Bir süredir parasına yatırım arayana, tarıma elverişli araziler ve gençlere yatırımı önerip duruyorum. Bana gelen karşı soru; “biz bunlardan anlamayız” türünde. Gençlerin yapabileceklerine ispat için bizim Peak Games şirketini örnek veriyor ve 1,8 milyar $’lık satıştan söz ediyorum.
Bugün Estonya örneği geldi önüme… 1,3 milyonluk nüfusu ile 4 adet ‘Unicorn’ (değeri 1 milyar $ üzeri, genç teknoloji şirketi) çıkaran Estonya, sunduğu imkânlar ve izlediği stratejilerle dünyanın dikkatini üzerine çekiyor. Estonya, dünyanın dört bir yanındaki girişimciler için sunduğu fırsatlarla, Türkiye’den yeni unicorn hikâyeleri çıkmasına aracı olabilir.
Microsoft tarafından 8,5 milyar dolara satın alınan Estonya doğumlu Skype, dünyanın en büyük halka açık online oyun yazılımı sağlayıcısı Playtech, 20’yi aşkın ülkede 3 milyondan fazla yolcu ve 100 bin sürücüyü birbirine bağlayan ulaşım uygulaması Bolt (eski adıyla Taxify) ile dijital dünyanın ilk para transfer yöntemlerinden TransferWise bu örneklerin başında geliyor.
100 Türk gencinin başarısının Estonya üzerinden tekrarlanabilir olması halinde Türkiye girişim ekosistemi, çok daha büyük başarılara imza atabilir. Girişim ekosisteminde İsrail, Kolombiya, Filipinler, Brezilya, Portekiz ve Malta sürekli unicorn çıkarıyor. Biz neden daha azına razı olalım ki?
BETON-OBURLAR YÜZÜNDEN GENÇLERİMİZİ KAPTIRACAĞIZ
Biz kafalarımızı betona gömerken Estonya gençlerimizi ülkesine çağırıyor; “gelin buradan sizi yörüngeye çıkaralım.” e-residency programıyla dünyanın herhangi bir yerinden AB pazarında kurulmuş şirket imkânı sunuyor; “nerede olursan ol, yine gel.”
2 bin 600 vatandaşımız e-oturum aldı bile… Sermayedarlarımız duysun; “beton ağırdır, uçamaz, ülkeyi uçuramaz. Ama bizim gençlerimiz; uçurabilir. Fakat onları bizden önce Estonya uçuracak, haberiniz olsun.”