Mutfakta olmayı da yemek yapmayı da çok seviyorum

FARUK ŞÜYÜN

Akdeniz Bölgesi’nin en köklü ve öncü turizm markalarından biri olan Barut Hotels, yeni markası Anda Barut Collection’ı 150 milyon Euro üzerinde bir yatırım yaparak Didim Yarımadası’nda Mayıs ayı içinde hizmete açtı.

Otelin Executive Şefi, “Burası benim için yeni hayallerin başladığı yer” diyerek daha inşaat aşamasında göreve gelen Mustafa Uygur. Şef, Gaziantepli bir ailenin çocuğu… Annesi çok iyi yemek yaptığından belki de ondan etkilenerek çok genç yaşlarda mutfağa giriyor; giriş o giriş. “Mutfakta olmayı da yemek yapmayı da çok sevdim” diye anlatıyor. Daha 10’lu yaşlardayken Gaziantep’te çalışmaya başlıyor. Mersin, Antalya, Sapanca, Bodrum ilerleyen yıllarda çalıştığı şehirlerden sadece birkaçı. Anda Barut Collection’a gelmeden önce 13 yıl boyunca Voyage Hotels’in Executive Şefliğini üstleniyor.

“Anda’da konukların kendi gastronomik yolculuklarına çıkmalarını sağlamayı amaç edindik. Seçtiğimiz organik ürünlerle hazırladığımız farklı farklı menülerimizi restoranlarımızda misafirlere sunarak o lezzetleri sofralarına getirmeyi amaçlıyor, modern mutfak teknikleri ile yerel malzemelerin kombinasyonuyla sağlıklı yemeği hedefliyoruz” diye konsepti dile getiren Mustafa Şef şöyle devam ediyor:

“Dondurulmuş ürün kullanmaktan veya hazır olanları almaktan kaçınıyor, mümkün olduğunca mevsiminde doğal ürünleri alıp kendimiz işliyoruz. Tesislerimizin bulunduğu alan bir Chef’s Garden oluşturmak için elverişli; böyle bir hayalim var. Henüz beş aylığız. Yeni doğmuş bir çocuk gibi adım adım gelişiyoruz. Önümüzdeki dönemde açık büfeden yemek almak istemeyenler için oradan sipariş verebilecekleri bir alakart menü de düşünüyorum.”

Mustafa Uygur’un kendisine bağlı ana restoran dışında otelin bünyesinde yer alan altı alakart restoranda görev yapan 180 kişilik bir ekibi var:

“Anda Barut Collection, müşteri memnuniyetinin yanı sıra çalışanlarının mutluluğunu da amaçlıyor. Misafirlerimize dünyanın farklı köşelerinden lezzetler sunarken bu özelliğimizi personel restoranımız Social Bistro’da da sürdürüyoruz. Örneğin bu konudaki projelerimizden birinde çalışan arkadaşlarımıza Meksika mutfağından örnekler sunduk. Bu tarz çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

Mustafa Şef, bir işkolik olduğunu söylüyor. Sabah 7’de mutfağa giriyor, mutfak operasyonu kaçta biterse o zaman eve dönüyormuş. Gaziantep’te tanışıp evlendiği eşi de halen çalışmasa da aşçı olduğundan tempoya alışıkmış. Anda Barut Collection 200 dönüm doğal güzellik içerisinde konumlandığından farklı restoranlara gün boyu en az üç dört defa yaptığı teftişler için yaz ayları boyunca bir mutfaktan diğerine ulaşımı elektrikli scooter ile sağlamış…

Anda Barut Collection’ın çalışanları arasında cinsiyet eşitliğinin ön plana çıktığına dikkat çekiyor Mustafa Uygur, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın söz konusu olduğunu belirtiyor. Bunu, düzenlenen “Cuisine Queens” (Mutfak Kraliçeleri) etkinlikleri ile de destekliyorlarmış. Böylelikle kadın şeflerin turizm sektöründeki yeri vurgulanırken misafirlere sağlıklı ve lezzet dolu bir gastronomi deneyimi sunmak misyonunun da altı çiziliyormuş.

Cuisine Queens’in ilk etkinliği, Türk mutfağını modern dokunuşlarla sunmayı hedefleyen, yerel malzemeler ve Akdeniz baharatlarıyla yaratıcı tabaklar hazırlama konusunda uzmanlaşmış Şef Arzu Öztürk’ün katılımıyla Cibes Restaurant’da gerçekleştirilmiş. Etkinliğinin bir sonraki buluşması ise yine yetenekli kadın şeflerden Jale Balcı’yla olmuş.

Bütün günü mutfaklarda geçse de izin günlerinde evdeki tezgâhın başında yemekleri o hazırlıyormuş:

“Bir Gaziantepli olarak en hâkim olduğum mutfaklardan birisi Türk mutfağı. Antep bölgesinin keşkeği, ızgara etler evde mutfağa girdiğimde en severek yaptığım yemekler. Et pişirme derecelerini çok iyi bilirim.”

Mustafa Uygur, geleceğe yönelik projelerini sorduğumda “ancak, on on beş yıl sonra gündeme alabilirim” diyor ve devam ediyor:

“Steak house tarzı bir restoran açmak veya danışmanlık yapacak bir şirket kurmak istiyorum. Tabii ki burada yapacağım çok şeyler var, bu hayallerim yıllar sonrası için.”