Bu köşede dış politika yazıları okumaya alışkınsınız. Ancak sadece bir seferlik, başka bir konuda yazmak için izin istiyorum. Konu, 10 yıl önce bir maden şehidinin çocuğuna verilen bir söz üzerine.
13 Mayıs 2014 yılında, Soma'da meydana gelen maden kazasında 301 maden işçisi hayatını kaybetmişti. Türkiye günlerce ağladı o işçiler için, haberler yapıldı gazetelerde, televizyonlarda. Tüm Türkiye'nin maden şehitlerine içi yanarken, bir mezara bırakılan mektup, halkın içindeki iyi duyguların bir kampanyaya dönüşmesine ön ayak oldu.
Mektubu yazan, maden şehitlerinden Ali Yüksel'in kızı Betül'dü. Betül'ün ölmüş babasına hitaben yazdığı ve mezarına bıraktığı mektup haber olarak kamuoyuna yansıyınca, dev bir kampanyaya dönüştü.
Hürriyet Gazetesi'nin başlattığı "Soma'nın hayalleri var" kampanyası çerçevesinde, şehit madencilerinin çocuklarına tek tek "hayalleri" soruldu; Araba şeklinde yatak isteyen de oldu, Fransa'yı görmek isteyen de. İstanbul'u gezmek isteyen de vardı içlerinde, Ankara'da Anıtkabir'i, Meclis'i görmeyi hayal eden de. Oyuncak bebek isteyen, "bir prenses elbisem olsa" diyen, bilgisayara ihtiyacı olduğunu söyleyen çocuklar her yaştan çocuklar...
Küçücük, ama çok değerli hayallerdi hepsi.
Kampanya çerçevesinde sadece Türkiye'den değil, tüm dünyadan Soma'ya kargolar yağdı; prenses elbiseleri, bilgisayarlar, araba şeklinde yataklar, kitaplar, kıyafetler yüzlerce kilometre öteden Soma'ya yollandı. Ardından belediyeler devreye girdi; Çocuklar Ankara'ya, İstanbul'a, İzmir'e, Antalya'ya, Samsun'a gitti. Kapadokya'da hayırsever otel sahipleri ağırladı şehit çocuklarını, çok görmek istedikleri o peri bacalarını gezdirdiler, balonlara bindirdiler.
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş kulüpleri, taraftarı olan çocukları maçlarda ağırladı, antrenmanlara aldı. Tanınmış televizyon yüzleri kendilerine hayran olan çocuklarla bir araya geldi, beraberlerinde yüzlerce oyuncakla birlikte. Kimi dizi oyuncusu Soma'ya kadar gitmekten çekinmedi hayranı olan çocukla tanışmaya.
Tüm Türk halkı seferber oldu o küçücük hayaller için.
Hayali gerçekleşmeyen tek kişi olarak ise, kampanyanın başlamasına vesile olan Betül Yüksel kaldı. Betül'ün hayali pilot olmaktı. Türk Hava Kurumu'nun o dönemki Genel Başkanı Vacit Öktem, Betül ve ailesiyle bir protokol imzaladı. Kaymakamlıkta imzalanan bu protokolle, Betül'ün üniversite çağına geldiğinde tam burslu olarak Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nde pilot eğitimi alması sözü verildi Kurum tarafından.
Bu yıl üniversite çağında geldiğinde, Betül ve annesi, yanlarına imzalı o protokolü de alarak Türk Hava Kurumu Üniversitesi'ne gittiler. Ancak verilen yanıt şok ediciydi; Kurum, önceki Genel Başkanı'nın imzasını yok sayıp, "önceki dönemde yapılan protokol bizi bağlamaz" demişti Betül Yüksel ve ailesine.
Konuyu Youtube kanalında gündeme getiren gazeteci Yılmaz Özdil, protokole bağlanmış sözü bile tutmayan THK bürokrasinden umudu kesmiş olmalı ki, Selçuk Bayraktar'a çağrıda bulundu.
Türkiye'nin vergi rekortmeni olan Bayraktar'dan, karınca kararınca biz de rica edelim;
Sayın Bayraktar, lütfen Soma şehidimizin çocuğunun hayallerine siz sahip çıkın. Betül'e pilot olması için yardımcı olun ki, uçakla her gökyüzüne çıktığında cennetteki babasına yakınlaşabilsin...