Hayatınızı şekillendiren güç: Duygusal zekâ

Zihnimizden binlerce düşünce geçer ama hayata anlam veren, bu düşüncelere ruh katan duygularımızdır. Peki, duygular bu kadar önemliyse, onları nasıl yönetebiliriz? İşte yanıtı…

Haber Merkezi |

TUNÇ DİPTAŞ 

Stres seviyemiz yükseldiğinde ya da işler istediğimiz gibi gitmediğinde adeta bir başkası oluruz.  Bazen iş yerinde bazen evde; yöneticimizle, çalışma arkadaşımızla ya da en sevdiklerimizle tartışırken ağzımızdan çıkan sözlere kendimiz bile inanamayız. Yaralayacak sözler söyleriz. Bir yanlış kelimenin, tahmin ettiğimizden çok daha büyük zararlara yol açtığını fark ettiğimizde ise iş işten geçmiştir. 

Duygularımızı yönetmeyi, onları doğru ifade etmeyi ve karşımızdakinin hislerini anlamayı başaramadığımızda, kelimelerimiz bizden bağımsız birer silaha dönüşür. Bir anlık kızgınlıkla başlayan, sonu pişmanlıkla biten olaylardır bunlar. 

İşte bu noktada, duygusal zekâ devreye girmelidir. Duygusal zekâ, kendi duygularımızı anlamak ve yönetmenin yanında çevredeki insanların duygularını fark edebilmek ve onlara etki edebilme becerisidir. Zihnimizden binlerce düşünce geçer ama hayata anlam veren, bu düşüncelere ruh katan duygularımızdır. 

Duygusal zekasını geliştirmeyen ve bu alanda kendini yetiştirmeyen bir kişinin liderlik yapabilmesi de neredeyse imkânsızdır. Gerçek liderler ve etkin yöneticiler hem kendi duygularını hem de başkalarının duygularını ustalıkla okuyabilen, yönlendirebilen kişilerdir. Duygusal hakimiyeti yüksek insanlar karizma sahibidir, etraflarına ışık saçarak liderlik ederler.

‘Duygusal Zekâ’ kitabının yazarı ve bu kavramı dünyaya tanıtan psikolog Daniel Goleman’ın şu sözü son derece anlamlıdır: “Büyük şirketler üst düzey yöneticilerini analitik düşünme becerisi ve teknik uzmanlıklarına bakarak işe alır; fakat çoğunu duygusal zekâ eksikliği sebebiyle işten çıkarır.”

Peki duygular bu kadar önemliyse, onları nasıl yönetebiliriz? Duygularınızı yönetebilmek için atabileceğiniz bazı önemli adımları şöyle sıralayabiliriz:

Duygu yönetiminin ilk adımı farkındalıktır: Hangi durumlarda, hangi duyguları hissettiğinizi anlamaya çalışın. Bu duyguları tetikleyen etkenleri belirleyin. “Şu anda tam olarak nasıl hissediyorum? Hissettiğim asıl duygu nedir?” gibi sorularla duygularınızı daha iyi tanıyabilirsiniz. Bu süreçte duygularınızı yazabileceğiniz bir günlük tutmak, farkındalığınızı artırmak için harika bir yöntemdir.

Duygunun mesajını anlamak: Duygunuzu tanımladıktan sonra, onun size ne anlatmak istediğini anlamaya çalışın. Her duygu aslında bir mesaj taşır ve bir şeylerin değişmesi gerektiğini söyler. Korku gibi olumsuz bir duygu bile doğru anlamlandırıldığında yol gösterir. Korku duygusu olumsuz bir olaya karşı hazırlık yapmanıza yardımcı olurken, öfke duygusu doğru yönetildiğinde adaleti sağlamak ve harekete geçmek için güç verir.

Kendi gerçekliğinizi yaratın: Nasıl hissetmek istediğinize siz karar verin. “Bu durumun güzel yanı nedir?” veya “Buradan ne öğrenebilirim?” gibi sorular sorarak, yaşadığınız olaylara yüklediğiniz anlamı bilinçli bir şekilde yönlendirin. Unutmayın, olaylar değil, onlara verdiğiniz anlamlar sizi şekillendirir.

Deneyimlerinizden yararlanın: Benzer bir duyguyla daha önce nasıl başa çıktığınızı hatırlayın. O anı tekrar gözünüzde canlandırın ve o zaman hissettiğiniz özgüveni yeniden hissedin. Eğer bu yeterli olmazsa, meditasyon yaparak ya da size iyi gelen başka bir aktiviteyi yaparak sevgi, neşe ve şükretme gibi pozitif duygularınızı harekete geçirin.

Çevrenizden destek alın: Duygu yönetimi alanında uzmanlaşmış bir koç, mentor ya da terapistten destek almak, duygularınızı daha iyi tanımanıza ve sonrasında bilinçli bir şekilde yönetebilmenize yardımcı olur. 

Harekete geçin: İngilizce’de ‘duygu’ anlamına gelen ‘emotion’ kelimesi, kökünü ‘hareket’ anlamındaki ‘motion’ kelimesinden alır. Duygularınızı yönetebileceğinizi kendinize gösterecek adımlar atın. O duyguyu sağlıklı ve

yapıcı bir şekilde ifade edin.
Başarıyı ve doğru seçimleri getiren yol; duygusallık değil duygusal anlamda zeki olmaktan geçer. Hayatı kaliteli bir şekilde yaşayabilmek ise ancak duyguları yönetebilmekle mümkündür.

* Duygusal zekasını geliştirmeyen ve bu alanda kendini yetiştirmeyen bir kişinin liderlik yapabilmesi neredeyse imkânsızdır. Gerçek liderler ve etkin yöneticiler hem kendi duygularını hem de başkalarının duygularını ustalıkla okuyabilen, yönlendirebilen kişilerdir. Duygusal hakimiyeti yüksek insanlar karizma sahibidir, etraflarına ışık saçarak liderlik ederler.

SPK'dan 17 şirketin sermaye artırımına onay Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi ABD'den Rus bankası Gazprombank'a yaptırım Anayasa Mahkemesinden Pasaport Kanunu'na kısmi iptal İstanbullular dikkat! AKOM uyardı, saat verildi: Sıcaklık 8-10 derece birden düşecek! Otomobil devi binlerce kişiyi işten çıkaracak