Yaşam biçimimiz yaşımızı belirler

O, ‘iyi yaşam’ dendiğinde ülkemizde ilk akla gelen isimlerden. Sunucu, yazar ve gazeteci kimliğine 15 sene önce yoga ve wellness eğitmeni titrlerini ekleyen Ece Vahapoğlu ile 21 Haziran Dünya Yoga Günü vesilesiyle bir araya geldik: “Bize emanet bedene ve ruhumuza iyi bakarsak bu harika ikili bize olumlu geri dönüş yapar.”

Haber Merkezi |

Aslı BARIŞ

Yazar, sunucu ve gazeteciyken, sizi bu son dönemde daha çok sağlık/wellness alanında da yetkin bir isim olarak görmeye başladık. Hikaye buraya nasıl evrildi?

20’li yaşlarda televizyoncu, iş dünyası gazetecisi, köşe yazarı, kitap yazarı ve sunucu iken 30’lu yaşlarımda ruhum wellness’a yani sağlıklı iyi yaşama döndü. Bir nevi paralel kariyer sürdürüyorum. Ceket etekli sahnedeki ciddi sunucu Ece’den bir anda tayt ve atletiyle spor yaptıran eğitmen Ece’ye dönüşüyorum. Yani aslında 18 yaşından beri düzenli spor yapıyorum. Yani spor hayatıma sonradan kattığım bir şey değil. Üniversiteyi Belçika ve italya’da okudum ve spor bu dönem hayatıma girdi. Harçlıklarımla bile spor salonuna üye olurdum o dönem… Ancak 30’lu yaşlarımda ve hatta şimdi 40’larımda daha da bilinçlendim. 30’umda yoga öğretmeni oldum. Öğrenmeye, araştırmaya, dünyayı takip etmeye devam ediyorum. Ve bilgilerimi gerek sosyal medyada, gerekse söyleşi ve kamplarımda paylaşıyorum.

30 yaşında gelen yoga öğretmenliğinden bahsettik… Yogayla nasıl tanıştınız?

30’lu yaşlarımda, yaptığım iş, kurumsal hayat dışında daha özgür bir şey arıyordu ruhum… Hep sağlıklı yaşıyordum, ağır spor yapıyordum. Bir şekilde yogayla tanıştım. İlk önce bana çok yavaş geldi. Ama şimdi hayatımın vazgeçilmezi oldu. Bu sayede 15 yıldır yoga ve wellness öğretmeni oldum. Hala sunuculuk yapıyorum, 10 tane kitabın yazarıyım ama wellness konusu alternatif bir kariyerken, maddi ve manevi şekilde hayatımın merkezine yerleşti.

İyi yaşamın şifreleri nedir sizce?

Kendi sorumluluğunu alarak motive olmakla başlıyor. İlk adımı atmak zordur; inançla devam edersen iyi yaşamayı öğrenip hayatına uygularsın. Dengeli beslenme, egzersiz, iyi uyku, ruhsal gelişim, şükretmek, iyilik yapmak ve paylaşarak sosyalleşmek bize bütünsel bir sağlıklı ve en önemlisi mutlu yaşam sağlar.

Peki bu rutinleri takip ederek zamanı yenmek ya da en azından yavaşlatmak mümkün mü?

Zamanı yenmek derken eğer daha dinç yaş almaksa evet; bence yaşam biçimimiz yaşımızı belirler. 45 yaşındayım ve eski fotoğraflarıma baktığımda bazı 25- 30’lu hallerimden daha genç ve dinç gösteriyorum. Bize emanet bu bedene ve ruhumuza iyi bakarsak bu harika ikili bize olumlu geri dönüş yapar.

Oldukça yoğun bir iş kadını ve anne olarak günlük rutininizden bahseder misiniz? Her gün egzersiz yapıyor musunuz mesela?

Uyandığımda gece biriken toksinlerden arınmak için dilimi sıyırıyorum; sonra bir bardak su içiyorum. Her sabah güne ya kısa bir meditasyon ya da yoga yaparak başlıyorum. Evde en erken ben uyanıyorum. Sabah sessizliğinde kendime özel zaman ayırmayı çok seviyorum. Eskiden spor matıma geçerdim; şimdi salonda oğlumun kaydırmaz oyun halısında olsa bile sporumu aksatmıyorum. Hem çocuğum da annesini spor yaparken görüyor, örnek alıyor.

Sabahları ayna karşısında birkaç dakika yüzüme serumla masaj yani son dönemin popüler deyimiyle yüz yogası yapıyorum. Evden yaz kış mutlaka güneş koruma kremi sürerek çıkıyorum. Bazen açık havada tempolu yürüyüş, hamileliğe kadar koşu, bazen spor salonunda fitness yapıyorum. Her gün süresi ve çeşidi değişse de evet egzersiz yapıyorum. Haftada bir gün dinleniyorum; eğer ajandam yoğun değilse ki genelde işler, çekimler yoğun.

Son dönemde oldukça popüler konulardan biri de nefes/enerji meselesi… Siz de bu konuda eğitimler veriyorsunuz. Bir söyleşinizde ‘Nefes bizim yaşam yakıtımız’ demiştiniz. Son derece basit görünen bir hadise olan nefes almak neden bu kadar önemli?

Yoga sadece hareketlerden duruşlardan oluşmaz; nefes de içerir. 15 yıllık eğitmen olarak nefes ve pozları birlikte öğretiyorum. Birebir ders vermiyorum; ya bir etkinlikte sahnede, ya da bir marka için grup dersi yapıyorum. Nefes bizim yakıtımız; mesela bir egzersizde yeteri kadar uzanamıyorsak nefes alarak ve vererek esnetmemizi iyileştirebiliriz. Ya da koşarken, tenis oynarken, yüzerken nefesimizle daha güç alırız.

Nefes almak doğal ama çoğumuz doğru nefes almıyoruz; diyaframdan karından derin nefes yerine kısıtlı kesik göğüs nefesi ile yetiniyoruz; bu da enerjisel olarak hayattan bolluk, bereketi ve sevgiyi çekemiyoruz demektir.

Günümüzde çoğumuz aşırı stres yüzünden anksiyete, kaygı vb türü stres odaklı sorunlar yaşıyoruz. Sizin de de kendinizi kötü hissettiğiniz zamanlar oluyordur herhalde. Böyle durumların üstesinden nasıl geliyorsunuz?

Genelde hayata olumlu bakan, mutlu bir insanım. Ancak dış şartlar, gündem ve maalesef annemin vefatı beni bu sene olumsuz etkiledi. Aynı anda her şeye koşturan bir anne ve kadın olarak da sadece bedenim değil, asıl beynim yoruluyor ve stres yaşayabiliyorum. Ancak endişe, stres gibi durumlarda kendime derin nefes tekniğini hatırlatıyor ve 10’a kadar sayıyorum; kolay ve işe yarıyor. Kendime her şeyin geçici olduğunu, geçmişte de kötü anıların kalmadığını hatırlatıyorum. Bu da geçer, diyorum. Akışa teslim olma gayretim var; “hayırlısı” demeyi öğrendim.

Tabii ki sihirli bir değnekten bahsedemeyiz ama, yaz sezonuna girerken, son dönemeçte ‘fit’ görünmek isteyenlere önerebileceğiniz tavsiyeler var mı?

Akşam yemeğini hafif yemek, lokmaları çok çiğnemek, böylece az yemek. Erken yatıp erken kalkmak ki metabolizmamız sağlıklı saatinde çalışsın. Yetersiz uyku da kilo aldırır. En az 21 gün kötü beslenmeyi hemen bırakmak; pes etmeden devam ettirmek; sonunda zaten canınız vücudunuza zararlı besin sokmak istemeyecek. Beslenme en önemlisi; yanına da egzersizi eklediniz mi sonuç alırsınız.

500 bin ve 1 milyon TL'lik konut kredisinin aylık ve toplam ödemesi ne kadar? Borsada servet inşasının formülü uzun vadeli yatırım Meta'dan işten çıkarma kararı İngiltere Merkez Bankası dijital pound kararını erteledi Aile Yılı desteklerinin şartları belli oldu Konut kredisinde son durum! İşte 1 milyon TL’nin güncel geri ödemesi...