Wes Anderson’dan sonbahar şöleni
Çocukluğunuzda okuduğunuz ve hala on binlerce çocuğun vazgeçmediği Roald Dahl kitaplarının büyüsüne kapılmamak içten değil. Dahl hayranı olan başarılı yönetmen Wes Anderson ise bir kez daha bu hikayeleri kendi teatral dokunuşlarıyla birleştiriyor.
Haber Merkezi |CANAN DEMİRAY
Roald Dahl’ın 1977’de yayımlanan ‘The Wonderful Story of Henry Sugar and Six More’ kitabı filme de adını veren hikayeyle birlikte yedi hikayeyi kapsıyor. Kumarda hile yaparak kazanmanın oldukça sıra dışı bir yolunu keşfeden zengin bir adamı konu alan, Türkçe adıyla ‘Şeker Henry’nin İnanılmaz Öyküsü’ Netflix ekranına taşındı bile. Bu 41 dakikalık kısa filmin anlatıcısı çok. Ancak ilk anlatıcı Dahl’ın kendisi oluyor. Roald Dahl’ı West Anderson’la The Grand Budapest Hotel’de yaptığı unutulmaz işbirliği ile hatırlayacağınız usta oyuncu Ralph Fiennes canlandırıyor. Sigara, kahve ve çikolatası yakınında, ucu sivriltilmiş kalemi elinde, Dahl izleyiciye Henry Sugar’ı anlatmaya başlıyor. Ardından filmin kahramanı Henry Sugar’ı canlandıran Doctor Strange ve Sherlock gibi yapımlarla ismini akıllara kazıtan Benedict Cumberbatch sözü alıyor ve hikayesine davet ediyor.
DAHA DA ZENGİN OLMA GÜDÜSÜ AĞIR BASIYOR
Henry Sugar 41 yaşında, bekar bir mirasyedi. Süsüne, lüksüne düşkün, bencil ve bekar bir adam. Dostu ve muhasebecisi Sir William’ın evini ziyaret ettiğinde muhtemelen bir çoğumuzun evinde olmasını arzu edeceği gözalıcı, tavana kadar yükselen kütüphanede mavi kaplı bir kitap gözüne ilişir. Kalküta’da bir doktor olan Z.Z. Chatterjee’nın yazdığı kitap gözlerine ihtiyaç duymadan görebilen bir adam olan Imdad Khan’ın şaşırtıcı durumunu anlatmaktadır. Buradan sonra doktor ve ardından Imdad Khan da hikaye anlatıcılığına dahil olur. İç içe geçen hikayelerde anlatıcılık sırayla diğer karakterlere geçer. Böyle bir gücün, bu bilginin hayatını değiştirebilecek bir şey olduğuna inanan Henry hikayeyi anlatmaya devam eder. Hindistan’da soluğu alsa da Khan hayata olmadığı için onun da bu görme yeteneğini kazanmasına vesile olan yogiyi arar. Bu yeteneği kumarda kullanarak daha da zengin olmak için bu yola baş koyar.
Imdad Khan’ın izinden giden Henry’nin meditasyonda ustalaşıp kırmızı pijamalarıyla yerden yükselmeyi başarması bu görsel olarak da harika olan hikayenin minik bir parçası. Müthiş bir hızla yogayla ve meditasyonda güç elde edebilen milyarda bir insan olan Henry, dünyada herkesten daha hızlı para kazanabilen bir insan haline gelir ancak bu onu nedense tatmin etmez. Yogayla geçirdiği yıllar hayata bakışını değiştirmiştir. Bundan sonra ne olacak peki? Bu katman katman açılan hikaye ilerledikçe, tüm karakterle birer anlatıcıya dönüşerek kitabın görsel bir şölene dönüşmesine katkıda bulunuyor. Replikler kimi zaman öyle hızlı ki 41 dakika sığmak için kararlılar hissi de vermiyor değil, ancak soluk almadan izlemek için oldukça keyifli. Film, mutluluğun kaynağını yanlış yerde arayan bir adamın evrimini gözler önüne seviyor.
DEĞİŞEN DEKORLAR KURGUNUN İÇİNE ÇEKİYOR
Simetrik kompozisyonları, kullandığı renk paletleriyle geliştirdiği estetik tarzı, iç içe geçen anlatıları, dördüncü duvarı yıkan karakterleri, özgün mizahıyla bir Wes Anderson kolay gelmiyor dünyaya. Bu yıl özellikle Instagram ve TikTok’ta gezinen filtrelerle popüler kültürü de yoğun bir şekilde etkilese de, set tasarımı ve kostümlere bakış unsurunu tamamlayan öğeler olarak izleyicileri görsel olarak etkileyen bir sinematik deneyim sunuyor. Filmde Henry’nin maceralarını takip ederken ordan oraya seyahat etmek yerine yönetmen izleyiciyi değişen set dekoruyla kurgunun içine alıyor. Son filmi Asteroid City’de de fazlasıyla tiyatral bir kurgu vardı, bu filmde de bundan geri kalmıyor. Arka plandaki setin anlatı sırasında değişmesinin yanında, kimi kostüm değişiklikleri de aynı şekilde kamera önünde gerçekleşiyor, tüm oyuncuların birden fazla şapkası var.
“Bu 41 dakikalık kısa filmin anlatıcısı çok. Ancak ilk anlatıcı yazar Roald Dahl’ın kendisi oluyor. Roald Dahl’ı usta oyuncu Ralph Fiennes canlandırıyor.”