2019 yılı meslekte 45. yılımı doldurup, 2020 itibariyle 46. yıla ayak basıyorum.
1974 yılı için sadece 1.5 milyar ABD Dolarının biraz üzerinde idi.
2 milyar ABD Doları’nı geçmek ise ancak 1978 yılına kısmet olmuştu.
2019 ülke ihracat rakamımızın 180 milyar ABD Doları’nı yakalamasını bekliyoruz.
İhracatımız, mesleğe giriş günümüze göre 120 kat gibi bir artış göstermiş.
Bunun bir parçası olmak ve karınca kararınca katkımın olması anlatılması zor bir keyif ve gurur.
1970’li yıllarda, yurt içindeki sanayi ürünlerinin üreticilerinin azlığı veya hiç olmaması, bizleri çok kısıtlıyordu. Yurt içi üretimleri kısıtlı olan sanayi ürünlerimiz için verdiğimiz teklifler uluslararası rakiplerimize göre çok pahalı bulunurdu.
İhracatta en büyük hamle, 1980 yılı sonrasında rahmetli Turgut Özal döneminde Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu değişiklikleri ile yapıldı.
Sonra gelen benzer tedbirlerle de ihracatımız artmaya başladı.
1980 yılında 3 milyar ABD Doları’na yaslanan ihracatımız 1990 yılında 13 milyara erişti.
2000 yılında 28 milyar ABD Dolarına yaklaşan ihracatçılarımız 2007‘de 100 milyar ABD Doları sınırını geçti.
Kuşkusuz bu artışlarda devletin ihracata verdiği destekler önemliydi.
Amma, %5’ten başlayarak %45’e varan vergi iade listelerinin cazibesine kapılan kötü niyetli kişilerin başlattığı Hayali İhracat hamlesi, daha sonraki yıllarda bu vergi iadesi listelerinin kaldırılmasına karşın, kendisine değişik yollar bularak devam etti.
Gerek bürokrasinin doğal ağırlığı gerekse bürokratların hem kendilerini hem de devleti riskten uzak tutma çabaları sonucu destek ödemelerinde ortaya çıkan gecikmeler, biz ihracatçıları verilen desteklere soğuk bakmaya yönlendirdi.
En çok kullanılan desteklerde bile kullanım ihracatçı sayısı ile kıyaslandığında durum nedir?
İhracatçıların en büyük şikâyeti olan Desteklerin bıktırıcı sürelerde geç ödenmesi onunla uğraşacağıma kendi cebime bakarım düşüncesini yaymaktadır.
Destek ödemelerinde bakanlığın iş yükünü azaltmak için devreye alınan İhracatçı Birlikleri de maalesef işi hızlandırmakta pek de başarılı olamamaktadırlar.
2023 yılı için yenilenen ve daha makul bir seviye olan 226,6 milyar ABD Doları ihracat hedefine erişmek için ihracat piyasasında savaşacak insan kaynağı niteliği artmakta.
2023 yılına 3 yıl kaldı amma nitelikli eleman sayısı ne kadar artıyor o çok şüpheli.
Israrla söylediğimiz bir şeyi tekrar edelim; İş hayatındaki elemanları eğitelim amma ihracat piyasasına eleman temin eden alt yapıya bundan daha fazla önem ve eğitim vermeliyiz.
Maalesef Dış Ticaret okuyan öğrencilerimiz bu mesleğin niteliklerinden uzak ve hatta bu mesleğin adının önünde Dış ve Uluslararası olmasına karşın bu meslekte en çok gerekli ve hatta olmazsa olmaz olan, en az bir yabancı dil bilme niteliğinden yoksundurlar.
Bu niteliği ve uygulamalı eğitimi dış ticaret okuyan gençlerimize mutlaka ve mutlaka vermek zorundayız.
Bu iş politikacıları aşar çünkü bu bir memleket ve hepimizin meselesi ve unutmayalım ki insan kaynağı her kaynağın önünde gider.
Not: Sohbetin bir kısmı, güncelliği nedeniyle 31.12.2013 tarihli sohbetten alınmıştır.