Yıldızların gölgesinde İngiltere’ye yolculuk!
Tete, Zaha, üstüne bir de Ziyech geldikten sonra yeni bir meydan okuma arayışına giren Yunus Akgün, artık İngiltere’de. Yunus’un kariyeriyle girdiği bu düello ilk değil. Daha önce Adana Demirspor'da performansla Fatih Terim’i pişman eden genç yetenek bakalım bu kez Okan Buruk’a aynısını yaşatacak mı?
Haber Merkezi |CEYHUN KUBURLU
Galatasaray’la ilk buluşması 11 yaşındayken gerçekleşti. 2000 doğumlu oyuncu, çocukluk aşkı olarak nitelendirdiği Galatasaray formasını giymekten başka bir şey düşünmüyordu. Katıldığı seçmelerde yeteneğiyle direkt göze girdi ve altyapının da uzun süre gözdesiydi. Her yaş kategorisinde ter döktüğü ‘Cim Bom’un artık gelecek vadeden oyuncularından biri haline gelmişti. Florya’da yakaladığı ün, dönemin teknik direktörü Fatih Terim’in de kulağına gitti. Efsane hoca, Yunus’un altyapıdaki idmanlarını ve maçlarını izledikten sonra 17 yaşında profesyonel yapılmasını istedi. Daha A Takım’a yükselmeden medyanın da ilgisini çekmişti. ‘Yeni Griezmann altyapıdan geliyor’ haberleri Galatasaray sayfalarında yer bulmaya başlamıştı.
TERİM’İN PRENSİYDİ
Sarı-Kırmızılı takımdaki ilk imzası 3 yıllıktı. Profesyonel olmuştu, çocukluk aşkı olan Galatasaray’ın yıldızlarla dolu A Takım kadrosunun bir parçasıydı artık. Fatih Terim’in idmanlarında yer alıyor, şans bulmayı bekliyordu. İlk yılında bu fırsatı yakalayamadı. 2018’de ise Sarı-Kırmızılıların kupada Akhisar’ı 6-0 yendiği maçın son anlarında oyuna girdi. Maçı asist yaparak tamamladı. Bu skor katkısı parıltısını artırmış, hocasını da ona vereceği şansları artırması adına tetiklemişti. Süper Lig’de ilk kez Alanyaspor karşısında forma giydi. Çabukluğu, oyun zekası, topu adeta ayağına yapıştırarak kat edişi izleyenleri heyecanlandırdığı kadar Terim’i de içten içe etkiliyordu.
EMRE’DEN SONRA İLK
Nitekim tecrübeli teknik adamdan Galatasaray tarihine geçecek bir adım geldi. 2018-2019 sezonunda Şampiyonlar Ligi Grupları’nda Porto ile oynanan maçın 86. dakikasında Yunus Akgün oyuna girdi. Bu an, Parçalı’yla Emre Belözoğlu’ndan sonra ‘Devler Ligi’nde forma giyen en genç oyuncu olarak kayıtlara geçmesini sağlamıştı. Aynı sezon Ziraat Türkiye Kupası maçında sahanın en kısa boylu ismi olarak attığı 3 kafa golüyle üzerindeki beklentiyi de baskıyı da artırmıştı. Ancak beklenen çıkışı lig maçlarında bir türlü sergileyemiyordu ve şans bulması deyim yerindeyse günden güne zorlaşıyordu.
ADANA VE MONTELLA...
Yeni bir meydan okumaya ihtiyacı vardı. Adana Demirspor’a kiralandı. 27 yıl aradan sonra Süper Lig’e dönmek isteyen Güney ekibi, onun kendisini yeniden ispatlaması adına önemli bir fırsattı. Bunun farkındaydı ve kendisinden beklenen patlamayı, askerlik olarak nitelendirdiği Adana Demirspor çatısı altında fazlasıyla yaptı. Mavi-Lacivertliler’in şampiyon olduğu 1. Lig’de 5 gol atarak 3 asist yaptı. Bu iyi bir performanstı ama Galatasaray’a dönebilmesi için geçer akçe sayılmadı. Başkan Murat Sancak, bir sezon daha Süper Lig’de kiralık olarak kalmasını sağladı. İtalyan teknik adam Montella’nın takımın başına gelmesi ise tam anlamıyla hayatının kırılma anıydı.
AYRILMAYI KENDİ SEÇTİ
Montella’nın oynatmaya çalıştığı hızlı hücum oyunu tam olarak Yunus Akgün’e hitap ediyordu. 2. bölgeden 3. bölgeye geçişlerdeki katkısı, birebirlerde rakiplerini ekarte etme stili, savunma arkasına sızmaları, topla beraber içe kat etme özelliği ve her şeyden önemlisi skor katkısı... Yunus Akgün, 8 gol atıp 11 asist yaparak sezonu tamamlarken Galatasaray maçında da fileleri havalandırıp, ‘Artık yuvaya dönme zamanı geldi’ dedirtti. Döndü de... Ancak Okan Buruk’un sisteminde alternatif bir isim olmaktan öteye gidemedi. 25 maçta şans buldu ama süre olarak 1000 dakikanın üzerine zor çıkmıştı. Tabela katkısı ise 1 gol, 4 asistle kalmıştı. Şampiyonluğun ardından belki de tarihin en sükseli transfer dönemlerinden birini geçiren Galatasaray’ın Zaha, Tete, üstüne bir de Ziyech gibi dünyaca ünlü starları kadrosuna katması Yunus’un yeni meydan okumalara yelken açması gerektiğinin bir işaretiydi. Çünkü önünde Avrupa’dan da önemli seçenekler vardı.
FIRSATLARIN PEŞİNDEN GİTTİ
Okan Buruk her ne kadar ‘kal’ dese de gitmeyi kafasına koymuştu. Leicester seçeneği ortaya çıkınca bir dakika bile düşünmedi, bu maceraya hazırdı. Teklifi kabul etti ve ülkemizi İngiltere’de temsil etmek adına yeni bir sayfa açtı. Yunus, yeteneklerinin farkında olan ve kendine değer veren bir oyuncu. Kariyer hikayesinde gördüğümüz gibi riskler almaktan kaçınmayan ve kendi fırsatlarını kendi yaratmayı seven bir karakter. Büyük takımlar açısından paralar saçtığımız bir transfer döneminin son düzlüğündeyiz. Fenerbahçe’nin değerini bilmediği Altay Manchester United’a gitti. Yunus, 3. alternatif konumuna düştüğü takımından İngilizlerin gözdesi olarak Ada’yı seçti. Volkan Demirel’in, ‘Yeni Haland’ dediği Bertuğ, Fransa’nın Rennes kulübü tarafından transfer edildi. Bizim ısrarla görmezden geldiklerimize Avrupalılar her geçen gün biraz daha değer vermeye devam ediyor.