Peki ya gerçekler acıtırsa?

Prime Video ilk Türk dizisi Düğüm'ü bugün itibariyle yayına soktu. Bergüzar Korel’in başrolünde olduğu, sekiz bölümden oluşan polisiye drama dizisi gerilim dolu. Dizinin genç oyuncuları Kaan Meriç Sezen ve Itır Esen Prime Video’daki Düğüm’ü Hafta’ya anlattı.

Haber Merkezi |

Canan Demiray

Dizinin fragmanları heyecan verici. Bizi nasıl bir iş bekliyor?

ITIR ESEN: Düğüm’de bizi sık sık şaşırtacak bir hikaye ile karşılaşıyoruz. Tam çözdüğümüzü düşünürken yeni bir parçasıyla karşılaşıyoruz düğümün. Oldukça sürükleyici ve merak uyandıran bir öykü.

KAAN MİRAÇ SEZEN: ‘Düğüm’, izlerken gerilim içinde olacağımız, birbiriyle bağlantılı olayların çözülmesinin yeni düğümler oluşturacağı,karakterlerin gerçeğe ulaşmasının zorluğuna tanıklık edeceğimiz bir iş.

Düğüm’deki karakterlerinizden bahseder misiniz?

K. M. S: Canlandırdığım karakter, güçlü ve varlıklı bir ailenin tek çocuğu olan  Can Turhan. Rahat bir şekilde büyümüş, annesinin profesyonel hayatında aslında bir imaj geliştirici olarak dünyaya getirilmiş. Güçlü zamanların yarattığı güçsüz çocuklarından diyebiliriz. Öyle ki, bir kere bile yerden tek başına kalkmamış, sorumluluk aldırılmamış yani güçlü olmak zorunda kalmamış. Kendi yalnızlığında büyümeye itilmiş, herkesten farklı sosyal yapıya sahip. Onunla empati kurmak yaşadıklarından kaynaklı kolay olabilir ancak verdiği tepkiler, olaylara karşı aldığı etkisiz ve yersiz kararlar alması izleyenlerin kafasını karıştırıp rahatsız da edebilir. Can, aile içerisindeki rollerin değişmesi ile kendisine rol model de edinememiş.  Hayatında yaşadığı ilk büyük stres ve zorluk anında neler yaptığıyla izleyiciyi şaşırtacağına eminim.

I. E: Ceren, Neslihan Turhan’a hem hayran ve onu idolize eden bir karakter; hem de Neslihan’ın yerine geçmeyi hedeflemeyecek kadar ona sadık biri. 

Dizindeki programın adı ‘Tek Gerçek’. Gerçek bir yakınınıza zarar verecekse hala peşinden koşar mıydınız?

I.E: Gerçeklik belki de simülasyon teorisinin konuşulduğu bu dünyadaki en zor konseptlerden biri… Tam olarak nedir gerçek? Peşinden gitmek doğru mudur? Doğru nedir ki gerçekte? En iyisi biz kendi içsel gerçekliklerimizin peşinden gidelim; biz içimizdeki düğümü çözümledikçe dış dünyanın düğümlerini gevşetmeye başlarız diye düşünüyorum. Gerçek bana zarar verecekse peşini bırakmak bazen en iyisidir.

K. M. S: Yakınımda olan bir insanı her durumda korumak önceliğim olurdu. Kurmuş olduğum bağlara ve ilişkilere olabildiğince dikkat eden biri olmaya çalışarak, gerçekle tehdit edilen yakınım adına gerçekliği değiştirmek için elimden geleni yaparım. Gerçekliği değiştirmek birbirini sevenler için olabildiğince kolay olmalı bu gençlik enerjisiyle.

Bergüzar Korel’in canlandırdığı Neslihan karakteri, başına gelen olaylarla  dürüstlük ve güvenilirlik prensiplerine olan bağlılığını sınanıyor. Sizin kırmızı çizginiz nedir?

K. M. S: Neslihan karakteri, oğlunun içinde bulunduğu durumdan kaynaklı etik değerlerin sorgulanabileceği zor durumlardan geçiyor. Bergüzar’ın mükemmel oyunculuk performansıyla bizler Neslihan karakterinin hem işiyle hem de oğlu ile ilişkisini çok iyi anlayabiliyoruz. Aynı zamanda oğluna karşı ilgisi ve sevgisinin ne anlama geldiğini de anlayabiliyoruz. Kısacası, karakter dönüşümlerinin bol olacağı bir iş bizi bekliyor ve izlemek için çok heyecanlıyım. Şahsi kırmızı çizgilerime gelirsek… Kurduğum hayallere inanmayan insanların yanımda bulunmaması gerektiğine inanıyorum- samimiyetsizlik, iş ahlakının öneminin yaşatılamaması ve profesyonel dostluk çerçevesinde iş yapılmamasıdır.

I. E: Herkesin kırmızı çizgisi sevdikleriyle bağlantılıdır. Ailemiz, kedilerimiz gibi … Fakat bunun dışında bir şeyden örnek vermem gerekirse kırmızı çizgimin kadın hakları olduğunu söyleyebilirim.

Bu bir aile hikayesi. Sizin aile bağlarınız nasıl?

I. E: Çok klişe ama doğru bir söz olan ‘aile kan bağıyla değil sevgi bağıyla oluşur’ u hatırlayarak, sevgi bağım olan ailemle ilişkimin çok güçlü olduğunu söyleyebilirim.

K. M. S: Tüm imkanlarını eğitimime ve gelişimime ayırmış bir ailenin çocuğuyum ben. Çocukluğundan beri sevilmiş ancak şımartılmamış, Polis Akademisi disiplini ve terbiyesiyle büyütülmüş bir çocuk olarak aile bağlarımız kuvvetlidir. Birbirimize sevgimizden kaynaklı sık sık sinirlenir ve yaptığımız şeylerde daha iyi olabilmek için birbirimizi sürekli destekleriz. Aile olarak biz biriz. Babam küçükken hep yatmadan önce bunu söylerdi bana, o günlerden bu yana da değişen bir şey olmadı.

Sizi bu projede sizi en çok cezbeden ne oldu?

I. E: Herhalde en cezbedici yanı sürükleyici hikayesi ve plot twistleri diyebilirim.

K. M. S: Can Turhan’ın hayat enerjisi benimkine kıyasla çok farklı. Enerjisel olarak bir bağlantı kurabilmek için ilk başta fiziksel bir değişim yaşamaya odaklandım. Tüm hayatım boyunca sporla uğraşmış biri olarak, Can karakterine hazırlanma sürecinde sporu bıraktım ve tek bir ağırlık bile kaldırmadığım bir değişim sürecine girdim. Fiziksel olarak değişimle, zihinsel değişiminde gerçekleşeceğine olan inancımdan kaynaklı; ruhsal yolculuğum için düşünce yapımı değiştirme kararı aldım. Can güçsüz bir karakterdi, şahsımsa sürekli güçlü olmalıydı çünkü öyle öğrenmiştim. Kendimi güçsüz olmak için eğittim. Her anlamda hem fiziksel hem ruhsal. En güzel tarafta buydu hazırlık anlamında. Oyuncu olarak benden istenileni vermeye odaklandım. Aynı zamanda oyuncu koçumuz İbrahim Çicek’in yardımları ve karakteri oluşturmamda büyük rol oynaması daha yaşanılabilir ve yaşatılabilir hale getirdi karakteri. Ona teşekkürlerimin bitmeyeceği gibi yönetmenimiz Can Ulkay’ın sahneler içerisinde beni özgür bırakması ve Bergüzar Korel’in anneliğini bir küçüğü olarak hissetmek çok değerliydi benim için. Caner Cindoruk ve Serkan Altunorak’ın set içerisindeki oyunculukla ilgili vermiş oldukları tüyolar ve tavsiyeler gerçek anlamda paha biçilemez bir tecrübeydi. Tüm set içerisinde yaşadıklarım genç bir oyuncu olarak tecrübe edilmeden anlatılamayacak çok değerli anlardı.

Büyük konuşmamak gerek: "Oğlum olsa acımam!"

Dizinin ana karakteri, Neslihan Turhan duayen bir televizyoncu. İzleyicisinden aldığı destek bir günde oluşmamış elbette. Neslihan doğrunun peşinde koşarak, kimsenin gözünün yaşına bakmayarak kariyerini inşa etmiş. Canlı yayında suç ve adaletsizliğe olan tepkisini "Oğlum olsa acımam!" diyecek kadar da kendinden emin. Özel hayatına gelirsek, gözler önünde ve televizyondaki  kimliğinin de bir parçası. Akademisyen bir eşi, üniversiteli bir oğlu, mutlu görünen bir aile tablosu var. Ancak Neslihan’ın hayatı altüst olmak üzere.

Programı ‘Tek Gerçek’ için çözmeye çalışacağı yeni cinayet davası ailesini, hayata bakışı ve duruşunu altüst edecek türden. Ölümünü araştıracağı genç kız Lal, oğlu Can’ın arkadaşı ve birlikte oldukları partide öldürülüyor. Lal’i kim öldürdü? Gerçek can acıtıcı olabilir. Tehlikede olan kendi çocuğun olduğunda prensipler baki kalır mı? Ebeveynlik insanı zor kararlar almaya mecbur bırakıyor. Bu çıkmazdan Neslihan nasıl çıkacak? Oğlunu mu, kariyerini mi kurtaracak? İkisini de kurtarmanın bir yolu var mı, izleyip görmelisiniz.

Şirketlerin 'eşitçilik' performansı yüzde 9 arttı Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi AFAD'dan yurt geneli için kritik açıklama Eğitime kar engeli: Birçok ilde okullar tatil edildi! TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu istifa mı etti? Resmi açıklama geldi Bitcoin 100 bin dolar rekorunu ne zaman kırar?