Müzikte cinsiyet olmaz
İBB Cemal Reşit Rey Konser Salonu, 2024-2025 sezonunu Senfoni Orkestrası’nın verdiği görkemli konserle açtı. CRR Orkestrası’nın yeni daimî şefi Nil Vendittiile müzik serüvenini; Sanat Danışma Kurulu Üyesi Evrim Hikmet Öğütile de yeni sezona dair gelişmeleri konuştuk.
Haber Merkezi |HELİN KAYA
Müzik serüveniniz nasıl başladı?
Nil Venditti: 29 yaşındayım. Annem Türk, babam ise İtalyan. İtalya’da doğup büyüdüm. Annem küçük yaşlardan beri benim sosyal hayatla olan ilişkimi hep güçlendirmek istedi. Bu sebeple tüm spor dallarıyla ilgilendim daha sonra sıra müziğe geldi. Beni alıp hep konserlere, müzikallere, operaya götürdü ve bana bunu aşılamak istedi. Bir gün bir çello sesi duydum tam anlamıyla aşık oldum. Bu şekilde konservatuara başladım. 10 senelik bir master’ın ardından şef olarak müzik hayatıma devam ediyorum.
Orkestra şefi olmak hep hayaliniz miydi?
N.V: Hayır, şef olmak hayallerim arasında yoktu. Orkestra ile birlikte çello çalmayı çok severdim bir gün İtalya’da hocam şeflik okumam konusunda bana ısrar etti. İsviçre’de bu konuda en iyi okullardan birinde eğitim aldım ve şeflik yolculuğum başladı.
İtalya’da doğup büyüdünüz. Müzik yatkınlığınızın burada daha çok perçinlenmiş olabileceğini düşünüyorum. Öyle mi?
N.V: İtalya bu konuda önemli bir merkez olarak biliniyor. Drama, müzik ve daha çok opera… Ben buna aşığım. Ancak son zamanlarda birçok şey değişti ve İtalya’nın artık eskisi gibi müziğe önem vermediğini söyleyebilirim. Aslında bu tüm ülkeler için geçerli. Müzik hep ikinci planda görülüyor. İnsanlar önce bir iş bulmanı ve bu şekilde kendini garantiye aldıktan sonra hobi olarak müzikle ilgilenmeni söylüyorlar.
Genç bir kadın olarak kısa sürede birçok ulusal arenada sahne aldınız. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
N.V: Bütün başarımı müziğe olan aşkıma bağlıyorum. Müziksiz yapamam… Hep müziği düşünüyorum ve bunu orkestralarla yapmak istiyorum. Bunun için bir kadın ya da erkek olmanın önemi yok. Sadece müziği seviyor olmak önemli. Müzikte cinsiyet yoktur.
CRR bu sezon katılımcıları için ne tür yenilikleri bir araya getiriyor?
Evrim Hikmet Öğüt: Cemal Reşit Rey Konser Salonu İstanbul’un kültür hafızasında özel bir yere sahip. Dünyaca ünlü müzisyenleri CRR sayesinde canlı performanslarıyla dinledik, bu salon sayesinde iyi müziğe ulaşma imkanı bulduk. Yeni olansa, İstanbullu dinleyicinin yakından tanıdığı ve takdir ettiği isimlerin yanı sıra Türkiye’ye veya İstanbul’a daha önce gelmemiş olan veya uzun süredir CRR sahnesinde görmediğimiz müzisyenleri davet etme konusundaki hassasiyetimiz. Eser seçimlerinde de aşina olunan repertuvarla nispeten az bilinen kıymetli eserleri bir araya getirmeye çalıştık.
En çok hangi konuların üzerinde sıklıkla durdunuz?
E.H.Ö: Kentin kültür-sanat hayatındaki rolünün sürdürülmesi ve güçlendirilmesinin yanı sıra programın kapsayıcılığını da hedefledik. Her türlü önerinin dikkatle ve titizlikle değerlendirildiği bir değerlendirme süreci oluşturduk. Şu anda gerek bireysel gerek kurumsal başvurularını CRR Konser Salonu’na ulaştıramayan müzisyen olmadığına inanıyorum. Elbette programda her öneriye yer vermek mümkün değil, ancak İBB Kültür Dairesiyle iş birliği içinde, CRR’de değerlendiremediğimiz kimi nitelikli projelerinin İBB’nin çok sayıdaki Kültür Merkezleri’nde dinleyici karşısına çıkması da mümkün olacak. Kurul olarak çalışmanın, bir başka ve belki de en önemli avantajıysa her birimizin farklı alanlarda uzmanlığa sahip ve aktif olarak müzisyenlik deneyimi olan kişiler olmamız. Bu bakımdan her müzik türünden bize sunulan önerileri layığıyla değerlendirmenin yanında, kendi vizyonumuzu ortaya koyan bir program geliştirme imkanı da buluyoruz.
CRR gibi sanatı kucaklayıcı merkezlerin artıyor olması, bu merkezlerin içeriğini yenileyerek halka açıyor olması çok kıymetli. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
E.H.Ö: Bugün İstanbul’da, 35 yıl önce CRR Konser Salonu’nun açıldığı dönemde olduğundan daha fazla sayıda kültür-sanat kurumu mevcut ve bunların her biri İstanbul dinleyicisine son derece nitelikli sezon programları sunmakta. CRR’nin bu tablodaki ayrıcalıklı yeri, kâr amacı gütmeyen bir kurum olarak bu etkinlikleri İstanbullu dinleyiciye erişilebilir hale getirmesi ki bu bakımdan bir eşi daha yok.