‘Ekosistem ağacı’nın altındaki yeni yerlimiz: Togg T10F

Okan ALTAN

Otomotivde fikri mülkiyet haklarına sahip olmak ne demek, sektördeki yöneticiler ve mühendisler çok iyi bilir. İstediğiniz zaman istediğinizi yapabilir, karar verebilir ve hatta rekabeti istediğiniz gibi şekillendirebilirsiniz… Türkiye’nin sahip olduğu Togg, küresel ölçekte rekabet etmek üzere bir global USECASE Mobility markası olarak 25 Haziran 2018’de kurulmuştu. Anadolu Grubu, BMC Otomotiv, Turkcell, Zorlu Holding ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin güç birliğiyle çalışmalarını sürdüren Togg, kurucu ortakların maksimum finans desteğiyle kârlılık stresi de yaşamadan tasarım, Ar-Ge, üretim, dağıtım adımlarını hızlandırarak ilerliyor. Alt markaları Trugo ve Trumore’la birlikte, akıllı ve bağlantılı otomobiller etrafında oluşturduğu ekosistem dahilinde yeni teknolojiler, hizmetler, kullanıcı deneyimleri ve yeni iş modelleri de geliştiriyor. Akıllı cihaz dedikleri C segmentindeki ilk SUV seçeneği T10X’in 2023’te 20 bine ulaşan teslimatları devam ederken şimdi sıra yine C segmentindeki T10F’e geldi. Üretim sırasına girecek diğer modeller de peşi sıra laboratuvarlardan çıkarken, aynı DNA’yı paylaşan yeni modellerden 2030 yılına kadar 1 milyon adet üretilmesi planlanmış.

CES gibi dünya teknoloji devlerinin arenasında cesurca boy gösteren Togg’un fikirlerini ve modern mobilite zekasını bu ‘akıllı cihaz’larla sergilemesi, gururumuzu okşarken, Sony’nin bile halen seri üretime koyamadığı benzer bir ‘rakibini’ halen uzaktan kumanda ile yürütmeleri de dikkatimizden kaçmıyordu.

Üstelik Togg, sadece lokal kalmıyor, T10X ile bu yıl ve T10 F ile 2025’te Almanya ihracatına da başlayarak, Avrupa yollarına da çıkıyor.

5 yıl önce Togg kesinlik kazanınca birçok yabancı meslektaşım, Türk otomobil üreticisi olarak bu ‘iş’in başarılacağına pek inanmıyorlardı. Oysa 2023 Mayıs ayından bu yana Türkiye yollarındaki T10X’leri gördükçe, şaşkınlıklarını da gizleyemiyorlar. Bu ikinci modele ise artık inanarak daha dikkatli bakmaya da başladılar ve bana doğrudan bir sürü soru sormaya devam ediyorlar.

Geçen yılın CES sergisindeki Transition Concept Smart Device prototipinin fantastik detaylarının mantığa büründüğü Togg T10F, 4,83 metre uzunluğuyla sanki bir D1 segmenti gibi görünen, hava direnci katsayısını 0,226’ya düşüren fazlasıyla aerodinamik avantajlı bir liftback yapıya sahip 1.881 mm genişlik ve 1.56 m yüksekliğinde bir ‘fastback sedan’ olarak hazırlanmış.

0-100 km/h akselerasyonu için minimum 4.6 saniye ve yaklaşık 88,5 kWh bataryasıyla RWD LR’da maksimum 600 kilometre menzilli olacağını tahmin ettiğimiz bu yeni ‘yerli’miz, sanki fastback Tesla Model 3’e rakip gibi düşünülmüş…

Göze de hitap eden ayrıntılarıyla, aslında klasik 3-box sedan yerine bu modern formu seçmiş olmaları, çok hoşuma gitti.

 TEK KELİME İLE ŞIK

Bagaj kapağının arka camla birlikte açılması, hatchback tarzı bir bagaj kapağının tavana menteşeli olması, T10F’i tam bir liftback tanımına uydururken, başka bir liftback olan Tesla Model S gibi bir profil, hiç yanlış değil. Sonuçta öyle ya da böyle gövde tipine ne denirse densin T10F, tek kelime ile şık!

160 kW yani 218 HP’lik arkadan motorlu ve itişli veya dört teker çekişli olarak 435 beygir gücüne kadar böyle bir binek aracın keyfi de, X SUV’dan daha fazla çıkacaktır. Hala en üstteki büyük bataryalı, 700 Nm maksimum tork sunacak çift e-motorlu T10F AWD Long Range’in dinamizmini şimdiden merak ediyoruz. Umarız fiyat arkı da 400 bin TL’yi aşmaz. Maksimum hızı 175 km/h olsa bile, standart menzillisinin 7,2 saniyelik hızlanması ve 350 Nm’lik arkadan itişlilere göre tam iki misli kuvvetiyle bu Togg ‘hızlı’sı, Tesla süper Plaid’lerin peşine takılacaktır…

En ekonomiğinde 52,4 kWh bataryayla 350 kilometre ve en güçlüsünde 530 km menzil, 22 kW OBC ve 180 kW DC kapasitesiyle yüzde 20’den 80’e 28 dakikada şarj hızı vadeden T10F, 2.890 mm uzunluğundaki dingil mesafesi üzerinde fazlasıyla konforlu bir kabin içine de sahip. 500 litrelik devasa bagajı ve arka koltukların sırtlarının yatırılmasıyla 1.350 litreye kadar yükleme alanı sunması da, ihtiyaç halinde faydalı olacaktır.

X SUV ile aynı C-segmenti platformunu kullanan T10F, 1.939 ila 2.215 kg ağırlığıyla yüksek tavanlı T10X’ten pek uzak da değil. Tasarımda da ayrışmayan kabin içinde 41,3 inçlik ekranları oluşturan, 12,3 inçlik sürücü gösterge, 29 inçlik bilgi-eğlence ekranlarıyla ve araç fonksiyonlarının kontrolü için vites düğmesinin önündeki 8 inçlik bir dokunmatik panelle Qualcomm Snapdragon işlemcili tam teknolojik donanım da eksik değil. Endüktif şarj doku, tam bağlanabilirlik için WLAN erişim noktası, 12 hoparlörlü Meridian audio sistemi, “sosyal kamera” ve diğer müzik üreten ya da NFT hazırlayan yazılımları da, V2L prizleriyle harici güç kaynağı olarak kullanılabilme de hayatı kolaylaştıracak ve yolculuğu keyiflendirecek bonuslarından… Akıllı telefon uygulamasıyla veya anahtar kartı taranarak kapı kilidinin açılması ve ‘akıllı cihaz’ın çalıştırılması da mümkün.

SÜRDÜRÜLEBİLİR MOBİLİTE

Birazcık tazelenmiş direksiyon simidi, kapı panelleri ve farklı koltukların lale yapraklarını anımsatan dikişleri ve işlemeleri hariç, değişikliklere gerek görülmemiş. Koltukların hafızalı elektrik ayarı hariç, ön ve arkada ısıtma fonksiyonu ise isteğe bağlı sunuluyor.

Güvenli sürüşler için de yedi hava yastığından başka L2,5 seviyesine kadar sürekli öğrenme ve OTA otomatik kablosuz güncellemelerle zenginleşen ADAS donanımı, Alman premium otomobillerden fakir değil. Çok yönlü çevre kameraları, trafik işareti tanıma, akıllı şeritte tutma, şerit değiştirme, kör nokta, dikkat ve otomatik park asistanlarının yanında dur-kalk yapabilen akıllı ve uyarlanabilir hız sabitleyici sistemini de standardında taşıyor.

Bu arada sürpriz olarak yoğun akan trafikte 15 km/h hızlara kadar sürücünün ellerini direksiyondan çekmesine olanak tanıyan ‘Rush Hour Pilot’ destek fonksiyonu da V2 seviyesiyle sunulacakmış.

Bu arada Togg’un CES’te teknoloji ve doğayı birleştirdiği sembolik ‘Ekosistem Ağacı’nın altında ziyaretçilere karbon nötr bir deneyim yaşatmasının da, Las Vegas sergileri arasında çok dikkat çektiğini duyduk. Togg, ‘akıllı’ tanıtım etkinliklerine devam ettiği müddetçe, basit bir Çinli start-up olarak kesinlikle görülmeyecek, dijital deneyim platformu Trumore, temiz enerji çözümleri Trugo ve Siro ile sürdürülebilir ve bağlantılı bir mobilitenin geleceğini en ciddi şekilde ortaya koyabildiğini tüm dünyaya kanıtlayacak. Togg’a gelen her bir ziyaretçi için birer ağaç dikilmesi de, hoş bir fikirdi…

Kişiselleştirilmiş ve sürdürülebilir bir mobilite deneyimi yaşatma kabiliyetlerini zekice gösteren Togg’un faaliyet alanlarını sembolize ve ‘hayatın kaynağını’ temsil eden merkezi bir havuzun çevresine kurulu ekosistemi, ‘Hep Birlikte Daha İyiye’ (Togg’ether Beyond) yaklaşımı, oldukça akılda kalıcı idi.