Sağlıklı beslenme trendi güçlenerek devam edecek
Son 3 yılda 3 kat büyüme oranına ulaşan Humm Organic’in 16 çeşit ürününün 13’ü vegan kategoride… Ayrıca yılsonuna kadar dört yeni vegan ürünü daha raflara sunmaya hazırlanıyor. Global pazarda da hedef büyüten firmanın Genel Müdür Şirin Işık “Hedefimiz aranan marka olmak” diyor.
Şebnem Turhan |ŞEBNEM TURHAN
Vegan ürün pazarı özellikle pandemi sonrası büyümesini hızlandırdı. Ancak pandemiden çok daha önce bu alandaki büyüme potansiyelini görüp harekete geçen şirketler de var. Türkiye’de 2017’de vegan ve glütensiz ürünleri pazara sunan Humm Organic de bunlardan biri. Markanın Genel Müdürü Şirin Işık sorularımızı yanıtladı.
Bu dönemler vegan ve organik ürünler çok daha popüler ama siz uzun süredir bu şekilde üretim yapıyorsunuz. Ne zaman başladı hikaye?
Humm Organic, her biri kendi mesleğinde başarılı üç kadının kendi annelik deneyimlerinden yola çıkarak 7 yıl önce kuruldu. Hedefimiz, öncelikle çocukların sağlıklı beslenmelerine katkı sağlamaktı. Gelişme çağındaki çocukların sağlıklı ve nitelikli beslenmesi adına attığımız başarılı adımlar sayesinde kısa sürede organik sağlıklı atıştırmalık pazarının lider markaları arasına yerleştik. Bu başarıdaki en büyük pay, pazarın trendlerini çok iyi analiz ederek kısa sürede hedef kitlemizi genişletebilmemiz oldu. Bugün artık sadece çocukların değil çocuklarla birlikte ebeveynlerin, sağlıklı beslenme bilincine sahip ve bunu hayatına adapte etmiş yetişkinlerin, vegan ve glutensiz beslemeyi tercih edenlerin kısacası küçükten büyüğe ailedeki herkesin tercih ettiği bir marka olduk.
2017'den bugüne pazarda nasıl bir değişim gerçekleşiyor? İlgi, talep nasıl değişti?
Sağlıklı atıştırmalık kategorisinde 2017'den günümüze kayda değer bir dönüşüm yaşandı. Özellikle 2020'de başlayan COVID-19 pandemisi, bu değişimi hızlandıran önemli bir katalizör oldu. Pandemi sürecinde insanlar, bağışıklık sisteminin güçlü tutulmasının ve sağlıklı beslenmenin hayati önemini bizzat deneyimlediler. Bu farkındalık, tüketici davranışlarında köklü değişimlere yol açtı. Günümüzde tüketicilerin yaklaşık yüzde 50'si organik beslenme kavramının ne anlama geldiğini daha net öğrenmiş bulunuyor ki bu bilinçlenme, market raflarındaki ürün çeşitliliğine doğrudan yansıdı. Bilinçli tüketici artık; katkı maddelerinden arındırılmış olması, koruyucu içermemesi, ilave şeker bulunmaması, trans yağlardan uzak olması, üretimden paketlemeye kadar tüm süreçlerin sertifikalandırılması, şeffaf ve anlaşılır içerik listesi gibi kriterleri yakından takip ediyor. Özellikle dikkat çeken bir nokta, tüketicilerin artık ürün etiketlerini daha dikkatli okuması ve içerik listesinde tanıdık, evlerinde bulunabilecek malzemeleri araması. Organik atıştırmalıklarda kullanılan malzemelerin ‘temiz içerik’ (clean label) yaklaşımına uygun olması yani mümkün olduğunca doğal besinler, işlenmemiş, katkı maddesi ve sentetik kimyasallar içermeyen yiyecekler olması önem taşıyor.
Bir de çevresel kaygılar eklendi sanırım buna…
Evet, bu bilinçlenme hareketi, sadece bireysel sağlık kaygılarıyla sınırlı kalmadı. Tüketiciler aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik, etik üretim süreçleri ve yerel üreticilerin desteklenmesi gibi konularda da duyarlılık gösteriyor. Bu da organik ürünlere olan talebi çok boyutlu hale getiriyor. Market zincirleri ve üreticiler de bu değişime ayak uydurarak, organik ürün portföylerini genişletiyorlar. Bu trend, geleceğe yönelik olarak da güçlenerek devam edecek. Tüketicilerin temiz beslenme ve iyi yaşam konularındaki artan farkındalığı, organik ürünlere olan talebin sürdürülebilir bir şekilde artacağına işaret ediyor.
Peki, talebe bağlı olarak markanız özelinde üretim ve satışlarda ne gibi değişiklikler oldu?
Organik sağlıklı atıştırmalıklar kategorisinde en geniş ürün portföyüne sahip olan markayız ve yeni ürünler geliştirmeye devam ediyoruz. Yüzde 100 organik olmamızın yanı sıra vegan ve glutensiz içeriklerimizle temiz beslenmeyi destekliyoruz. Sürekli gelişen satış kanallarımızla organik beslenmeyi daha kolay ve ulaşılabilir kıldık. Tüm bu çalışmalar sayesinde kuruluşumuzdan bu yana tonajda yaklaşık 5 kat, son 3 yılda 3 kat büyüme oranına ulaştık. 2024 ve 2025 yılında tonajda yüzde 100’ün üzerinde, ciroda ise 2 kat büyüme hedefliyoruz. Totalde ise bu, gelecek 5 yılda 5 kat büyümek anlamına geliyor.
Hali hazırda kaç çeşit ürününüz var? Yakın zamanda yeni ürünler gelecek mi?
Humm Organic’te çocukların en çok tükettikleri, kurabiye, şeker ilavesiz meyve lokumları, kraker, grissini, kek, puf, gevrek, bar gibi 8 grupta 16 ürünümüz bulunuyor. Bunların tamamı yüzde 100 organik, şeker ilavesiz, koruyucusuz, renklendirici içermeyen temiz içerikli ürünler ve aynı zamanda 13’ü vegan. Yılsonuna kadar üç farklı kategoride dört yeni vegan ürünümüzü raflara sunacağız. Böylece toplam vegan ürün sayımız 17'ye yükselecek. 2025’in ilk çeyreğinde ise ürün yelpazemizi genişleterek bu sayıyı daha da artırmayı hedefliyoruz. Pazarın ihtiyaçlarına göre hem ürün çeşitliliğimizi hem de vegan seçeneklerimizi geliştireceğiz. Bununla birlikte hem online hem de offline satış kanallarımızı da genişleteceğiz.
Yurtdışı pazarlar için hedef ve stratejiniz ne peki?
Küresel pazarlarda organik ve sağlıklı atıştırmalıklara yönelik artan talep, bizim için önemli bir büyüme fırsatı sunuyor. Özellikle Körfez ülkeleri ve Avrupa pazarlarından markamıza yoğun bir ilgi olduğunu gözlemliyoruz. Bu doğrultuda, 2025 yılında ciromuzun yaklaşık yüzde 10'unu ihracat gelirlerinin oluşturmasını hedefliyoruz. Bu hedefler doğrultusunda, global pazarın beklentilerini de karşılayacak yeni bir ürün serileri üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Her yaş grubundan tüketiciye hitap edecek olan ürünlerle hem yerel hem de yurtdışı pazarlarında var olmayı hedefliyoruz.
Orta vadede markanızı nerede konumlandırıyorsunuz? Hedefleriniz ne?
Son 3 yılda elde ettiğimiz 3 kat büyüme, markamızın potansiyelini gösterdiği gibi doğru yolda olduğunu da kanıtlıyor. Önümüzdeki 5 yıllık projeksiyonumuzda 5 kat büyüme hedefliyoruz. Bu büyümenin de önemli bir kısmını ihracat operasyonlarımızdan elde etmeyi planlıyoruz. Nihai hedefimiz, Türkiye'den çıkan organik ve sağlıklı atıştırmalık markası olarak global ölçekte bilinirlik kazanmak ve aranan bir marka haline gelmek.