Erkekler ulaşılabilir lüksün peşinde!
Sadece kadınlar değil erkekler de giyimde lüks seviyor. Brandy’s mağazalarının sahibi İzzet Stamati’ye göre; daha geniş kitlelere hitap eden ulaşılabilir lüksü büyüten de erkekler! Müşterilerinin yüzde 70’inin erkek olduğunu söyleyen Stamati, “Talep artıyor, mağazaları büyütüyoruz” diyor.
Özge Yavuz |Özge YAVUZ - Moda&Marka Sohbeti
Türkiye’de son yıllarda özellikle ulaşılabilir lükse büyük ilgi var. 2013’te yabancı ulaşılabilir lüks markalarını Brandy’s çatısı altında toplayarak hızla mağazalaşan Çiçek Retail Group, sadece Brandy’s değil Calvin Klein’dan Emporio Armani’ye Karl Lagerfeld’e birçok markanın monobrand mağazalarının operasyonlarını yürütüyor. Grubun Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Stamati, müşterilerinin yüzde 70’inin erkek olduğunu söyleyerek, “Son yıllarda ulaşılabilir lükse ilgi artıyor” diyor. Stamati ile ulaşılabilir lüksü ve yeni yatırımlarını konuştuk…
Brandy’s nasıl doğdu? Ve şu anda hangi noktada?
2013’te ilk mağazamız açıldı. İlk açılış hikayemiz çok enteresan. Calvin Klein’ın distribütörlüğünü yapıyorduk o dönem. Sonra marka, dünyada Tommy Hilfiger ile birleşti. Dolayısıyla bizden markayı aldılar. Biz de aldıkları zaman, “Bu iş böyle olmaz, bir tane multibrand mağaza açalım, birçok markayı satalım” dedik. Ümraniye’de bir AVM’de bir mağaza açtık. Örnek bir mağaza oldu. O mağazayı AVM’lere göstererek sırasıyla A Plus, İstinye Park, Aqua Florya’da mağazalar açmaya başladık, sayıyı artırdık. Şimdi Mall Of İstanbul’da 300 metrekare olan mağazamızı 1.400 metrekareye büyütüyoruz. Yani artık büyük mağazacılığa geçiyoruz.
Talep o kadar yüksek diyorsunuz yani…
Evet. Ayrıca Brandy’s Aqua Florya mağazamızı 800 metrekareye büyütüyoruz. Armani Exchange Akbatı açılıyor. Brandy’s Land Of Legens’ta 700 metrekare mağaza açılıyor. Brandy’s Vadi İstanbul devreye giriyor. İzmir İstinye Park’ta Emporio Armani açılıyor.
Peki bu talep artışını neye bağlıyorsunuz?
Müşterilerimizin yüzde 30’u kadın, gerisi erkek. Erkeğin kendisini gösterebileceği pek bir aksesuarı yok. Erkekler ya saat ya da kıyafetiyle öne çıkıyor. Orada da bu markalar, erkeklerin tercihi oluyor. Bizimkiler rahat, casual giyim. İşte de giyilebilir. Hafta sonu da giyebilir. Pazar günü için eşofman da alabilirler, yazlıkta, teknelerde, plajlarda kullanabilecekleri mayodan bermuda şortlara, keten gömleklere kadar her şey var. Ayakkabıda da iyi bir çeşidimiz var. Her geçen gün gerek müşterilerden gerek AVM’lerden mağaza açmamız için talepler geliyor.
Hızlı büyümenizde turistlerin de etkisi oldu mu?
Evet, oldu. İstanbul turizmin merkezi oldu diyebiliriz. Londra, Paris, Barcelona gibi turistlerin akın ettiği bir şehir oldu. Dolayısıyla bu markaları tanıtmak için özel bir efor sarfetmeye de gerek yok. Dolayısıyla turist geldiği zaman, alışverişte Türkiye’nin cazip olmasından dolayı da talep var.
Türkiye’de her şey pahalanıyor. Bir taraftan da belli bir kesimde alışverişi öne alanlar var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim müşteri kitlemize baktığımız zaman şöyle bir durum var; ciddi anlamda kriz olduğu zaman, daha üst segmentten marka alanlar bize doğru kayıyor. Ekonomi düzeldiği zamanda da alt segmentten alanlar üste çıkıp bize geliyor. Hem tanınmış markalar satmak hem de ulaşılabilir olması bizim avantajımız. Bu alanı zamanında güzel gördük. Ve iyi bir şekilde doldurduk.
Karl Lagerfeld markasını katmıştınız bünyenize. Nasıl gidiyor?
Umut vaat eden bir marka. Gayet iyi gidiyor. Ve beklentiler dahilinde gidiyor. Satışlar ivme kazanacak.
İnternetten de satışınız var değil mi Brandy’s olarak?
Satışlarımızın yüzde 7’sine geliyor. Orayı biraz güçlendireceğiz.
Yurtdışından yeni marka teklifleri geliyor mu?
Çok geliyor. Ama metrekarelerimiz kısıtlı. O yüzden büyük mağazacılığa adım atıyoruz.