13 yaşındaki küçük ihracatçı

Oktay ENSARİ Kayseri Notları

Kayseri fıkralarının başında uyanık Kayserili tipi gelir. Bu tip, gelenekçi, hazırcevap, çalışkan, yatırımcı, müteşebbis, ticari zekâsı olan, parayı ve zenginliği çok seven, ancak hayırda birbiriyle yarışan bir tiplemedir. Kayserili doğduğu topraklarla yaptığı hayır işleriyle ödeşir. Özel bir adla anılmaz. Adı Kayserilidir hep.

Müthiş hazırcevaplık ve pratik zekâ örneği Kayserililerin ticarete olan yatkınlığının, 6 bin yıl öncesi Asur ticaret merkezi, Anadolu’nun en önemli ticaret merkezi, ticari kanunlar, yazılı belgelerin, senetlerin mühürlerinin bulunduğu Kültepe’den geldiği varsayılıyor. Kayseri fıkralarında Kayserilerin pazarlıkçı olduğu, ticareti ve dolayısıyla parayı çok sevdikleri de sıkça vurgulanıyor.
İşte bunun bir örneği; zaman bulduğu kentteki sınai kuruluşları çat kapı ziyaret eden, onların üretimlerini sorunlarını yerinde görmeyi kendine ilke edinen Kayseri Valisi Gökmen Çiçek’in yaklaşık 60 yıllık Türkiye’nin ilk meyve suyu fabrikası Meysu’yu ziyaretinde yaşandı. Kayseri Valisi, üretim, istihdam konusunda çok duyarlı. Araya; göreve atanalı bir yıl olmadan yaşanan deprem felaketi nedeniyle, İçişleri Bakanlığınca koordinatör vali olarak atanması girse de kentteki sanayi kuruluşlarını yakinen tanımakta kararlı…

Fabrika ziyareti sırasında, ikinci kuşak Meysu Gıda Genel Müdürü Osman Güldüoğlu’nun okullar tatil olunca babasının işyerinde çalışan 13 yaşındaki oğlu Bekir’in bu yaşta sıkı bir ihracatçı olduğu anlaşıldı. Vali Gökmen Çicek’in ziyaret sırasında tanıştığı ve sohbet ettiği Bekir’in bir yıldır kendi adına kartvizit bastırıp, Togo ve Senegal’e 2 konteyner meyve suyu ihraç ettiği, bir başka deyimle para kazandığı ortaya çıktı. Güldüoğlu ailesinin üçüncü kuşağı Bekir Güldüoğlu, “Vali amca, geçen yıl babamla birlikte İstanbul’daki Word Food fuarına gittim. Orada, Senegalli ve Togolu iş insanlarıyla okulda ilerlettiği İngilizcem sayesinde ürünlerimiz hakkında konuştuk. Sonra Togolu ithalatçı Abu Sow ile 2 konteyner meyve suyu ihracatı konusunda anlaştık. Bunu Senegalli ithalatçılarla yaptığım görüşmeler takip etti. Dede, baba mesleğini sürdürmek, ihracat yapmak çok hoşuma gitti. Zaten okul tatillerinde, hafta sonlarında her Kayserili gibi bende babamın işyerine giderek, işi öğrenmeye çalışıyorum” diyerek 13 yaşında başlayan ihracatçılık serüvenini anlatıverdi. Kayserililer ticaret yapan çocukları için söz açılınca, “En küçüğümüz kan kırmızı” derler. İhracatta 5 milyar hedefine ulaşmaya çalışan Kayseri’de durum böyle. Yaşı ne olursa olsun bir Kayserilinin çalışmaması boş durması ayıp. Hele hele iş dedenin, babanın veya bir yakınının olursa…

Tüm yazılarını göster