Spotify’da Joe Rogan kavgası
Müzik platformu Spotify’ın podcast üreticilerinden yana sergilediği tutum, sektördeki gerilimin artmasına sebep oldu. Podcast programlarının değeri giderek artarken, müzisyenler geçim sıkıntısı yaşamaya devam ediyor.
Haber Merkezi |Her gün yeni sanatçılar türüyor, ama artık hiç bir sanatçının tanıtımına eskisi gibi devasa bütçeler yatırılmıyor… Bugün Adele ve Ariana Grande gibi geniş kitlelere hitap eden isimlerin nesli tükenmek üzere. Ünlülerin sayısı arttıkça, üne biçilen değer de düşüyor. Artık etrafımızda sosyal medya ünlüsü tanıdığı olmayan kaç kişi kaldı ki?
Vaziyet böyle olunca öncelikler de değişti… Öyle ki, müzik platformları bile içerik üreticilerini sanatçılarla bir tutmaya başladı. Spotify’dan gelen son sinyaller de bu durumun kanıtı.
KULLANICI PROFİLİNDE DÖNÜŞÜM
Amerika’da müzik piyasası, son iki haftadır müzikle uzaktan yakından bir alakası olmayan birini konuşuyor: Joe Rogan. Sebebi de, Rogan’ın Spotify’da yayınlanan podcast programının bazı bölümlerinde, COVID-19 hakkında ileri geri konuşması.
Rogan, bazen lafını tartmadan söyleyen, yeterince araştırmadığı konularda uzman edasıyla yorumlar yapan, bölücü bir figür. Seveni kadar sevmeyeni de çok. Yıllardır önce YouTube’da başlattığı, sonra podcast platformlarına taşıdığı ‘The Joe Rogan Experience’ın tüm bölümleri artık sadece Spotify’da mevcut. Zaman zaman programdan kesitler hâlâ YouTube’da yayınlansa da, Spotify programı 100 milyon dolar karşılığında satın aldığından beri, Rogan’ın has takipçileri Spotify’a abone oldu.
Bunun sonucu olarak elbette Spotify’ın kullanıcı profili de dönüşüme uğradı… Şimdi şirket, müzikseverler kadar, podcast dinleyicilerini de memnun etme derdinde. Ama bu yolda kusursuz bir strateji sürdürmek mümkün değil. Çünkü podcast demek, medya demek. Yakın zamana kadar müzik dünyasına hükmeden Spotify’ın ise medya yönetimiyle ilgili yeterince tecrübesi yok.
Yıllardır kavgası sadece müzisyenlerleydi Spotify’ın… Çalma listelerinde hiçe sayılan, dinleme başına kuruşun hesabını yapmak zorunda bırakılan müzisyenler, hak ettikleri kıymeti göremediklerinden şikayet ederken, Spotify kullanıcılarının çoğu olan bitene kulaklarını tıkayabiliyordu. Ancak artık Spotify, gündemi meşgul eden konulardan ve politik tartışmalardan, sütten çıkmış ak kaşık gibi sıyrılma lüksüne sahip değil. Podcast evrenine adım attığı an halkın gözündeki masumiyet çağı da bitmiş oldu aslında.
EFSANE MÜZİSYENLERDEN TAVIR
Joe Rogan’ın aşı karşıtı söylemlerine tepki gösteren efsanevi müzisyenler Neil Young ve Joni Mitchell, kataloglarının büyük bir kısmını Spotify’dan kaldırınca, yeni bir dönemin ateşi fitillenmiş oldu… Kimse zirvedeki günleri çoktan sona ermiş iki sanatçının böylesine etkili olacağını kestiremedi. Young ve Mitchell’ı sadece başka sanatçılar değil, Spotify’la anlaşmalı bazı podcast programcıları da takip etti.
Bu noktada Spotify’ın CEO’su Daniel Ek’in ilk yaptığı açıklamaların yeterince tatmin edici bulunmamasının da, vaziyetin kızışmasına sebep olduğunu belirtmekte fayda var… Ek’in “serbest konuşma özgürlüğünden yana” durduğunu ifade etmesinde bir sıkıntı yok elbet… Ama sansür uygulamaktan kaçınmak başka, yanlış bilgi ve haber yayımına yatırım yapmak ise bambaşka.
En sonunda Spotify çareyi, Joe Rogan’ın programında tepki çekebilecek her bölümü kaldırmakta bulmuş… Ek’in kişisel inançları ve görüşlerini bilemem… Ama önceliğinin para olduğu çok belli. Halbuki Spotify’ın ömrünün uzaması tamamen paylaşma ve uzlaşmaya bağlı.
Gündemden düşmek bilmeyen son tartışmalar müzisyenlere, “Biz yıllardır yeterince para kazanamadığımızı anlatmaya çalışırken aklınız neredeydi?” dedirtti ve bu mesele de böylece tekrar abonelerin radarına girmiş oldu. Bazı medya organları bu tartışmaların sonucunda Spotify’ın abonelerini yüzde 20’ye yakın bir oranda kaybettiğini bile öne sürdü. New York Stock Exchange borsasında da değer kaybeden Spotify, aslında yıllardır hiçe saydığı tepkilerin bedelini ödüyor…
Şimdi Ek’in, kurduğu platformun müziğe öncelik veren bir mecra olduğunu hatırlaması ve müzisyenlere kıymet verdiğini kanıtlaması gerekiyor. Aksi takdirde Spotify’ın, gözünü para bürümüş işadamlarına teslim bir şirket olarak tarihin tozlu sayfalarına not düşülmesi an meselesi.