Medyanın 50 tonu
Çoğu zaman sayılar pek çok şey anlatır bize. Bazen sayfalarca yazmaya ya da saatlerce konuşmaya bedeldir rakamlar. Bu hafta da sayıların dili ile konuştuk. Bakalım sayılar neler söylüyor?
Haber Merkezi |SAYILARIN DİLİ - GÜLSEREN ÜST POLAT
Bu hafta, sayıların diliyle biraz ‘gazetecilik’ mesleğini konuşarak başlayalım. Laf kalabalığı yapmadan sadece rakamları paylaşacağım sizlere… Gazeteciler Sendikası’nın yeni araştırmasına göre medya mensupları düşük maaşlarla haftada 45 saatten fazla çalışıyor ve yıllık izin haklarını tam olarak kullanamıyor. Fazla mesai karşılığında ücret alan gazetecilerin oranı ise sadece %28,6… Gazetecilerin %47,7’si mesleğini icra ederken siyasi baskı hissediyor; %54,8’i ise siyasi baskıları Türkiye’de mesleğin önündeki en büyük engel olarak görüyor. Ankete katılan gazetecilerin %42,8’i sansüre maruz kaldıklarını söylüyor. Gazeteciler, mesleklerini yaparken sosyal hayata zaman ayıramama, iş hayatı ile sosyal hayatı birbirinden ayıramama gibi zorluklarla karşılaşıyor. Araştırmaya katılan gazetecilerin %59,1'i ‘Kişisel gelişimim için maddi kaynak ayıramıyorum’ diyor. Bu oran kadın gazeteciler arasında %70,6… Ve her 3 gazeteciden 1'inde (%34,1) basın kartı bulunuyor. Tüm bunları topladığımızda her 4 gazeteciden 1’i mesleğini değiştirmeyi düşünüyor. İşte sonuç!
3 TRİLYON
Oyun sektörü büyüdüğü gibi sosyal medyada oyunlara yönelik içeriklerin izlenme oranları da her geçen gün artıyor. TikTok’un oyun kültüründeki tüketici davranışlarını inceleyen raporuna göre, geçen yıl platformda oyun içerikleri 3 trilyondan fazla görüntülenme aldı.
28 milyon yetişkin oyuncunun yer aldığı Türkiye’de ise bir yılda oyun oynamaya yeni başlayanların %73'ü kadınlardan oluşuyor. Oyuncuların %60’ı sosyal medyadaki reklamlardan sonra oyunları indiriyor, yüzde 59'u sosyal medyada önerilen oyunlar için harcama yapabiliyor, yüzde 66’sı da oyun topluluğuyla bağlantı kurmak için sosyal medyayı kullanıyor. Bu rakamlar, içerik üreticileri için sosyal medyanın ne kadar büyük bir pazar olduğunu bir kez daha gösterdi.
YÜZDE 35
Dijital güvenlik, kamu kurumları ve şirketlerin belki de en fazla üzerinde durmaları gereken konuların başında geliyor. Peki durum nedir? Aksigorta’nın dijital güvenlik algısına yönelik yaptığı araştırma, KOBİ’lerin %35’inin dijital güvenlik risklerine karşı herhangi bir önlem almadığını ortaya koyuyor. Risk algısının ‘internet siber saldırıları’ ve ‘kişisel bilgilerin kopyalanması’ konularında yoğunlaştığı araştırmaya göre, endişe düzeyinde de ilginç bir şekilde düşüş yaşanıyor. 2020’de katılımcıların %30’unda endişe görülürken 2022’de ise bu oran %18’e geriliyor. Üstelik her 10 firmadan yalnızca 2’si siber güvenlik sigortası hakkında bilgi sahibi. %36’sı da güvenlik sigortasının ‘maddi zararlarını karşılayacağını’ düşünüyor.
YÜZDE 28
Biraz farklı bir konu ile kapatalım haftayı. Hasır sepetleri, kısa tişörtleri, erkek blazerleri ile stil ikonu Jane Birkin ölümünün duyurulmasından bu yana Birkin'le ilgili her şeyde bir patlama olmuş. Breton çizgilerine, geniş paçalı pantolonlara ilgi şimdiden arttığı gibi Birkin’in, 60'larda taktığı hasır sepet çantaların arama oranı da %28 yükselmiş. İngiliz merkezli bir yeniden satış sitesi Sellier, Birkin çantalarında sorgularda %20'lik bir artış yaşandığını gösteriyor. Ayrıca Vestiaire ve eBay'e göre de Birkin çantaları şu an en çok aranan ilk 10 çanta arasında yer alıyor. Bu, bir markanın uyguladığı satış psikolojisi değil, yitirilen yaşama saygı olarak da açıklanamaz… Farklı bir ‘alış’ psikolojisi sanırım…