İşin içinde hafiyelik ve kâşiflik var!

Prof. Dr. Selçuk Şirin, bir seri olarak tasarladığı ‘Bakışınızı Değiştirecek 10 Deney’in ilk kitabı ‘İnsan’ ile adeta mutlak sandığımız ön kabullerimizi yıkıyor… Psikoloji alanında kült olan araştırmalarla ‘insan’a bilimsel bir perspektiften bakmamızı sağlıyor.

Haber Merkezi |

Gülseren Üst Polat

İnsan nasıl karar veriyor? Neden itaat ederiz? İnsan doğuştan mı kötüdür yoksa her insan, belli koşullarda bir iblise dönüşebilir mi? Kokunun aşkla ne alakası var?.. Mundi etiketiyle raflarda yerini alan ‘Bakışınızı Değiştirecek 10 Deney: İnsan’, bir anlamda tüm bu sorulara her biri farklı bir gerçeği ortaya koyan 10 klasik deney ile yanıt veriyor. Üstelik Prof. Dr. Selçuk Şirin’in oldukça sade ve anlaşılır dili sayesinden 7’den 70’e herkesin keyifle okuyacağı yalınlıkta…  

İnsanı, insan davranışını daha iyi anlamamızı sağlayacak bu kitap üzerine sorularımızı yanıtlayan Şirin, “İnsan kendisini tanımadan, etrafını anlamadan ne kendi derdini çözebilir ne de dünyaya anlamlı bir katkıda bulunabilir” diyor. Bakın başka neler söylüyor…

Öncelikle böyle bir kitap serisi yazma ihtiyacı nasıl doğdu? Hangi ihtiyaçtan yola çıktınız?

Bu kitap serisini yazma fikri, bilimsel düşüncenin ana akım ve özellikle son dönemde sosyal medyada zayıf kaldığını gözlemlememle doğdu. Çocuklara ve gençlere bilimin temel prensiplerinin öğretilmediği, üniversite mezunlarının bile kendi alanlarının en temel bilimsel kaynaklarını bilmediği bir gerçeklik var. ‘Bakışınızı Değiştirecek 10 Deney’ serisi, bu boşluğu doldurmak ve bilimi Türkiye’de en geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla tasarlandı. Hayalim, bilimin rehberliğinde düşünen bireylerin sayısının ve etkisinin çoğaldığı bir Türkiye’nin ortaya çıkması. Çünkü bir ülke eğer bilimi, günlük yaşamın referansı haline getiremezse boşluğu hurafeler, safsatalar ve şarlatanlar dolduruyor. Çünkü hayat boşluğu kaldırmıyor!

Bakışınızı Değiştirecek 10 Deney’i bir kitap serisi olarak tasarladınız. Diğer kitaplara da geleceğiz ama ilk kitaptan başlamak istiyorum. Odak noktanız ‘insan.’ Neden ‘insan’ ile başlamayı seçtiniz?

Çünkü her şey insanla başlıyor. Her şey insanın kendini tanıma, etrafını anlama ihtiyacıyla başlıyor. Anlam arayışı bizi kimi zaman hurafelere kimi zaman safsatalara kimi zaman da bilimsel açıklamalara götürüyor. Ben bu ilk kitapta psikoloji alanında yazılmış 10 kült araştırma ile insanların kendilerini ve etraflarını anlama sürecinde onlara bilimsel bir seçenek sunuyorum. İnsan kendisini tanımadan, etrafını anlamadan ne kendi derdini çözebilir ne de dünyaya anlamlı bir katkıda bulunabilir.

Tam olarak okuru ne bekliyor bu kitapta? Hangi mesajları vermek temel amaç?

Kitap, her biri farklı bir gerçeği ortaya koyan ‘10 klasik deneyi’ sade ve anlaşılır bir dille sunuyor. İnsan nasıl karar veriyor? Pazarda elma seçerken, sandıkta parti seçerken neye göre karar veriyoruz? Gruplar arası çatışmanın ve dayanışmanın kökenleri nelerdir? Survivor yarışmasının fikir babası olan İzmirli psikoloğu neden ülkeden sürgün ettik? Neden itaat ederiz? İnsan doğuştan mı kötüdür yoksa her insan, belli koşullarda bir iblise dönüşebilir mi? Kimseye zararı olmayan bir davranışı neden cezalandırmak isteriz? Zekâ ve yetenek doğuştan mı gelir yoksa geliştirilir mi? Kokunun aşkla ne alakası var? Kişiliğinizin temel yapı taşları nelerdir? Tutsak ikilemi oyununu oynadınız mı? Amacımız, okurun insana bilimsel bir perspektiften bakmasını sağlamak.

Kitapta birbirinden önemli bilim insanlarını çalışmalarına yer veriyorsunuz. Bu çalışmaları neye göre seçtiniz peki?

İlk kriter, çalışmanın çığır açmış olması. Bilimsel olarak bunun ölçüsü, alınan atıf sayısıdır. Bu kitapta yer alan deneylerin her biri, binlerce hatta on binlerce atıf almış çalışmalardır. Her bir deney, defalarca farklı zamanlarda ve farklı ülkelerde tekrarlanmış. Bunların ötesinde her bir çalışma başta psikoloji olmak üzere pek çok disiplinde insana bakışımızı değiştirmiş. Kahneman, Nobel almış tek psikolog. Asch’in ‘Uyum’ deneyi, Zimbardo’nun ‘Stanford Hapishane’ deneyi, Milgram’ın ‘İtaat’ deneyi, Muzaffer Şerif’in ‘Robbers Cave’ deneyi ya da Carol Dweck’in Zihniyet deneyi, bizim insana bakışımızı değiştiren kült deneylerdir. Benim tek yaptığım, bu deneyleri ve deneyleri yapan bilim insanlarını herkesin anlayacağı bir şekilde, biraz da hikâyeleştirerek anlatmak.

İyi bir edebiyat okuruyum

Bilimsel kitaplar genellikle ağır gelir insanlara. Fakat kitabınızın oldukça akıcı, yalın bir dili var. Nedeni hedef kitleniz mi? 

Ben çok iyi bir edebiyat okuruyum. Şiir ve romansız bir hayatı, yoksul bir hayat olarak görüyorum. Aslında hayalim roman yazmak. Onu beceremeyince hıncımı bilimsel metinlerden çıkarmaya çalışıyorum... Şaka bir yana, bu seride çok ısrarlı bir şekilde, bilimi o gereksiz gizemli ve ağdalı dilden kurtarmaya çalıştım. Bilimsel içeriklerin daha geniş kitlelere ulaşması için yalın bir dil kullanmayı özellikle tercih ettim. Hedef kitlemiz, sadece akademisyenler değil; gençlerden yetişkinlere herkes. Herkesin de bu kitabı okuyup keyif almasını istiyorum. Bilim, özünde son derece heyecan veren macera dolu bir yolculuk. Sonuçta bilinmezi bilinir kılmaya çalışıyoruz. İşin içinde hafiyelik, kâşiflik var.

Peki, toplumsal sorunlar, karmaşalar, kutuplaşmalar… Ülkemizde son dönemde çok parlak zamanlar geçirmiyoruz. Bu kitap bir dönüşüm başlatır mı sizce? Ya da bu anlamda etkili olur mu? 

Buna inanmasaydım New York’ta onca işin arasında oturup aylarca bu kitap serisi için çalışmazdım. Toplumsal bir dönüşüme inanmazsam şimdi derse girmeden önce oturup bu sorulara yanıt vermek için soluk soluğa kalmazdım. Ben dünyayı bulduğu gibi bırakmak istemeyen insanlara hayranım. Bunu romantik bulabilirsiniz ama kitapta Carol Dweck’in dediği gibi “denemeden pes etmek, kaybetmeyi peşinen kabul etmektir.” Ben deniyorum. Şair Hasan Hüseyin demişti yanılmıyorsam. Evet, bir kitap, bir şiir belki dünyayı değiştiremez ama dünyayı değiştirmek isteyene yoldaş olabilir. Bu kitap serisi, Türkiye’de bilimsel bakışı yaygınlaştırmak isteyenlere yol arkadaşı olması için yazıldı.

Peki, bu serinin ikinci kitabı ne olacak? Ayrıca diğer kitaplarda hangi konuları işleyeceksiniz?

Serinin bir sonraki kitabında bambaşka bir alana “markalama” sahasına gireceğiz. İnsan, hizmet, ürün ya da şehirler nasıl marka olur? Bu kitabı dünyada markalama denince ilk akla gelen isimlerden biri olan NYU hocası Prof. Dr. Tülin Erdem ile birlikte yazacağız. Ama tabii daha oraya zaman var. Önce bir görelim seri tutuyor mu tutmuyor mu?

Hangi periyodlarda planlıyorsunuz bu kitap serisini?

Serinin bu ilk kitabının gidişatına göre karar vereceğiz. Eğer umduğum ilgiyi bulursak farklı alanlarda dünya çapında isimlerle birlikte her sene 4-5 kitap çıkartmayı umuyorum. Tıpkı yıllar önce ‘1 Milyon Kitap’ projesinde olduğu gibi çok iddialı rakamlar bunlar. Göreceğiz.

Son sözü size bırakıyorum. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Son sözü Mustafa Kemal Atatürk’e bırakıyorum: Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir, ilim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir...

AKOM'dan İstanbul için saatli uyarı: Fırtına, yağış, kar... Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi NASA keşfetti: Dünya'daki herkesi milyarder edecek asteroit! Bakanlıktan kasesi 1000 TL'lik çorbaya inceleme SPK'dan 17 şirketin sermaye artırımına onay ABD'den Rus bankası Gazprombank'a yaptırım