İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: Gereğinden fazla Merkez Bankası'na yükleniyoruz
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Enflasyon ne yazık ki direniyor. Dün gelen veri sabır sürecinin bir dönem daha devam edeceğini ortaya koydu. Tedavisi yoğun ve stresli bir süreç olacak” derken, konkordatoya ilişkin olarak da Adalet Bakanlığı ile çalışma yaptıklarını belirtti.
Haber Merkezi |İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, CNBC-e'de Güzem Yılmaz Ertem'in sorularını yanıtladı. Bahçıvan hem ekonomiye hem de reel sektöre yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Dün açıklanan enflasyon verilerini değerlendiren Bahçıvan, asgari ücrete yapılacak zammın önemli bir denge olduğunu da söyledi.
“En büyük mücadele beklentilerde olacak”
İSO Başkanı Bahçıvan, “enflasyonda tahribatın büyüklüğünün tahminden daha fazla” olduğunu söylerken, en büyük mücadelenin de beklentilerde oluşacağını şu ifadelerle anlattı:
“Enflasyon denen olayın topluma girmemesinin ne kadar önemli olduğunu zikretmiştik. Tedavi süreci hastalık kadar bedel ödetilmesi gereken süreç. Enflasyon ne yazık ki direniyor. Dün gelen veri sabır sürecinin bir dönem daha devam edeceğini ortaya koydu. Tedavisi yoğun ve stresli bir süreç olacak. Enflasyonda beklenti anketini önemsiyorum. Vatandaş 65'lerde makas çok büyük. Toplum 3-4 yılın oluşturduğu olumsuz paradigmayı aşamıyor. En büyük mücadele de orada olacak. Yoracak olan da o. Enflasyonun sosyolojik boyutu olduğu gerçeğini görmemiz lazım.”
“Sanayici yumurta-tavuk, tavuk-yumurta ikilemi içerisinde”
Enflasyonist ortamda sanayicini fiyatlama öngörüsünün zorlaştığını belirten Bahçıvan, pandemide yaşanan stok sorunlarının ardından gelen yüksek enflasyonun yarattığı stoklama davranışıyla şu dönemde yaşanan yavaşlamayı şu şekilde anlattı:
“Enflasyonun sanayici için yaratmış olduğu tahribat fiyat oluşturamama öngörüde bulunamama oldu. Derin bir Kovid döneminden Türkiye geçmişti. Her bir tedarik ürününü bulundurmak için ciddi stok üretimi gerekiyordu. Enflasyonist süreç başlayınca fiyat verme ve oluşturma noktasında hassasiyet başladı. Enflasyon dönemindeki fiyat, korumacı fiyat. Hiçbir üründe bugünün fiyatı verilmiyor. 3-4 ay sonra pratiğe dökülecek fiyat veriyorsunuz. Fiyat baskısı sizi korumacı fiyat vermeye zorluyordu. Geçmiş 4 yılın tüm stoklama ve fiyatlama alışkanlıkları değişti. Stoklarda çok ciddi azalmaya doğru gidiş var. İşlerin yavaşlamasının temelinde o var. Şu anda en başta yüksek faiz ortamı çözüm noktasındaki en büyük problem. Faizin düşmesinin de yegâne şartı enflasyonun düşmesi. Yumurta-tavuk, tavuk-yumurta ikilemi içerisinde; yüksek faiz ortamında en büyük bedeli sanayici ödüyor.”
“Gereğinden fazla Merkez Bankası'na yükleniyoruz”
Erdal Bahçıvan, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele konusunda başarılı olduğunu belirtirken, gereken şartların oluşmasıyla yine en doğruyu yapacaklarını düşündüğünü belirtti. Bahçıvan, TCMB’nin dışında enflasyonla mücadelede diğer aktörlerin de sahaya girmesi gerektiğini şu şekilde açıkladı:
“Merkez Bankası'nda doğruları yapma konusunda başarılı bir yönetim var. Belki de gereğinden fazla Merkez Bankası'na yükleniyoruz. TCMB dışında enflasyonla mücadelede diğer aktörlerin biraz daha sahaya girmesi lazım. TCMB tahribatı çok yüksek bir hastalıkla boğuşuyor. Gereken şartlar oluştuğu anda faiz ve oyun planlarıyla ilgili en doğruyu yapacaklarını düşünüyorum.”
“Günlük çözümlerimizle vakit harcarken geleceği kaybetmemeliyiz”
Sanayi sektöründe hem geleceği yakalamak adına dijitalleşme için hem de bugünün pazarlarında çözüm yaratmak için yapılacakların gözden geçirilmesi gerektiğini açıklayan Bahçıvan, sanayiye yönelik değerlendirmesini şu şekilde yaptı:
“Avrupa Birliği'nin bu halde gitmesi ihracat için zorlayan faktör. Biz günlük çözümlerimizle vakit harcarken geleceği kaybetmemeliyiz. Bizi dijital dönüşümle farklı bir gelecek bekliyor. İç pazarda ve dış pazarda şartlar bir süre daha böyle devam edecek. Mevcut şartlarda belli destekler mi verilecek, katkı sağlayacak sektörlere can suyunun verilmesi gereken bir döneme giriyoruz. Herkesi kendi haline bırakıp 'başınızın çaresine bakın' deme lüksümüz yok. Sanayinin gelecekte her zaman sigorta olduğunu unutmadan anlayışın gösterilmesi lazım. Teminat yükü gözden geçirilmeli, döviz reeskont kredileri tekrar açılmalı.”
“Sürdürülebilir bir ücret buradaki en önemli konu”
Yılsonu yaklaşırken hem çalışanın hem de işverenin sorunu haline gelen maaş zamlarına yönelik temkinli açıklamalarda bulunan Bahçıvan, vergi dilimlerinde değişim gerektiğini ve asgari ücret artışının istihdam kaybı yaratmayacak düzeyde olmasını gerektiğini şu şekilde anlattı:
“Ücret artışları konusunda yüksek enflasyondan dolayı çalışanların yılın ikinci-üçüncü ayında aşılan vergi dilimlerinin yukarı çıkarılması gerekiyor. Reel sektöre çok daha sağlıklı bir bakış açısına ihtiyaç olan bir döneme giriyoruz. Asgari ücret çok fazla girmek istemediğim bir konut. Birçok iş kolunda asgari ücret pek kalmadı. Her kesimin kendine göre haklı tarafı var. Sürdürülebilir bir ücret buradaki en önemli konu. İstihdam kaybının yaşanmayacağı ve çalışan refahını koruyacak bir dengede buluşabilmek gerekiyor.”
"Konkordato için Bakanlık ile çalışıyoruz"
2024’te artışa geçen konkordatolara yönelik daha da artma ihtimali olduğunu belirten Bahçıvan, alacaklar konusunda çalışmaların sürdüğünü şu şekilde anlattı:
“Konkordato sayısının önümüzdeki dönemde artma ihtimali var. Konkordato sadece finans alacaklarına ve kamu alacaklarına dönük olmalı. Konkordatoda adil olan reel sektör alacaklarını kapsamaması. Konkordato uygulamasının düzeltilmesi noktasında Adalet Bakanlığı ile çalışma yapıyoruz.”