmak için Mustafa Kemal Atatürk, “Kuvayı Milliye’ye inanmayanlar da, inananlar kadar haklı idiler”, diyor. “Gerçekçi ol ve imkansızı iste!” 1968 kuşağının sloganı. Che Guevera bu sözü söylemiş. Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak adeta bu sloganın öncülüğünü yapıyor. Che Guevera Atatürk’ten esinlenmiş olmasın

O zamanlar doğum yılı bilinirdi de, doğum günü genelde önemli değildi, bilinmezdi. Mustafa Kemal’in de doğum günü belli değildi. Mustafa Kemal Atatürk’ten bir doğum günü seçmesi istendiği zaman ‘19 Mayıs’ tarihini vermesi acaba bu tarihin, gerçekleştirilmesi çok zor bir stratejinin ilk adımı olduğu ve kendisinin ve ülkesinin yeniden doğuşunu simgelediği için midir acaba?

Tüm yazılarını göster