Bu aslında bir dayanışma maratonu
İBB Hizmet ve İletişim Grubu iştiraklerinden Spor İstanbul’un Genel Müdürü İ.Renay Onur ile bugüne kadar 46 kez gerçekleşen ve yeni sezonuna hazırlanan İstanbul Maratonu’nun önemini ve kente katkılarını konuştuk: “Burası ölmeden önce koşulması gereken bir etap olmalıdır.”
Haber Merkezi |Derin Avcı
Türkiye İş Bankası İstanbul Maratonu bu yıl 46. kez yapıldı. İstikrar sorunu olan ülkemizde maraton bu kadar uzun soluklu olmayı nasıl başardı?
Tüm zorluklarına rağmen yarışı 1979’da başlatan federasyonu, atletizm dünyası ve medyanın duayenleri, diğer paydaşlar sayesinde vazgeçilmez olmuş. 1982’den beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) himaye etmesi de sürdürülebilirliği sağladı.
Dünyadaki diğer maratonlarla kıyasladığımızda İstanbul Maratonu’nun cazibesi nedir?
Dünyada her yıl bine yakın maraton koşuluyor ve bir buçuk milyon kişi katılıyor. Bunların %99’u hobisi koşmak olan rekreasyonel koşucular. Farklı deneyimler için koşuyorlar. Bu noktada iki kıta arasında koşulan tek maraton olarak İstanbul, fark yaratıyor. Her gün iki kıta değiştiren bir İstanbullu için bu sıradan bir durum ama İstanbul dışındakiler için burası ölmeden önce koşulması gereken bir etap olmalıdır. Ama yıllarca dış tanıtım yapılmadığından yabancılar pek haberdar olmamış.
Bakın, 46 yıllık İstanbul Maratonu’nda bugüne kadar koşup bitiren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayısı sadece 8 bin kişi! Yurt dışından gelip koşan sayısı da 7 bin. Bu 15 bin kişinin yarısına da son 5 yılda ulaştık! Biz katılımcı sayısını %100 artırdık. Yurtdışı fuarlara katılırken, uluslararası ajanslarla da çalışmaya başladık. Ama gidilecek daha çok yol var. Bu yılki Berlin Maratonu’nu 53 bin koşucu bitirdi ve bunların %60’ı (32 bin kişi) Alman vatandaşıydı! Yani bizim 46 yılda koşan vatandaşımızın üç-dört katına sadece bu yılki koşuda ulaştılar.
Yabancılar için kıta değiştirmek maratonumuzun en büyük cazibesi. Bir İstanbullu için de cazibesi şudur: Aşık olduğumuz, dünyanın bu en güzel şehrinde zamanımızın büyük bir dilimi trafikte geçiyor. Öyle bir gün düşünün ki tüm trafik kenara çekiliyor ve Boğaziçi, Dolmabahçe, Galata ve Sultanahmet’in keyfini doya doya çıkardığınız bir gün oluyor. İşte o gün, İstanbul Maratonu’nun yapıldığı gündür.
Maraton düzenlemek kolay bir iş mi? Öncesi ve sonrasıyla nasıl bir organizasyon bu?
İstanbul Maratonu, düzenlenmesi dünyadaki bin maraton içinde en zoru. Çünkü 20 milyon nüfuslu şehirde trafiği durdurmak zor bir iş. Halkımız spor için trafiğin kapanmasına pek alışık değil. Dünyadaki büyük maratonlarda koşu sadece 42 Km ve başladığı yerde biter. İstanbul’da 42K koşan sayısı henüz istenilen seviyede olmadığından 15 ve 6.5 Km etapları da düzenliyoruz. Üç koşu aynı noktadan başlıyor ama ayrı noktalarda bitiyor. Yani 4 parçaya bölünüyoruz. 45 bin koşucu için İBB ve valilik birimlerinden 9 bin 500 kişi çalışıyor. Bunların bin gönüllü. Diğer maratonlar güzergâhı bir hafta işgal ederken biz yarım günde her şeyi yapıp bitiriyoruz. Aslında bu çılgınca! İstanbul Maratonu’nun tam bin 420 iş kalemi var. 14 ay önce Uluslararası Atletizm Federasyonu’na tarih bildirmekle başlıyor. Kayıtlar, atletlerin belirlenmesi, KİT dağıtımı, parkur düzenlenmesi vs derken son nokta doping testlerinin gelmesinden sonra kazananlara ödüllerinin verilmesiyle bitiyor.
İstanbul Maratonu’nda dikkat çeken en önemli olaylardan biri bağış toplanması. Bu fikir ne zaman nasıl doğdu?
Evet, İstanbul Maratonu’na esasında bir dayanışma maratonu. Şehire bıraktığı en önemli miraslardan biri koşu kültürüyse diğeri de yardımseverlik koşusudur. Türkiye’de ve İstanbul Maratonu’nda yardımseverlik koşusu yapan ilk kişi benim. 2006 ve 2007 yılında bağış için koştum. Sonra bunu büyütmek için çalışırken, New York’ta yardımseverlik koşusu yapan ve bunu Türkiye’de de başlatmak isteyen Itır Erhart ve dört arkadaşıyla “Adım Adım Derneği”ni kurduk. İstanbul Maratonu’nda ilk kolektif yardımseverlik koşusunu 2008’de 73 kişiyle yaptık. O gün bugündür İstanbul Maratonu’nda yardımseverlik koşusu yapılıyor.
Bu yıl ne kadar bağış toplandı? Ve bu bağış nasıl kullanılıyor?
Bu yıl İstanbul Maratonu’nda 5 bin 912 koşucu, 82 bin 344 kişinin 98.2 milyon TL bağış yapmasına vesile oldu. 2008’den bu yanaysa 64 bin 572 koşucu yardımseverlik koşusu yaparak, 903 bin 662 kişinin 23.2 milyon dolar bağış yapmasını sağladı.
En çok bağışı toplayanların bir sıralaması var mı? İlk 5’te kimler var?
Her bir kuruşun bizim için değeri büyük. Şirketlerin katıldığı kurumsal koşuda bu yıl ilk sırayı TED Atakent Koleji aldı. Onu Akfen, Zurich Sigorta, Doca Pakkens ve Ted Ankara Koleji izledi.
Peki bağışı kullanan STK ve canlı sayısını vermeniz mümkün mü?
2008’den bu yana Adım Adım sayesinde Türkiye’de 23.1milyon dolara tekabül eden (yıl yıl kur hesabı yapıldığında bu yaklaşık 800 milyon TL demek) bağışın yüzde %75’i İstanbul Maratonu’nda toplandı. Bu bağışlar sayesinde 100’ü aşkın STK, 370 bin canlının hayatını iyileştiren projelere imza attı.
Dünyanın önde gelen maratonlarında da benzer kampanyalar var mı? Varsa kıyasladığımızda nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
Londra Maratonu dünyanın en iyisidir. Her yıl 60-70 milyon dolar toplanır. New York’ta 40-50, Berlin’deyse 10 milyon dolar civarındadır. İstanbul Maratonu’nda bu sene 2.7milyon dolar bağış toplandı. Düşük müdür, evet. Ama ABD, İngiltere ve Almanya’nın başı milli gelirlerinin bizim 6-7 katımız ve yarışı bitiren sayısının da bizim 3-4 katımız olduğunu düşünürsek, hiç fena bir iş yapmamışız.
Bağış için bir koşucu, onu destekleyen kişi ve bu bağışı da kullanan bir kurum... Burada duygusal tatmin açısından da çok boyutlu bir mutluluk üretiliyor sanki…
Hem de inanılmaz! Yardımseverlik koşusu, koşuyu daha anlamlı ve bağış toplamayı da daha eğlenceli bir hale getiriyor. Koşmamış ve bağış yapmamış insanları daha sağlıklı ve toplumsal sorunlarla daha ilgili bir hale getiriyor. Bunun sonucu da hem fiziksel hem de mental açıdan daha mutlu bir birey oluyor.
Gelecek yılın Nisan’da İstanbul Yarı Maratonu, Kasım’da İstanbul Maratonu var. Bağış için yeni hedefiniz nedir?
Spor İstanbul olarak yardımseverlik koşusu ortağımız Adım Adım ile bu günlerde çalışıyoruz. 2024 yılında maraton ve yarı maratonda 105 milyon TL toplandı. Bu rakamın önümüzdeki sene 140-150 milyon TL arasında olmasını bekleriz.
İki maratona da Türkiye İş Bankası isim sponsoru. Bu birliktelikten memnun musunuz?
Türkiye İş Bankası, Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü kurumlarından ve Atatürk’ün de miraslarından. Hem Cumhuriyet’in 100. yılında hem de kendi 100. yılında İstanbul’un iki uluslararası maratonunda bizimle koştu. İki marka kanımca birbirine çok yakıştı. Yarı maraton sonrası anlaşmamız bitiyor ama umarım bu birliktelik de bir maraton gibi uzun soluklu olur. Birlikte koşmaya devam etmek isteriz.