Kırmızı alarm: Daha sıcak ve kurak günler kapıda!
İklim değişikliği, dünyanın her yerinde birçok aşırı hava olayını etkiliyor. Bilim insanları, sıcaklık rekorlarının gelecek 6 hafta boyunca yeniden kırılabileceğini öngörüyor. Biyoçeşitlilik tehdit altında, yangınların sonu gelmiyor. Akıllardaki soru: Dünya nereye koşuyor?
Haber Merkezi |DİDEM ERYAR ÜNLÜ
Küresel ortalama sıcaklık 3 Temmuz’dan bu yana günlerdir üst üste yüksek seyrediyor. Rekor seviyedeki deniz yüzeyi sıcaklıkları da sıcaklık değerlerinin artmasına yol açıyor. Geçen ay ‘kayıtlardaki en sıcak haziranın’ yaşanmasının ardından bu ay da günlük sıcaklık rekorları üst üste kırıldı. Dünya’nın iklimi ısındıkça, aşırı sıcak ve nem vakaları artıyor ve bu durum insan sağlığı açısından önemli sonuçlar doğuruyor. Aşırı sıcak stresi seviyeleri son 40 yılda iki kattan fazla arttı. Dünyada sıcaklık 4 Temmuz’da rekor kırdı. 17,23 derecenin ölçüldüğü 6 Temmuz ise, en sıcak gün olarak kayıtlara geçti. Maine Üniversitesi İklim Değişikliği Enstitüsü’nün ABD Ulusal Çevresel Tahmin Merkezi (NCEP) verilerine dayandırarak yaptığı modellemeye göre, küresel sıcaklık ortalaması 4 Temmuz’da 17,01 dereceyle kayıtlardaki en yüksek seviyeye ulaştı. Daha önceki sıcaklık rekoru, Ağustos 2016’da 16,9 derece olarak ölçülmüştü. Küresel sıcaklık ortalaması, 3-19 Temmuz’da daha önce ölçülen sıcaklık değerlerinin üzerinde seyretti. Küresel ortalama sıcaklık, 19 Temmuz’da da 17,16 derece olarak ölçüldü. Berkeley Earth’de iklim bilim insanı olan Zeke Hausfather, bu ayın kalan günlerinde sıcaklıklarda benzeri görülmemiş bir düşüş olmaması durumunda temmuzun ‘kayıtlardaki en sıcak temmuz ve ay’ olmasının kesin olduğu değerlendirmesinde bulundu.
AVRUPA’DA AŞIRI SICAK HAVA DALGASI
HAKİM Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 4 Temmuz’da El Nino koşullarının başladığını duyurmasının ardından geçen hafta sıcak hava dalgasının Akdeniz, Kuzey Afrika, Asya ve ABD’nin güney kesimlerinde iki hafta boyunca etkili olacağını açıklamıştı. Sıcaklıklar, İtalya’nın Sicilya bölgesinde 18 Temmuz’da 46,3 dereceye ulaşırken, İspanya’da Girona kentinin Figueres ilçesinde 45,4 dereceyle kayıtların tutulduğu 1928’ten beri en yüksek seviyeyi gördü. WMO, Akdeniz’de deniz yüzeyi sıcaklıklarının bazı bölgelerde 30 dereceyi aşabileceğini ve ortalamadan 4 derece daha yüksek olabileceğini bildirdi. Fransa’nın güneyinde 40,1 dereceyle son olarak, Ağustos 2012’de görülen sıcaklık rekoru yeniden kırıldı. Kuzey Afrika’daki sıcaklık değerleri 44-49 derece arasında değişirken, ABD’nin güneyinde 100 milyonun üzerinde insanı etkileyen sıcak hava dalgası nedeniyle 46,7 dereceyi bulan değerler ölçüldü. Çin’in Sanbao bölgesinde ise sıcaklık 16 Temmuz’da 52,2 dereceyle rekor kırdı.
EKOSİSTEMLER ÜZERİNE YIKICI ETKİYE SAHİP
Hava sıcaklıkları insan faaliyetleri kaynaklı iklim değişikliği etkilerinin yoğunlaşmasıyla artarken, bilim insanları, sıcaklık rekorlarının özellikle gelecek 6 hafta boyunca yeniden görülebileceği uyarısında bulunuyor. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Temmuz’un ilk haftasının rekor kırarak, en sıcak hafta olarak kayıtlara geçtiğini duyurdu. WMO açıklamasında “Karada ve okyanusta rekor kıran sıcaklıklar, ekosistemler ve çevre üzerinde potansiyel olarak yıkıcı etkilere sahip. Rekor kıran sıcaklıklar, insan kaynaklı iklim değişikliğinin bir sonucu olarak Dünya’nın sisteminde meydana gelen geniş kapsamlı değişiklikleri vurguluyorlar” ifadeleri yer aldı. WMO İklim Hizmetleri Direktörü Prof. Christopher Hewitt, hava olayı El Nino’nun daha başlangıcında bu tür olağanüstü sıcaklıklar kaydedildiğini vurgulayarak “Bilinmeyen bir dönemdeyiz ve El Nino daha da geliştikçe daha fazla rekor bekleyebiliriz ve bu etkiler, 2024’e kadar uzayacak. Bu, gezegen için endişe verici bir haber” dedi. Avrupa Birliği’nin Uzaydan Dünya Gözlem Programı Copernicus da, deniz yüzeyi su sıcaklıklarının hem Mayıs hem de Haziran ayında rekor seviyede olduğu vurguladı. Bu durumun balıkçılığın zarar görmesi, su buzullarının erimesi ve iklim üzerindeki dolaylı etkilerine dikkat çekildi. Antarktika deniz buzulu, uydu gözlemlerinin başlamasından bu yana Haziran ayında ortalamanın yüzde 17 altına, en düşük seviyesine ulaştı ve bir önceki Haziran rekorunu önemli bir farkla kırdı.
2023 YAZINDA TÜRKİYE VE YUNANİSTAN’DA MEYDANA GELEN YANGINLARA NASIL MÜDAHALE EDİLDİ?
Kaş’ta sazlık alanda çıkan yangına müdahale ediliyor. Antalya’nın Kaş ilçesinde Göl mevkisindeki sazlık alanda henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Muğla’nın Seydikemer ilçesinde, makilik alanda yangın çıktı. Kumluova Mahallesi’ndeki makilik alanda dün çıkan yangına, Muğla Orman Bölge Müdürlüğüne ait 15 arazöz, 6 su tankeri, 3 dozer, TOMA, itfaiye ekipleri, 206 yangın söndürme işçisiyle müdahale edilmişti. Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde orman yangını çıktı. İhbar üzerine bölgeye 6 uçak, 5 helikopter, 39 arazöz, 4 su ikmal aracı ve 3 dozer sevk edildi. Yangında herhangi bir can kaybı veya yaralanma olmadı. Rodos’taki orman yangını devam ediyor. Rodos Adası’nda yaklaşıkbir hafta önce başlayan başlayan orman yangını kontrolsüz bir şekilde yayılmaya devam ederken, yetkililerin “yeni yerleşim birimlerinin tahliye edilmesi emri” verdiği bildirildi. Yunan medyasına yansıyan haberlere göre, söndürme çalışmalarının aralıksız devam ettiği Ada’da, Lindos, Pefkus, Kalatho, Masari, Malona ve Haraki bölgelerindeki vatandaşların tahliye edilmesi istendi.
AKDENİZ HAVZASI’NDA SICAKLIK, KÜRESEL ORTALAMADAN DAHA FAZLA ARTACAK
Işık Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Fizik Bölümü Başkanı Dr. Tuğba Öztürk, model sonuçlarına göre her 1 derece küresel sıcaklık artışında, Akdeniz Bölgesi’nin en az 1,5 derece ısınacağını öngördüklerini söyledi. Öztürk, TÜBİTAK 3501 Kariyer Geliştirme Programı kapsamında desteklenen araştırmasında, 120 yıllık bir zaman aralığında küresel sıcaklık artışlarıyla beraber aşırı hava olaylarının değişimine bakarak, Avrupa’daki uç sıcaklıkların nasıl değiştiğini incelediklerini anlattı. Araştırmanın ilk yılında günün en düşük ve en yüksek sıcaklıklarının, yıllık maksimum ve minimum değerlerine baktıklarını aktaran Öztürk, şu bilgileri paylaştı: “Akdeniz Havzası’nda, sıcak ekstremlerde, küresel ısınmanın 1,5 katı bir ısınmayla karşı karşıyayız. Model sonuçlarına göre, her 1 derece küresel ısınmaya karşılık, Akdeniz Bölgesi’ndeki uç sıcaklıklar ortalamada en az 1,5 derece, her 2 dereceye karşılık 3 derece, her 3 dereceye karşılık 4,5 derece artacak. Soğuk ekstremlere baktığımızda ise özellikle Doğu ve Kuzey Avrupa’da bu oran 3’e yükseliyor. Yani soğuk ekstremlerde her 1 derece küresel sıcaklık artışında, Kuzeydoğu Avrupa’da 3 kat daha fazla sıcaklık artışı olacak. 1 derece ısınıyorsa 3 derece, 2 derece ısınıyorsa 6 derece... Yüzyılın sonunda 3 derece daha sıcak bir dünyada 6 derece daha fazla soğuk ekstremleri göreceğiz.” Sıcaklıkların, Kuzeydoğu Avrupa’da daha fazla yükselmesinin altında, kar buz örtüsünün azalmasının yattığını kaydeden Öztürk, “Kar buz örtüsünün daha az olmasıyla ısınma daha da fazla gerçekleşiyor. Kar güneşten gelen ışını yansıtıyor, dolayısıyla bu bir soğuma yaratıyor, ama oradaki kar buz örtüsü kalktığı zaman daha da fazla ısınma görüyoruz” dedi.
“Yeni iklime uyum önemli”
Küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için atmosferdeki karbondioksit miktarının azaltılması gerektiğinin altını çizen Öztürk, Türkiye’nin mücadeleye yapabileceği katkılar hakkında şunları aktardı: “Özellikle hem rüzgar hem de güneş potansiyeli açısından ülkemiz, özellikle Avrupa’ya göre çok daha yüksek bir potansiyele sahip. Rüzgar potansiyelimiz de özellikle Biga Yarımadası’nda Çanakkale’de gayet iyi. Dolayısıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yatırım yaparak karbondioksit azaltımı yapabiliriz ve zaten ülkemizde de yanılmıyorsam yüzde 50’ye varan bir yenilenebilir enerji kaynağı kullanımı var. Bunun daha da artması gerekiyor ve tabii bunun da yanında adaptasyon yani bu yeni iklime uyum da önemli. Aşırı hava olayları, uç sıcaklıklar, uç yağışlar, kuraklık vesaire bunların da nasıl değişeceğini bilerek önlemler almalıyız.”
SICAK DALGALARI İSTANBUL’DA 4 BİN 281 FAZLADAN ÖLÜME NEDEN OLDU
2004-2017 yılları yaz aylarında İstanbul’da yaşanan sıcak dalgalarını inceleyen bir çalışma, sıcak dalgalarının üçte ikisinin ölümlere sebep olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmaya göre 20 sıcak dalgası sırasında fazladan 4,281 kişi hayatını kaybetti. İklim Masası yazarlarından Uzm. Dr. Hazal Cansu Çulpan’ın yorumları şöyle: “16 milyona yakın nüfusuyla Türkiye’nin en kalabalık şehri olan İstanbul’da çok sayıda insan, sıcak havanın olumsuz sağlık etkileri dolayısıyla risk altında. İstanbul’da 2004 ile 2017 yılları arasında yaşanan sıcak dalgalarının sağlık etkilerini araştıran çalışma Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında 30 sıcak dalgası yaşandığını saptadı. Çalışmaya göre, meydana gelen sıcak dalgalarının yüzde 67’sinde ölüm hızı yükseldi. Toplam 257 gün süren 20 sıcak dalgası sırasında fazladan 4 bin 281 ölüm gerçekleşti. En fazla ölüme yol açan sıcak dalgaları 2007, 2010 ve 2017 yıllarında yaşandı. 29 Temmuz-22 Ağustos 2010’da yaşanan sıcak dalgası fazladan 783 ölüme sebep olurken, 2007 yılında dokuz gün süren sıcak dalgası 339 kişinin, 2017’de bir hafta süren sıcak dalgası ise 220 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Coğrafi konumu nedeniyle iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında bulunan Türkiye, geçmişe kıyasla daha sık, daha uzun ve daha yoğun sıcak dalgası yaşıyor. Türkiye’nin batısında 1960’lardan bu yana sıcak dalgası sıklığı her 10 yılda ortalama 0,4 artarken sıcak dalgalarının uzunluğu 2 gün, yoğunluğu 2°C artıyor.”
CANLILARIN YÜZDE 28’İ TEHDİT ALTINDA
Doğanın Korunması İçin Uluslararası Birlik (IUCN) verilerine göre, dünya genelinde değerlendirmeye alınan 150 bin 388 canlı türünden 42 bin 108’inin, yani yaklaşık yüzde 28’inin nesli tükenme tehdidi altında bulunuyor. Isınmanın daha yüksek olduğu bölgelerde ise bu oranlar artıyor. WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) tarafından paylaşılan verilerde, Akdeniz’de yaşayan 73 kıkırdaklı balık türü arasında bulunan köpekbalığı ve vatozların yüzde 58’inin neslinin tükenme tehlikesi altında olduğuna ve bu canlıların büyük bölümünün kısa süre içinde yok olabileceğine dikkat çekildi.
TÜRKİYE’NİN KAPSAMLI ‘SICAK-SAĞLIK EYLEM PLANLARI’NA İHTİYACI VAR
Hükümetler arası İklim Değişikliği Panelinin 30 yıldır yayınladığı değerlendirme raporları, aşırı sıcakların daha sık ve yoğun hale geldiğini gözler önüne seriyor. Yayınlanan son Değerlendirme Raporu da küresel ısınmadaki her yarım derecelik yükselişin, aşırı sıcakların yoğunluğunda ve sıklığında açıkça fark edilebilir artışlara neden olacağını öngörüyor. Türkiye, Akdeniz Havzasında yer alması ve güneyindeki çöl kuşağının ısınma sonucu kuzeye doğru genişlemesi nedeniyle sıcak dalgaları açısından risk altında. Küresel sıcaklık artışı senaryolarına göre 2100 yılında Türkiye’deki ortalama sıcaklık artışının batıda 4,5°C’yi doğuda ise 6°C’yi geçmesi mümkün. Gelecekte Türkiye’de daha sıcak günler yaşanacağı göz önünde bulundurulduğunda, ülkemiz için de bilimsel araştırmaları temel alan yerel ve ulusal düzeyde eylem planları gerektiği ortada. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu (şimdiki adıyla Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü), 2015 yılında İklim Değişikliğinin Sağlık Üzerine Olumsuz Etkilerinin Azaltılması Ulusal Programı ve Eylem Planı’nı yayımladı (HSGM, 2015). Plan, iklim değişikliğinin olası etkileri, alınabilecek önlemlerin tespit edilmesi ve çözümler üretilmesini içeriyor. Ancak bu tespitler ve çözümler ulusal düzeyde yapıldığı için yerel düzeyde yetersiz kalıyor.