Türk sanatçıların sıcak yazı
Gurur verici bir başka haber: Sporun yanı sıra sanat da bizler için bugünlerde sevinç kaynağı. Onlar, sanatın ışığını uzak diyarlara taşıdılar… Eserleri New York, Toronto, Viyana, Kosova ve Leros’ta sergilenen isimler karşımızda…
Haber Merkezi |GİLA BENMAYOR
Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın şampiyonluğuna milletçe nasıl mutlu olduk. Kadın voleybolcularımızın başarısı, ülkenin pek de iç açıcı olmayan atmosferinde gurur ve sevinç kaynağımız. Sizlere güzel bir haberim var.
Sporun yanı sıra sanat da bizler için bugünlerde gurur ve sevinç kaynağı. Çünkü dünyanın dört yanında sergi, bienallere katılan sanatçılarımız sanatın ışığını, umudunu uzaklara taşıyorlar.
Nereden başlasam? İngiltere’de Kraliyet Sanat Akademisine seçilmiş olan ünlü ressam Ken Kiff anısına düzenlenen New York’taki sergiye katılan seramik sanatçımız Elif Uras ile Viyana solo sergisi devam eden ressam Ekrem Yalçındağ’ı yazmaya niyetliydim. Ancak çeşitli kaynaklarda iz sürdükçe, galerici dostlara danışınca yaz aylarında yakınımızda ve çok uzağımızda sergilere katılan çok sayıda sanatçımızın olduğunu keşfettim.
DÜNYAYI YENİDEN GÖRMEK
Ekrem Yalçındağ’in sergisi “Dünyayı Yeniden Görmek” Viyana’da ünlü sanatçıları ağırlayan Kunstforum Sanat Müzesi’nde. İstanbul’dan Sevil Dolmacı Sanat Galerisi ve Frakfurt’tan Kai Middendorff Galerisi’nin iş birliğiyle hayata geçen serginin küratörü Viyanalı Robert Fleck. İstanbul ile Frankfurt arasında yaşayan Ekrem Yalçındağ sergisini bir yıl önce kaybettiği yakın arkadaşı çağdaş sanatçı ve besteci Hermann Nitsch’e ithaf ediyor. İstanbul Modern Müzesi’nin koleksiyonunda yer alan Hermann Nitsch’in yaklaşık 10 yıl önce Contemporary İstanbul’daki canlı sanat performansı büyük ilgi görmüştü. Sevil Dolmacı, Ekrem Yalçındağ’ın son 20 yılda ürettiği işlerin yer aldığı serginin açılışına hem Almanya’dan, hem Türkiye’den koleksiyonerlerin katıldığını belirtiyor.
ELİF URAS’IN ANADOLU TANRIÇASI
ABD’de Columbia Üniversitesi’nde hukuk okuduktan sonra sanatta karar kılan Elif Uras’ın işlerini hep ilgiyle izlerim. New York’taki atölyesinde ve İznik Vakfı’nda çalışmalarını sürdüren Elif Uras’ın yuvarlak hatlı tanrıçaları özellikle beni cezbeder çünkü sanatçının amacı kadın bedenine yönelik ataerkil tutumu sorgulamaktır. Yuvarlak formlar kimi zaman bir hamile kadının bedenidir ki sanatçı bununla ilgili birkaç yıl önce yaptığımız söyleşide hamile formu, kadın bedeni ve kadın doğurganlığıyla ilgili tercihlerin siyasal bir söyleme dönüşmesine bir tepki” demişti.
Elif Uras New York’ta Albertz Benda Galerisi’nde ‘Başka Dünyanın İnsanları Ken Kiff ile Diyalogda’ başlıklı sergiye üç eseriyle katılıyor. ‘Hamile Rüzgar Gülü’, ‘Mermer Tanrıça’ ve ‘Anadolu Tanrıçası’.
Çeşitli bienal, sanat fuarları ve yurt dışı galerilerde işlerine rastlayabileceğiniz Uras’ın iki eseri New York’ta Metropolitan, Londra’da ise Victoria&Albert müzelerinin daimi koleksiyonlarında.
TORONTO’DAKİ ÜNLÜ MÜZEDE KİM VAR?
Yeniden Avrupa’ya dönmeden önce Kuzey Amerika ile devam edip Kanada’da Toronto şehrindeki Royal Ontario Müzesi’ne uğramak istiyorum. Yılda 1 milyonun üzerinde ziyaretçinin uğradığı Kanada’nın en büyük müzesi sanat, dünya kültürü ve doğa tarihini barındıran bir kompleks.
1912 yılında kurulan, birkaç kez eklemeler yapılan Royal Ontario Müzesi’ne son dokunuşu 2007 yılında Polonya-Amerikalı ünlü mimar Daniel Libeskind yapmış. ‘Kristal’ adındaki eklenti sıra dışı mimarisiyle ilgi çekiyor.
Royal Ontario Müzesi’ni ballandıra ballandıra anlatmamın nedeni şu: Kosova’daki Autostrada Bienali’ne katılan sanatçı Gözde İlkin ile ilgili bilgi istediğim Art Sümer Galerisi’nin kurucusu Aslı Sümer’in gönderdiği bilgi notunda bu müzeye ve sanatçı Canan’ın adına rastlamam.
Canan, Kanada’nın bu pek ünlü müzesinde ‘Olmak ve Ait Olmak- İslam Dünyası ve Ötesinden Çağdaş Kadın Sanatçılar’ sergisi sanatçıları arasında.
Dünyanın ta öbür ucunda çağdaş sanatımızı temsil ediyor.
BİR GÜN TÜM GÖRÜNTÜLER YOK OLACAK
Bizim coğrafyaya dönersek Kosova’da üç şehirde, Priştine, Prizren ve Mitrovica’da düzenlenen ‘Autostrada Bienali’ 2017 yılında başlamış. Bu yıl 7 Temmuz- 9 Ağustos 2023 tarihleri arasında dördüncüsü yapılan genç bienalin teması “Bir Gün Tüm Görüntüler Yok Olacak”. Prizren’de eski NATO hangarlarındaki sergilere ilaveten şehrin sokaklarına yayılan ‘Autostrada Bienali’ halen “Yaşayan Piramit” işi Sakıp Sabancı Müzesi’nde devam eden Amerikalı müthiş sanatçı Agnes Denes’in ‘Ayçiceği Tarlası’ işiyle başlıyor. Denes’in bu eseri bir önceki bienal sırasında 2021 yılında yerleştirilmiş.
Priznen’deki sergide Gözde İlkin ve Nil Yalter’in işleri var. Priştine’de ise yine Agnes Demes’e bu kez Hera Büyüktaşcıyan eşlik ediyor. Bu arada Büyüktaşcıyan’ın ayrıca Sakız Adası’nda ve Tate St.Yves’de işleri sergileniyor. ‘Autostrada Bienali’nin küratörleri bağımsız çalışan Polonyalı Joanna Warsza ile Berlin’de yaşayan bağımsız küratör ve akademisyen Övül Durmuşoğlu.
LEROS’TA KAYIP ZAMANIN İZİNDE
Geldik şimdi turistlerimizin en gözde yeri Yunan Adası Leros’a. Bu adada tatil yapacakların, Galerist ve Yunan Perasma Galerisi’nin ortak sergisi ‘Zaman Bir Çocuktur’ sergisini uğramalarını hararetle tavsiye ederim. Çabuk geçen ve değişen zamana atıfta bulunan sergi Leros Adası’nda Lakki kasabasında, Leros Yatçılık Klübü’nün olduğu İtalyan donanmasının eski mayın deposunda.
Burada işleri olan sanatçılar şöyle: Alice Guittard, Ayça Telgeren, Burcu Yağcıoğlu, Elif Uras, Evgenia Vereli, Kostis, Velonis, Lara Ögel, Malvina Panagiotidi, Maria Joannou, Martin Creed, Merve İşeri, Nazım Ünal Yılmaz, Nil Yalter, Nuri Kuzucan, Rashid al Khalifa, Savvas Laz, Serkan Özkaya, Silva Bingaz, Stefania Strouza, William Kentridge, Yeşim Akdeniz ve Yusuf Sevinçli.
Bu arada Leros Adası’nda sergiye denk gelen günlerde, Defne Türk-Yunan Derneği’nin organizasyonu ile Zülfü Livaneli’nin de katılımıyla Barış Buluşmaları toplantısı yapıldı.
Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu Gülsün Karamustafa’yı ağırlıyor
Kullandığı farklı malzemelerle, ele aldığı temalarla beni hep şaşırtır Gülsün Karamustafa. 2022 Mardin Bienali’nde gördüğüm, yaldızlı bir kumaş çerçevenin içerisindeki “Melankolik Şahmaran”, panter desenli, tül ve parlak kumaşların ortasına Hazreti İsa figürünü yerleştirdiği “Dört Panter, İki Seccade, Bir İsa, Bebek Kemancı, Yıldızlar ve Tüller” bir nevi arabesk işlerinin beni nasıl çarptığını hatırlıyorum.
Yeni nesil sanatçılara ilham vermeye devam eden Gülsün Karamustafa, 20 Nisan-24 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi’nde Türkiye Pavyonu’nun sanatçısı.
Eserleri Paris’te Pompidou Sanat Merkezi, Tate Modern, Solomon R. Guggenheim Müzesi, Şikago Çağdaş Sanat Müzesi’nin koleksiyonlarında yer alan Karamustafa, işlerinde Türkiye’nin modernleşme sürecindeki sosyal ve siyasi adaletsizlikleri göz önüne serer. Yaklaşık 10 yıl önce Galata Salt’ta gördüğüm “Sanatçının Vaat Edilmiş Resimleri” Sergisi’ bu adaletsizleri göç, kimlik, kültürel farklılık, toplumsal cinsiyet üzerinden ele almıştı. Sanatçının hafızamda iz bırakan bir başka sergisiydi. Karamustafa’nın yıllardır aşina olduğu temalar Venedik Bienali’nin “Yabancılar Her Yerde” başlığıyla ele alacağı göç, sürgün, toplumsal cinsiyet temalarıyla örtüşüyor.
Adriano Pedrosa’nın küratörlüğünü üstlendiği “Yabancılar Her Yerde” başlığı bizlere ne kadar tanıdık değil mi?