Tarihin izlediği lidere yeni bakış

Canan DEMİRAY

Bugüne kadar sinemada yüzden fazla aktör Napoleon’u canlandırdı. Buna siyasete girmeden önce bir komedyen olan Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy dahil. 1927 yapımı yönetmen Abel Gance'ın  beş buçuk saatlik sessiz yapımı ise  bu tarihi figürü çocukluğundan itibaren anlatan sinemadaki en başarılı tasvirlerinden biri olarak kabul ediliyor. Yönetmen Ridley Scott’un Bonaparte'ın hikayesine farklı bir bakış açısı getirdiği filmi ise uzun zamandır merakla bekleniyordu ve bugün vizyona girdi.

KORSİKALI GENÇ BİR TEĞMEN

Film 1793’le açılıyor. Fransız Devrimi sonrası Kraliçe Marie Antoinette yargılanmış, giyotine götürülüyor. İzleyenler arasında Korsikalı genç bir teğmen  olarak Napoleon’u görüyoruz. Daha henüz onu kimse tanımıyor ancak bu durum hızla değişiyor. Sıradan biri olmak ona göre değil, ülke kaos içindeyken liderlik yaptığı Toulon Kuşatması'nda limandan kaleye saldırılarının başarıya ulaşmasıyla kahramanlığa yükseliyor. Bu sahne izleyeceğimiz etkileyici savaş sahnelerinin başlangıcı. Kaderin ona hayallerini süsleyen büyük şeyleri getireceğini inanan bu hırslı asker ortaya çıkan fırsatları akıllıca kullanıyor.

HEM ASKERİ DEHA HEM SAPLANTISI AŞIK

Ölümden dönmüş, Josephine ile ise hapishaneden bırakıldığında tanışıyoruz. Napoleon gibi o da dışarıdan biri. Tanışmalarının ardından ikisinin de kaderi değişiyor ve tarihe damgasını vuran aşklardan biri başlıyor. Bir yandan tüm dünyaya saldırmaya başlarken hayatının aşkı ile  Josephine’e  tutkulu mektuplar yazmaktan geri kalmıyor Josephine, dünyaya savaş açmış bu adamın ihtiyaç duyduğu güveni veren güç haline geliyor.

Film iç içe geçmiş iki farklı hikayeyle ilerliyor. Bir yandan askeri dehası ve siyasete yatkın olan kıvraklığıyla imparatorluğa yürüyen yanı, taraftan saplantılı aşkı perdeye yansıyor.

1804’te Notre-Dame Katedrali'nde gerçekleştirilen tören ile imparator ilan edilen Napoleon’un kendisi önünde diz çöken karısını da resmedildiği meşhur Jacques-Louis David tablosu günümüzde Louvre Müzesi’nde görülebiliyor. Bu tablodaki görüntü filmin de bir parçası. Napoleon imparator ilan edildiği zaman tacı önce kendi başına, sonra da karısının başına koyarak, onu da imparatoriçe ilan ediyor.

Austerlitz'in soğuk buzlu suları

Film Napoleon’un iktidara yükselişinin ardından milyonlarca insanının ölümüne yol açan savaşları devam ediyor. Savaş tarihinin de en unutulmaz anlarından biri 1805’te Avusturya ve Rus ordularını tuzağa düşürdüğü Austerlitz Çarpışması olabilir. Bu savaşta  Fransız ordusu, Rus kuvvetlerini donmuş bir göle çekiyor. Ruslar anlayıp geri çekilirken ise Napolyon ikonik bicorn şapkası ile kurduğu tuzağı buza top ateşleme emrini yüksek bir tepeden izleyerek veriyor.

Karşınızda General Scott

45 yıldır Hollywood'un en saygın yönetmenlerinden biri olan ve gelecek hafta 86 yaşına girecek olan Ridley Scott  üretkenliğini sürdürüyor. Tarihe ve savaşa meraklı Scott 1977’de gösterime giren ilk uzun metrajlı filmi  olan The Duelists ile Cannes Film Festivali’nde en iyi ilk film ödülünü kazanmıştı. Film, düelloların katı bir geleneğe sahip olduğu Napolyon savaşı sırasında geçiyordu. Yönetmenin 2021’de vizyona giren ‘The Last Duel’ filmi  ise başka bir tondaydı diyebiliriz.

Bu filmde de Ridley Scott Gladiator’de birlikte çalıştığı Napolyon için senarist David Scarpa ile çalışmış. Scott kendi çizdiği storyboard'larla  sahneleri tasarlamaya başlıyor. Çizgi roman tadında Scarpa’dan aldığı senaryo sayfalarını çizdiğinde filmde çok yakın imajlar ortaya çıkıyor.

Uzun zamandır beklenen devamı olan Gladyatör 2 ise gelecek yıl kasım ayında vizyona girecek olan Lucilla'nın oğlu ve Commodus'un yeğeni Lucius'ın hayatına odaklanıyor. Lucius’e Paul Mescal hayat verirken Denzel Washington ve Pablo Pascal de filmin kadrosunun büyük isimleri.

Savaşların yeniden yaratmanın bedeli elbette ciddi bir bütçe.  Savaş sırasındaki donmuş göl aslında olarak ise Londra'nın dışındaki Abingdon Havaalanı kullanılmış. Sadece üç buçuk günde çekilen sahneler hız kazandırması için 11 kamerayla çekim yapılmış. Atların ve askerlerin kırılan buzların içinden suya batış sahneleri özel tanklarda çekilmiş.  Savaşlarda ön saflarda kullanılan atlar ve askerleri çoğaltmak içinse CGI’a başvurulmuş.Napoleon’un favorisi  toplar ise kurusıkı olarak ateşlemiş. 200 milyon dolarlık bütçesiyle film, 157 dakika içinde tarihi olayları arka arkaya sıralıyor. Scott, sinemanın ardından Apple TV+de yaklaşık 92 dakika daha uzun bir yönetmen kurgusu yayınlamaya hazırlanıyor.

Sonunda imparator oldu!

"Ben olmadan sen bir hiçsin." diyecek kadar kibirli İmparatoriçe Josephine olarak Vanessa Kirby canlandırıyor. The Crown dizisinin ilk iki sezonunda Prenses Margaret rolüyle karşımıza çıkan Vanessa Kirby, doğumdan sonra çocuğunu kaybeden bir annenin yaşam mücadelesini canlandırdığı  'Pieces of a Woman' filmiyle Oscar’a aday olmuştu.

Yine bir efsane Ridley Scott filmi olan Gladiator’u izleyenler Joaquin Phoenix’i Commodus rolünde hatırlayacaklar. Filmin başında babasından “Asla imparator olamazsın”ı duyduktan sonra hırslanarak babasını öldürüp Maximus’a savaş açıyordu. 23 yıl sonra buradayız, yine bir Ridley Scott filmi ve Phoenix en unutulmaz imparatorlardan biri olarak beyaz perdeye çıkıyor.