Edis, Ceza ve Güneş ile backstage’de 45 dakika
Özlenen festival ruhu Antalya’da canlandı. Şehrin en sıcak gününde 35 bin kişinin katıldığı Fanta Fest’in kulisinde Edis, Ceza ve Güneş ile buluştuk. Bolca müzik konuştuk…
Haber Merkezi |ECE ULUSUM
Türkiye’nin dört bir yanında yıllardır turne yapan Fanta Fest, bu yıl 10 ili geziyor. Sahne alan isimlerse Edis, Ceza ve Güneş. Antalya Stadyumu’nda upuzun bir kuyruk, konsere gelenlerin oluşturduğu trafiği aşarak zorla kendimizi backstage’e attık. Bir grup gazeteci arkadaş ve üç müzisyen oturup sohbet ettik. Çok sıcak ama kimse bundan pek şikayetçi değil zira özlenen festival ruhu aramızda dolaşıyor ve kırılgan bir dönemde bunu kaybetmemek için tüm koşullar göz ardı ediliyordu. Üçü karşımıza oturunca sohbetimiz başladı. Türkiye’nin dört bir yanını dolaşıyorlar, hayranlarıyla olduğu kadar yeni dinleyicilerle de bir araya geliyorlar. Dinleyicilerinin kesişim kümesini sorunca söze hemen Güneş giriyor. Biraz da çekinir vaziyette “Ben kesişim kümesinde nokta gibiyim aslında! Ancak festival havasında geçiyor” diyor.
Dinleyici kitlesi homojen
Edis, “Dinleyicinin homojen olmadığına hiç denk gelmedim. Belki de bizler bu homojen kitleye sahip olduğumuz için bir aradayız diye düşünüyorum, marka bizi bu yüzden bir araya getirmiştir” deyince Ceza devam ediyor: “Kesinlikle. Eskiden rapçiler pop dinlemez, punkçılar onu dinlemez gibi ayrımlar vardı. Ama bunlar ortadan kalktı, kpop dinleyen rap de dinliyor, rap dinleyen pop da dinliyor. Festivaller öne çıktı. Gençler sevdikleri şeyi takip edip, dinliyor artık. Biz de tam olarak bunu hissettik. Hepsi sadece birimizi değil, hepimizi dinliyor gibi. Net söyleyebilirim ki Güneş’in dediği gibi bir festival havası var. Şarkılarımıza eşlik ediyorlar. Buna şahit olmak çok güzel bir şey.”
Turne deyince birbirlerinden etkilendiler mi ya da bir şeyler öğrendiler mi diye sorunca kısa bir sessizlik sonrası Güneş, “Yoo!” deyince gülmeye başlıyorlar. Edis, “Biz Güneş ile tanışıyoruz, daha önce vakit geçirdik aslında ama turne süresince ilk defa karşılaşabildik. Çünkü sahne saatlerimiz farklı. Ama Ceza ile beraber sürekli oturup sohbet etme fırsatı yakaladık. Ama etkileşime yetecek kadar uzun paylaşımlar geçmedi. 3 konserdir herkes işine odaklı, konser biter bitmez dönmek durumunda kalıyoruz. Belki bugünden sonra olabilir” diyor. Ardından da önemli bir ekleme yapıyor: “Daha önceki görüşmelerimizde de birbirimizden müzik olarak da fikir olarak da dünya görüşü olarak da çok ayrı duran insanlar olmadığımızı biliyoruz. Şahsen ben böyle hissediyorum.” Ceza kafasını sallayarak onaylıyor ve “İş yoğunluğundan çok fazla takılma fırsatımız olmadı. İlk önceliğimiz fanlarımızı eğlendirmek oldu. Bu akşam ama biraz farklı olacak” diyor.
Rengimiz bir şekilde uyuyor
Geçen yıl Kayseri’de Fanta Fest’e katılmıştım. Edis’e geçen yılki festival ile bu yıl arasında farklı ne olacağını sordum. Bir düşündü, “Vallahi geçen yılla arasında çok büyük bir fark yok. Bir standart her zaman var, onunla ilerliyoruz” diyor. Müzik pazarlamasında son dönemlerde müzisyenler bir markayla uzun süreli işler yapmıyor pek, Edis’in bu uzun soluklu iş birliğine bakış açısını sorunca, “Her şeyden önce Fanta özdeşleşmekten hiç rahatsız olmayacağım bir marka. Zaten bu yüzden beraberiz. Bence birbirimize yakışıyoruz. Çok soyut olacak ama rengimiz, halimiz bir şekilde uyuyor” diyor. Güneş’i farklı konserlerde izlemiştim. Şarkı sözleri de sound’u da ruh hali açısından daha karanlık kalıyor. “Festivale farklı bir renk kattığını düşünüyorum, sen ne dersin?” diye sorunca gülümsüyor, “Ben de şovumu burası için biraz daha renkli hale getirdim. Bu festival bana da çok şey kattı. Çalışırken bu işin eğlenceli yanını da sevdiğimi fark ettim. Burada eğleniyoruz, ağlamak yok” diyor. Ceza’yı yıllardır farklı şehirlerde solo konserler de ve festivallerde izledim. Ancak işin içinde uzun soluklu bir turne olunca şovuna farklı bir şeyler katıp katmadığını sordum. “Biliyorsun Türkiye’de rap müzisyenlerin %90’ı playback veya DJ ile sahneye çıkıyor. Ben orkestrayla çıkıyorum. Sahnem %100 canlı. Festival olduğu için farklı sound’ları ön plana çıkardık tabii. Ben Fanta Fest’de daha önce de çok çalıştım. Şimdi bakıyorum da hiçbir şey değişmemiş, aynı sıcaklıkla devam ediyor. Var olan kitlemiz dışında yeni jenerasyonla bir araya geldik. Bu turne sayesinde belki de Edis ve Güneş’in dinleyicilerine ve canlı performansla ulaşamayacağımız insanlara da ulaşabiliyorum.” Etkinlikten biri sürprizini söylemesi için ısrar edince şu yanıtı verdi: “Bu konserde bir konuğum olacak, Gazap. (Gazapizm) Onunla yaptığımız şarkıyı seslendireceğiz. Heyecanlıyım, her konserde böyle heyecanlanıyorum bu hiç değişmedi. Ama tek başına konserde olmaktansa böyle birlikte bir arada olmak daha iyi hissettiriyor.”
Her şehre özel hazırlık
Turne olunca hazırlık ve planlama temposu da farklı oluyor. Kurulan sahne de teknik açıdan birçok şey yapmaya imkan veriyor. “Bu etkinlik bir Türkiye turnesi olduğu için son derece ciddi alarak çalışıyoruz. Bak fark var mı demiştin varmış aslında. Bu yıl her şehre özel hazırlanıyoruz. Kostümden görsellere kadar. Bu yıl daha çok düşünme fırsatımız oldu. Yeni aranjmanlar var, yeni şarkılar var. Bu yıl koreograf Avihai Haham ile çalıştık. Bilinen dansları çok değiştirmedim ama dokunuşlarla daha farklı bir hale getirdi” diyor Edis. Bu aslında dinleyicilerinin bildiği ve sevdiği bir şey zira Edis farklı şeyler yapmak konusunda çok istekli ve içindeki sıkılganlık müzikal kimliğine yansıyor, sürekli yenilikler katmak için çalışıyor. O da bu görüşümü destekliyor: “Ben 3 ayda bir aranjmanlarımı değiştiriyorum sahnede. Aynı şarkıyı söylemekten sıkılmayayım diye mutlaka değişiklikler yapıyorum.” Edis, Güneş’in de dansçılarla sahneye çıktığı bilgisini verince fikrin ortaya çıkışını soruyorum, “Ben şovlarımı daha fazla büyütmek istiyorum. Kendime itici bir güç arıyordum, bu etkinlik de o fırsatım oldu.
Türkiye’nin her yerinden dansçı seçmesi yaptık. 8 kişilik bir dansçı ekibi kurduk. Ve gördüm ki benim şarkılarım da dans etmeye uygun” diyor. Herkesin dansçısı olunca, “Ceza herkes dansçılarıyla çıkıyor, yok mu sende bir şeyler?” deyince gülüyor, “Ben kendim dans ediyorum. Old school devam, hardcore rap şovumu yapıyorum. Bana eşlik eden çok iyi bir orkestra var. Onlar kendi şovlarını yapıyor. Şarkılar üzerinde şovumuzu yapıyoruz biraz daha. Bir yandan da tüm turneyi videoya çekiyoruz. Yeni yapacağım şarkılar için materyaller topluyorum bu hatıralarla birlikte” diyor ve bizi çeken kamerayı gösteriyor. İstanbul gibi büyük şehirlerde sık konser verildiği için Anadolu şehirlerindeki ilgi ve coşkunun farklı olup olmadığı sorulunca Ceza, “Sayılar gösteriyor katılım çok oluyor, gördüğümüz kadarıyla coşku da. Civar şehirlerden insanlar bu konser için geliyor. İstanbul’da Kadıköy’de konser verince Avrupa Yakası’ndan karşıya geçilmiyor, o kadar üşengeçlik oluyor yani” diyor. Coşku ve katılım konusunda Ceza’ya katıldığını söylüyor Güneş ve “Değişmeyen bir şey var herkes telefona sarılıp en iyi videoyu çekmeye çalışıyor” diyerek gözlemini ekiyor.
Farklı düzenlemelerle sevilen parçaları daha doğrusu kendi sevdiği parçaları seslendirmeyi seviyor Edis, konserlerde de Mor ve Ötesi’nden Bir Derdim Var, Kenan Doğulu’dan Çakkıdı ve Gülşen ile tekli olarak yayınladıkları Serdar Ortaç şarkısı Sor’u söyleyeceğinin bilgisini veriyor. İçlerinde sayıca en çok şarkısı olan Ceza, “Seçip playlist hazırlaması zor olmuştur” diyerek ona dönünce bir iç dökme halini alıyor yanıtı: “Ya öyle bir şey ki bazı şarkılar olmazsa olmaz oldu. Micheal Jackson’ın Smooth Criminal’ı, Bad’i yapmaması gibi bir şey nasıl olmazsa bu da öyle. Holocaust, Yerli Plaka, Fark Var, Rapstar… Her albümden var.”
Gülşen’e düet yapmayı ben teklif ettim
Güneş’in sahne saati geliyor tam dağılır gibi oluyoruz Edis’e yanaşıyorum. Geçen yıl festivalde karavanında vokal yeteneklerini daha iyi ortaya koyduğu parçalar dinletmişti. En beklenen şarkı da Sevdaliza ile yaptıkları parça. Düzenleme aşamasındaydı. Stüdyo sohbetlerinde duyduğumu ona soruyorum, “Şarkının çıkmasını bekliyorum merakla. Sanırım düzenlemeleri için bu sefer yerli bir isimle ilerleme kararı almış, daha farklı bir yola girmişsin” deyince gülüp, şaşırarak “Sen nerden biliyorsun!” diyor ve “Mix’i falan her şey bitmişti ama içime sinmedi. Farklı bir şey denemek istedim. Zeki Arkun’la ilerledik. Sevdaliza da beni anladı, son halini dinledikten sonra memnun oldu. Bir tarih şimdilik yok, bir totem yaptık aksilik olmadan en iyi haliyle çıkması için.” Kısa bir fotoğraf çekimi sonrasında Güneş sahneye, Ceza hazırlanmaya gitti. Gecenin son konserini vereceği için Edis’in vakti vardı. Backstage’te vantilatör karşısında biraz daha sohbet etmeye devam ettik. Yeni teklisi cover parça Sor’u yayınladı. Bu şarkının seçilme nedeni ve Gülşen’in dahil olma sürecini sordum. “Dans şarkılarından o dönemde çok sevdiğim iki şarkı var Çakkıdı ve Sor. Sor şarkısını lisedeyken çok seviyordum. Söylemek istediğim bir şarkıydı. Aranje prosesine başladık çok güzel oldu. Gülşen’e de ben teklif ettim düet olarak çıkarmayı. Çok da keyifli oldu.” Şarkının yeni versiyonu kadar Edis ve Gülşen’in klip ve stylinglerdeki tarzı da ilginçti. Parçanın fotoğraflarını son zamanlarda retro, punk, grunge gibi tarzları birleştiren Mesut Adlin çekti. “Çok güzel yaptı. Bir nostalji yaptı ama fütüristtik bir nostalji yaptı” diyor Edis.
Müzik evrenseldir
Bir festivalde olunca, festival iptallerine yaklaşımı da soruldu Edis’e. Bu konuda tutumu çok netti. “Müziğin iptalini savunmak, doğru bulmak gibi bir ihtimal olamaz. Müzik evrenseldir. Çevreye ciddi bir zarar vermiyorsa yasaklanmamalıdır bana kalırsa.” Müzik araştırmalarını ve konser takibini göz önünde bulundurup bu yılın etkinliği olarak görülen Beyonce Renaissance tur konserini izleyip izlemediğini sorunca, “Gidemedim ya. Bunu kaçırmam çok enteresan ama gerçekten yoğunluktan gidemedim. Ama garip şekilde her yerdeki, sosyal medyada önüme çok düştüğü için konseri resmen başından sonuna kadar biliyorum. Ders niteliğinde bir turne oldu. Tabii o yapmayacak da kim yapacak…” Sahnesini sevip teknik açıdan da takip ettiği isimler arasında Rosalia, Christine and the Queens, Jamiroquai, Rammstein olduğunu söylüyor.
'Türkiye’nin en büyük gezici festivalini yapıyoruz'
Festivalin arka planını da Coca-Cola Türkiye Kıdemli İşbirlikleri Müdürü David Halegua ve Coca-Cola Türkiye Pazarlama Yöneticisi Damla Aktaş anlattı.
Bir süre ara verdiniz ve yüksek enerjiyle yeniden canlandırdınız etkinliği. Seneye de olacak mı?
DAVID HALEGUA: En büyük isteğimiz hiç ara vermeden devam etmek...
Bu yıl Edis’le devam. Onda yakaladığınız nedir?
D.H.: 2021’de birlikte şarkı yaptık. Edis’le üçüncü yılımız. O bizim aklımızdaki ilk isimlerden biriydi. Bizi doğru temsil ettiğine inanıyoruz.
Bu sefer Ceza ve Güneş dahil oldu. O isimler nasıl belirlendi.
DAMLA AKTAŞ: Biz önce genç kitleyi araştırıp analiz ediyoruz. Gençler kimi dinliyorsa, o isimleri canlı izlesinler istiyoruz. Farklı janralarda sevilen isimler olunca Ceza ilk aklımıza gelen oldu. Güneş ise gençlerin sevdiği isim.
Kaç kişilik ekip var bu sefer?
D.H.: Bu sefer rekor! Geçen yıl 500 kişiydik. 700 kişi civarı ekibimiz var. 250 civarında da şehirlerde eşlik edenler oluyor. Katılım da geçen yıla göre daha fazla.
D.A.: Konserin yanı sıra deneyim alanlarımızı, ‘event’lerimizi artırdık. Gençler gerçekten eğlensin istiyoruz. Şu an Türkiye’nin en büyük gezici festivalini yapıyoruz.
Sahne kurulumu kaç saatte yapılıyor?
D.H.: 120 saat sürüyor. Çok büyük bir festival ekibi olduk, bu anlamda çok zenginleştik.
Müziğin sevilen isimlerine dair konser notları
- Güneş’in kendini daha çok keşfettiği görülüyordu. Vokal kontrolü her zamankinden daha iyi, heyecanı ise eskisi kadar belli olmuyordu. Pamela’nın İstanbul parçasının cover’ını yaptı. Dansçılarına iyi ayak uydurdu, kostümünden tavrına kadar karşımızda daha kadınsı bir Güneş vardı.
- Ceza çıktığı an ortalık yıkıldı. Her zamanki gibi hep bir ağızdan şarkıları söylendi. Stadyum etrafındaki balkondan izleyenler sürekli telefonlarıyla flaş yaparak Ceza’ya selam yolladı. Ceza bilinen şarkılarına orkestrayla öyle farklı düzenlemeler yapmış ki şarkı başladığında hangisi olduğunu anlayamıyor birden tanıdık bölüme gelince insanlar coşuyordu.
- Edis sahneye bir platformla çıktı. Ona özel tasarlanan Maison Generation 78 imzalı, dizlerindeki yıldızlarla ışıl ışıl bir kıyafetle karşımızdaydı. Bir an olsun durmadan dansçılarına eşlik etti ve sahnenin her yerindeydi. Orkestrası ve dansçılarıyla sürekli göz gözeydi.