Küçük siyah elbise… Zamansız mı, trendy mi?

ADA ÜNLÜ

Sosyal medya, her alanda olduğu gibi moda sektörüne de yeni bir boyut kazandırdı. Öyle ki, sosyal medyada paylaşılan bir giysi, bir anda büyük bir kitleye ulaşabiliyor ve bir anda yok olabiliyor. Modada, TikTok veya Instagram sayesinde ‘trendy’ olan bir ürünün, yaşam süresi ise her geçen gün biraz daha kısalıyor. Genel olarak baktığımızda, fast fashion, yani hızlı modanın, trendy olan ürünleri çok daha fazla tercih ettiğini görüyoruz. Bunun sonucunda, aynı ürünler ya da aynı aksesuarlarla çok sayıda mağazada karşılaşabiliyoruz. Trendy olan bu ürünler, son derece büyük bir hızla üretiliyor, satılıyor ve tükeniyor.

Hedef son derece net: müşteri talebini mümkün olan en hızlı sürede karşılamak.

Trendy ürünler ile hızlı modanın el ele gidiyor olmasının temel nedeni, ‘popülerlik arayışı’ olarak tanımlanabilir. Markaların amacı ise, tüketicinin heyecanı azalmadan önce, talebi karşılamak. Dolayısıyla, hızlı modanın ‘seri üretim’ eğiliminin, sürekli tüketimi de beraberinde getirdiğini söylemek yanlış olmaz!

Japonya’nın önde gelen kült markası Sacai’nin kurucusu Chitose Abe, A Magazine isimli dergisinde, trendy ürünlerin odak nokrasında olan hızlı modanın, büyük ölçekli israfa ve emek sömürüsüne yol açtığını söylüyor.

Zamansız moda ise çok daha farklı bir yerde duruyor ve akıp giden zamandan etkilenmiyor.

Zamansız stil, sizin tercihlerinize göre tasarlanmış bir gardırop sunarken, tekrar tekrar kullanabileceğiniz ürün ve aksesuarlardan oluşuyor.

Zamansız modayı temsil eden birkaç örnek vermeniz gerekse, aklınıza ilk gelen ne olur?

KÜÇÜK SİYAH ELBİSE

Bence bu sorunun ilk cevabı; küçük siyah elbise. 1920’li yıllarda Coco Chanel imzası ile moda sahnesine adım atan küçük siyah elbise, Audrey Hepburn’ün başrolü oynadığı Tiffany’s de Kahvaltı (Breakfast at Tiffany’s) filmi ile zamansızlığa giden yolculuğunu başlattı. İnci bir kolye eşliğinde ‘minimal’ bir görüntü sunan küçük siyah elbisenin etkisi çok büyük ve uzun süreli oldu. Eleştirmenler ise o dönemde şu yorumu yaptı: “Hiçbir kahvaltı bu kadar zarif olmamıştı…” Küçük siyah elbise zaman içinde, dönemin ruhuna uyum sağlamayı bildi. Farklı şekillerde hayal edildi, yeniden tasarlandı. Ama asla kaybolmadı.

BABET

Zamansız modaya dendiğinde akıllara gelen bir diğer cevap ise, babetler. ‘Dansçıların giydiği düz, yarım santimetrelik küçük topuklu veya topuksuz ayakkabı’ olarak tanımlanan babetler, moda dünyasının ‘zamansız’ tasarımlarından bir diğeri. Her ne kadar babetler bir süredir moda dünyasında pek görünür olmasalar da, son dönemde özellikle Miu Mui gibi markalar sayesinde yine sahnelerdeler. Zamansız olmalarını sağlayan en önemli özelliklerinden biri ise, farklı stillere uyum sağlayabilmeleri. Babetlerin bir diğer özelliği ise yarattıkları estetik.

STİLİN ÖZÜ

Aşırı ya da abartılı her bir ürünün zaman içinde yok olduğunu, zamansız modanın ise, ‘stilin özü’ ve hızlı moda trendlerinin zıttı olarak nesilden nesle taşındığına şahit oluyoruz.

Trendler her zamankinden daha hızlı bir şekilde ‘moda’ olurken, zamansız moda, tüketim çılgınlığını sonlandırmak için önemli bir çıkış noktası sunuyor.

Prenses Diana, Grace Kelly, Marilyn Monroe ve Coco Chanel… Onlar, zamansız modanın ikonları… Zaman tünelinde yok olmayan, zaman testini geçen kadınlar…

Trend döngülerinin kurbanı olmamak, kendi stilinizi bulmak çok değerli… Gezegenimiz zaten can çekişiyor… Hızlı moda endüstrisi ise, yok oluşu hızlandıran etkenlerden biri… Neden zamansız moda ile bu hızlı yok oluşa dur demeyelim?

Trendler her zamankinden daha hızlı bir şekilde ‘moda’ olurken, zamansız moda, tüketim çılgınlığını sonlandırmak için önemli bir çıkış noktası sunuyor.