Kadın iyileşirse dünya değişir

Kadınların eşit, adil ve özgür bir hayat sürdürebilmesi için hassasiyetle çalışan Boyner Grup, ülkemizde yaşanan depremin ardından Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun afet bölgesine yönelik hayata geçirdiği ‘Mor Yerleşke’ projesine destek oluyor.

Merve Yedekçi |

Merve YEDEKÇİ

Depremle birlikte bölgede çalışmalar yürütmeye başladınız. Bunlardan biri de Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu tarafından hayata geçirilen ‘Mor Yerleşke’ projesine verdiğiniz destek. Biraz bize bu projenin içeriğinden bahsedebilir misiniz?

6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin yarattığı büyük yıkıma toplumsal bir dayanışma hareketiyle derman olmaya çalıştık. Boyner Grup olarak biz de ilk andan itibaren bu dayanışmaya katılmaya, mümkün olan tüm kaynaklarımızı bölgeye aktarmaya odaklandık. Bir taraftan acil ihtiyaçlara odaklanırken diğer taraftan bölgenin yeniden ayağa kalkabilmesi için sürdürülebilir desteklere ihtiyaç olduğu bilinciyle ilk günden itibaren kalıcı fark yaratacak projeleri de araştırmaya başladık. Bildiğiniz gibi Boyner Grup olarak uzun yıllardır toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda çalışıyor, kadınların eşit, adil ve güvenli bir ortamda yaşama, çalışma haklarını savunuyoruz. Bu bakış açısıyla bölgedeki kadınların, çocukların öncelikli ihtiyaçlarına odaklanmak istedik ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun ‘Mor Yerleşke’ projesine destek olmak için kolları sıvadık. Mor Yerleşkeler deprem bölgesindeki kadınlar, çocuklar, yaşı nedeniyle bakıma ihtiyaç duyanlar ve engelli bireylerin koşullarını iyileştirmeyi, en temel ihtiyaçlarına destek olarak psikososyal açıdan güvenli alanlar yaratılmasını hedefliyor. Biz de ilk etapta 14 yerleşke ile projeye katkı sunduk ve yaptığımız ulusal çağrı ile Mor Yerleşkelerin sayısının artırılmasının önemini vurguladık, herkesi desteğe davet ettik. “Kadın iyileşirse dünya değişir” diyerek çıktığımız yolda bölgenin yaralarının sarılabilmesi için çaba göstermeye devam edeceğiz.

Bu proje sadece depremden yoğun olarak etkilenen illerimizde de mi uygulanacak?

Hayır. Mor Yerleşke adı verilen değerlendiriyorehabilitasyon üniteleri sadece depremin yaşandığı illerde değil deprem nedeniyle yoğun göç alan illerde de kurulacak. Konteyner kentlerin yakınlarında konumlandırılacak ünitelerde bir psikolog, bir sosyal hizmet uzmanı, bir çocuk koruma uzmanı sürekli olarak görev alacak. Bunun yanı sıra, emzirme odaları, çocuklar için aktivite alanları, çocuklar ve yetişkinler için psikolojik danışmanlık, hijyen malzemelerine erişim ve daha birçok destek sunulacak. Farklı alanda doktorlar ve uzmanlar da gönüllülük esasıyla projeye destek verecek. Mor Yerleşkeler en az 18-24 ay deprem bölgesinde kalacak.

Bölgesindeki kadınlar ne tür zorluklar yaşıyor?

Depremin ilk gününden itibaren bölgedeki kadınların hijyen ve hijyen malzemelerine ulaşımla ilgili sıkıntılarını takip ediyoruz. Diğer taraftan stres ve kaygı seviyelerinin arttığı afet dönemlerinin kadınlar, çocuklar, engelliler gibi kırılgan gruplar için daha zorlu koşulları beraberinde getirdiği görmezden gelemeyeceğimiz bir gerçek. Kadına şiddet, taciz ve kız çocuklarının evlendirilmesi gibi çok ciddi konularda da artış yaşanıyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun raporuna göre deprem bölgelerinde 265 bin hamile kadın var. Bu kadınların her konuda desteğe ihtiyaçları var. Mor Yerleşkeler sundukları kapsamlı hizmetle bölgedeki kadınların ve kız çocuklarının korunması için hayati değer taşıyor.

Kadınların eşit, adil ve özgür bir hayat sürdürebilmesi için hassasiyetle çalışıyorsunuz. Bu projeye sundugunuz destek de bunun bir göstergesi. Projede aktif rol almak isteyenler nasıl destek verebilir?

Grup olarak 2009 yılından bu yana her yıl Dünya Kadınlar Günü’nde yayınladığımız ve Türkiye’de kadın konusuna vurgu yaptığımız farkındalık kampanyamızla ilgili geleneğimizi bu yıl bozduk. Bölge için hissettiğimiz acı o kadar taze ve yardım ihtiyacı o kadar acildi ki yaraların sarılması için bir şeyler yapmak tek önceliğimiz oldu. Bu bakış açısıyla 14 ünite ile destek olduğumuz projenin önemini anlatmayı da görev edindik. Hep birlikte iyileşelim diyerek, daha çok kadının ve çocuğun hayatına dokunabilmek adına herkesi TKDF’nin Mor Yerleşke projesine destek olmaya çağırdık. Mor Yerleşke sayısının artırılmasının, bölgedeki kırılgan grupların desteklenmesinin önemini her fırsatta dile getiriyoruz. Çağrımıza maddi destekleriyle katkı sağlayanlar kadar gönüllü olarak nasıl destek verebileceklerini soranlar da oluyor. Bu desteklerin hepsi çok kıymetli, ancak çok da hassas bir süreç olduğu için bu alanda TKDF’nin yönlendirmesi büyük önem taşıyor.

Aslında herkes iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışıyor ama koordinasyon ve kaynakların doğru kullanılması çok önemli. Bu sorun nasıl aşılabilir?

Türkiye bu dönemde dayanışma duygusunun ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha kanıtladı. Bölgeye koşanlar, bağışlarıyla destek olanlar, ürün gönderenler, her yerden yardım yağdı. Ancak bu değerli çaba yer yer sorunlara da yol açtı. Biz Boyner Grup olarak sadece afet zamanlarında değil her zaman yaptığımız projelerde, fayda odaklı işlerimizde sivil toplum ile kol kola yürümeye çalışıyoruz. Kurum-STK işbirliklerinin ihtiyacı daha iyi anlamak ve sahada daha aktif olabilmek için hayati önem taşıdığını düşünüyoruz. Bölgeyi tanıyan, ihtiyaçları anında ve en net şekilde belirleyen kurumlara destek olmak, halihazırda sahada çalışan STK’ların çağrılarına kulak vermek her biri çok kıymetli olan yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşması için kritik. Bir de sürdürülebilir olma meselesi var ki özellikle bu deprem felaketi için hiç unutmamamız gereken bir kavram. Bölgenin yeniden ayağa kalkabilmesi zaman alacak. Bu nedenle sürdürülebilir projeler için enerjimizi doğru kullanmalı, desteğimizi son ihtiyaca kadar devam ettirebilmeliyiz.

‘Mor Yerleşke’ projesi uzun vadede sürdürülebilir bir kadın istihdamı sağlamak adına neler yapacak?

Mor Yerleşkelerin temel önceliği bölgedeki kadınların, çocukların, engelli ve yaşı nedeniyle bakıma ihtiyaç duyanların güvenli alanlara kavuşabilmesi ve psikolojik açıdan desteklenmesi. Yani öncelikli hedef yaşama yeniden tutunabilmenin sağlanması. İstihdam ise üstünde çalışılması gereken bir başka önemli konu. Biz de Boyner Grup olarak bu alanda yapabileceklerimizi değerlendiriyoruz. Öncelikle, Boyner Büyük Mağazacılık’ın hiç çalışmamış ya da çeşitli nedenlerle çalışma hayatına ara vermiş kadınlara kendi belirledikleri saatlerde çalışma fırsatı sunan “Seninle Tamam” projesiyle depremden etkilenen kadınları iş hayatına davet edeceğiz.

Cumhuriyetimiz 100. yılını kutluyor. Çıkış noktasında kadın hakları olarak dünyaya kıyasla çok öndeyken, şu anki durumumuzu nasıl kıyaslarsınız?

Cumhuriyet’in 100’üncü yılında malesef ki kadınlar sadece iş yaşamında değil hayatın hiçbir alanında hak ettiği eşitliğe sahip değil. Bir toplumun ilerleyebilmesi, ekonomik açıdan kalkınabilmesi için kadınların katılımını sağlamak vazgeçemeyeceğimiz bir zorunluluk. Yarısının, eğitimden, istihdamdan mahrum bırakıldığı bir toplumun ilerlemesinin mümkün olmadığı çok açık. Ne yazık ki bu eşitsizlik ortamı sadece bizim ülkemizin değil dünyanın da gündeminde yer alan bir sorun. Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum) Küresel Cinsiyet Eşitsizliği raporu, global olarak tam cinsiyet eşitliğine ulaşmak için önümüzde 132 yıl olduğunu gösteriyor. Buna göre, ekonomik katılım alanındaki eşitsizliğin aşılmasının önünde 151 yıl, siyasal güçlenmenin sağlanmasında 155 yıl, eğitime erişimde eşitlik için ise 22 yıl gerekiyor. Özetle gitmek istediğimiz yere varmak için koşmamız hatta uçmamız gerekiyor. Bu bilinçle grup olarak kendi iç süreçlerimizden başlayan, tedarik zincirimize oradan da toplumun tamamına yayılan farklı projelerle toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanabilmesi için çaba gösteriyoruz. Kadınların hak ettiği eşit koşullara kavuştuğu günü görene kadar da çabamızı canlı tutacağız.

Birlikten doğacak güce ihtiyacımız var

TÜRKİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU (TKDF) BAŞKANI CANAN GÜLLÜ

TÜRKİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU olarak afet bölgesindeki kadınların, çocukların, engellilerin ve yaşlıların en temel ihtiyaçlarının sağlanabilmesine destek olabilmek için kolları sıvadık. Konteyner kentlerin yakınlarında kuracağımız ‘Mor Yerleşke’lerimizde öncelikle kadınlar ve çocuklar için psiko-sosyal açıdan güvenli alanlar yaratacağız. Mor Yerleşkelerimizde emzirme odaları, çocuklar için aktivite alanları bulunacak, psikolojik danışmanlık hizmeti vereceğiz.İlk etapta 1 yıl olarak planladığımız projemizde 1 psikolog, 1 sosyal hizmet uzmanı, 1 çocuk koruma uzmanı sürekli olarak görev alacak.

Bu görevliler dışında gönüllülük esasıyla projeye destek veren doktorlar ve uzmanlar da yanımızda olacak. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanabilmesi için yıllardır güçlü bir duruş sergileyen Boyner Grup’a ve sevgili Ümit Boyner’e çok teşekkür ediyoruz. Projeyi paylaştığımız gibi “biz ne yapabiliriz” diye sordular. 14 yerleşke ile başladık, daha çok kişiye ulaşmak için birliğe, birlikten doğacak güce ihtiyacımız var. Sizlerin de desteklerini bekliyoruz.

SPK'dan 17 şirketin sermaye artırımına onay Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi ABD'den Rus bankası Gazprombank'a yaptırım Anayasa Mahkemesinden Pasaport Kanunu'na kısmi iptal İstanbullular dikkat! AKOM uyardı, saat verildi: Sıcaklık 8-10 derece birden düşecek! Otomobil devi binlerce kişiyi işten çıkaracak