Ege’nin saraylı güzeli…
Denizciler için her zaman özel bir yere sahip olan Ayvalık, kuzey Ege’nin cazibe limanı… Bana göre bölgenin soylu ve saraylı güzeli... Orada maviliklerin tüm güzelliğini zeytinyağı kültürüyle zenginleşen keyifli ve lezzetli sofralar eşliğinde gönlünüzce yaşarsınız.
Haber Merkezi |HAKAN ATİS
Sahip olduğu küçük adalar, sığlıklar ve ince uzun kanal nedeniyle Ayvalık girişi denizciler için bazen zorlayıcıdır. Adını ilçeden alan boğazdan geçilerek merkeze ulaşılır. Kanal ince, uzun ve sığ olduğundan uyarıcı kardinal şamandıraları ile işaretlenmiştir. Çevresindeki adalar nedeniyle girişinin bulunması dikkat ve tecrübe gerektirir. İlk kez gideceklerin GPS desteği almasında yarar var. Ayvalık’ın girişinde iskele (sol) tarafında Cunda (Alibey) bulunur. Sancak (sağ) yönünde ise sizleri Hakkıbey Yarımadası adeta coşkuyla ‘merhaba’ diyerek karşılar. Boğazın içi alarga için ortalama 10 metre derinlik sunar. Paşa ve Cennet Koyları’nda ise deniz seviyesi yaklaşık beş metre olup demirleme için uygundur.
Teknenizi bağlamak isterseniz Ayvalık Setur Marina güvenilir ve konforlu bir adrestir. Diğer bir seçenek ise Cunda Limanı’dır. Ancak bu bölge yaz aylarında ziyaretçi akınına uğradığı için yer bulmakta zorlanabilirsiniz. Bu nedenle tercihiniz Setur Marina olacak ise önceden aramanızda yarar var. Tesisin başarılı ekibi sizi evinizde hissettirecektir. Ayvalık’ta Ortunç Koyu haklı bir üne sahip. Alibey Adası’nın güneybatısındaki Sivrice Burnu ile Pınar Boğazı arasında bulunan koy, meltemde soluğan aldığı için havayı takip etmenizde yarar var. Dip çakıl olduğundan demir atarken tuttuğundan emin olun. Gece konaklayacaksanız koy ortasında bulunan tepeden veya güney kısımda karadan koltuk almak (halatla ağaca veya büyük kayaya bağlanmak) faydalı. Bazen kuzey sağanakları koya sert iner. Keyfiniz kaçmasın. Gündüz saatlerinde tur teknelerinin de uğrak yeri olan koy sakin havalarda sizlere keyifli saatler yaşatır. Pruvanız neta, rüzgar kolayınıza olsun.
İzmir’in kalbi Seferihisar’da doğal arınma
Şehir yaşamının yıpratıcılığı malum. İnsan taş olsa dayanamaz. Hal böyle olunca denizciler için Ege ve onun incisi İzmir, bulunmaz bir nimet. Bölgede yaşayanlar veya yolu sıkça düşenler biliyor. Ancak bugüne kadar demirlemeyenler için keyifli bir rota önerisi olarak sunuyorum. İskandinav ülkelerinin sembolü olan ve sert havaları ile ünlü Kuzey Denizi’nin usta kaptanı kuzenim Tayfun Erkul’la birlikte orada harika bir gün ve gece geçirdik. Bu nedenle yazmaya karar verdim. Çeşme’den güneye dümen tutup Alaçatı’yı bordoladıktan (geçtikten) sonra Nergis Koyu’nda demirleyebilirsiniz. Kıyıya yakın seyir yapacaksanız balık çiftliklerine dikkat edin. Sözünü ettiğim koy, Çeşme’ye 21 mil mesafede. Hava durumuna göre üç, dört saatlik seyir sizi oraya ulaştırır. Zemin kumluk. Nefis bir manzara ile karşılaşacaksınız. Özel yat kiralayanlar için erzak stok kontrolü sorun değil. Firmalar genellikle bu işi üstleniyor. Ancak teknede kendiniz kaptanlık yapacaksanız içme suyu ve temel gıdalar başta olmak üzere erzak alımlarınızı tahmin ettiğinizden iki kat daha fazla yapmanızı tavsiye ediyorum. Demirlemek için kıyıya fazla yaklaşmayın. Derinlik ortalama 5-6 metre. Denizde olmanın doğal gereği tüm seyir ve tekne güvenlik önlemlerinizi A’dan Z’ye alın. Geceleme yapacaksanız dostlarınızla lezzet ve sohbet dolu güzel bir sofra elbette keyifli olacaktır.
Maviliklerin aşkla buluşturduğu yürekler
“Ne hoş bir güzellik vardır,
Hafif adımlarla dünyadan gülümseyerek geçenlerin,
Kimseye kötülüğü dokunmadan yaşayanların,
Onurlu bir yaşam seçenlerin.”
Virginia Woolf
Sevgi ve Turgay Noyan çiftinin mavi sevdalarını anlatan ‘Bir Aşk, Dört Kuma’ başlıklı eser Naviga tarafından yayımlandı. Bunu duyduğumda yukarıdaki dörtlüğü anımsadım. Çünkü onları yansıtıyor. Turgay Ağabey’i nerede ise 40 yıldır tanırım. İnsan sevgisi, maviliklere olan düşkünlüğü, nezaketi, saygılı duruşu ve bilgisi ile hep yanımızda oldu. O yıllarda genç bir muhabirdim. Aradan uzun yıllar geçti. Ancak, o hep ustamız ve ağabeyimiz olarak kaldı. Dahası hayatı dolu dolu yaşayan bir bilge gibi onlarca müzisyen, denizci ve gazeteci yetiştirdi. Kendisine değerli eşi Sevgi Abla ile el ele nice güzel yıllar diliyorum. Kitabın başlığına gelince… Zeki bir gönderme var, tebrik ediyorum. Turgay Noyan’ın bugüne kadar sahip olduğu tekneler latife olsun diye kuma olarak konumlandırılmış. Bu durum denizcilerin kaçınılmaz kaderidir. Sözün özü, başlık oldukça güzel. Turgay ve Sevgi Noyan’la geçtiğimiz yıllarda Göcek açıklarında keyifli bir sohbet gerçekleştirmiştim. İlk fırsatta yinelemeyi diliyorum.
TM tüm dünyanın gözdesi
Türkiye, özellikle geçtiğimiz yirmi yılda imza attığı işlerle, dünya denizlerine sunduğu şahane yatlar, römorkörler ve gemilerle yıldızı parlayan bir ülke haline geldi. Bu konuda SANMAR’ın hakkını teslim etmek ve römorkör alanındaki liderliğini takdir etmek gerekiyor. Onlar da bu unvanı hak ettiklerini sık sık gösteriyor.
EKİP RUHU VİZYON VE KARARLILIK…
Geçtiğimiz günlerde İspanya merkezli uluslararası operatör Boluda’ya 3 ay gibi kısa sürede üçüncü römorkörü teslim ettiler. Sanmar Shipyards’ın elde ettiği uluslararası başarılarda bu geniş ve saygın aileye liderlik eden Ali Gürün ve Cem Seven’in elbette büyük payı var. Başta onlar olmak üzere emeği geçenlerin tümünü kutluyorum. Çünkü bu durum; kararlılık, üretken ve yenilikçi çalışma, ekip ruhu, vizyon ve vazgeçmemenin doğal sonucudur. Yolları açık olsun.