MEHMET NABİ BATUK / ŞANLIURFA
Şanlıurfa’da Akçakale ve Harran ilçelerinde sayıları 100’e yaklaşan kaçak çırçır işletmeleri, Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan kayıtlı rotabar ve çırçır işletmelerinin faaliyetlerini olumsuz etkiliyor. Kayıt dışı çalıştıkları için vergi ve diğer temel girdiler olmadan üretim yapan işletmelerin yıllık cirosu 5 milyar TL’ye yaklaştığı belirtilirken, oluşan haksız rekabet koşulları nedeniyle Şanlıurfa OSB’deki çırçır sanayicileri fiyat tutturmakta zorlanıyor. Ekonomi Gazetesi’ne konuşan çırçır sanayicileri, uzun bir süredir piyasadaki düşük fiyatlar nedeniyle zarar ettiklerine dikkat çekerek denetim çağrısı yaptı. Kaçak tesislerin ayrıca Suriye’den ithal edilen düşük kalite pamuğu, coğrafi işaretli Urfa pamuğuna karıştırarak kentin pamuk piyasasındaki marka algısına zarar verdiğini vurgulayan Urfalı çırçırcılar kontrolsüz ve merdiven altı üretim yapan kaçak çırçır işletmelerinin kapatılmasını ve yeni tesis kurulumlarının da Ege Bölgesi’nde olduğu gibi engellenmesini talep ediyor.
Kaçak işletmelerin kullandıkları eski teknoloji ve kontrolsüz hammadde kullanımı nedeniyle coğrafi işaretli Urfa Pamuğu’nun kalitesini bozduğunu ifade eden Yiğit Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yiğit, bu durumun markalı üretim yapan işletmeleri de olumsuz etkilediğini belirtti. Ahmet Yiğit, “Kaçak çalışan çırçırcıların herhangi bir kalite standardı yok. Tarladan aldıkları tüm ürünleri ucuz ithal pamuk ile birleştirerek üretim yapıyorlar. Lif uzunluğu ve randıman açısından düşük kalitede hammaddeyi piyasaya sunuyorlar. Bu durum bizim gibi yüksek kalitede Urfa pamuğu üreten işletmelerimizi olumsuz etkiliyor. Fiyatlar düşerken ulusal pamuk piyasasında Urfa Pamuğu’na yönelik olumsuz bir algı da oluşuyor. Urfa pamuğumuz lif kalitesi açısından Ege ve Amerika pamuğu ile yarışacak düzeye geldi. Ancak bu kalite değerini kaçak işletmeler nedeniyle piyasaya yansıtamıyoruz. Ayrıca her bir tesisisin ortalama 2 bin ton ürün işleme kapasitesine sahip olduğunu düşünürsek sayıları yüzü aşan kaçak çırçır işletmelerinin toplam işlem hacmi 5 milyar TL’ye ulaştığını söyleyebiliriz. Bu da devletimizin 1 milyar TL vergi kaybı anlamına geliyor. Bu işletmeler fatura kesmedikleri gibi personelin temel haklarını da sağlamayarak insan kaynağımızı da mağdur ediyor. Sektörümüzde geri dönülmez bir seviye oluşmadan yerel ve merkezi kuruluşları kaçak çırçır işletmeleri ile mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” dedi.
“İlkel çırçır tesis kurulumları yasaklanmalı”
Karakucak Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Neşet Karakucak ise sektörde haksız rekabet koşulları yaratan etmenlerin başında denetim sorunu geldiğini kaydetti. Kentteki pamuk tarımı ve sanayiciliğinin kontrol altına alınması için eski teknolojiye sahip çırçır işletmelerin ya dönüşümünün sağlanması ya da kapatılması gerektiğini belirten Neşet Karakucak, “Hasattan başlayarak sanayi tarafına kadar hiçbir sistem olmadan çalışıyoruz. Kontrolsüzlük nedeniyle mağdur olan iplik sanayicileri ile bazı kaçak işletmeler mahkemelik oluyor. Kentimizdeki pamuk sanayisinin en önemli dezavantajı da burada. Kaçak işletmelerinin sayısının fazla olması nedeniyle piyasaya düşük kaliteli ürün sağlanıyor. Kaçak işletmelerle rekabet edebilmek için çatılarımızın tamamını solar panellerle donattık. Elektriğimizi güneşten sağlayarak maliyetlerimizi düşürdük. Ancak kalitemizden ödün vermediğimiz için yine maliyet altı oranlardan piyasaya ürün sunmak zorunda kalıyoruz. Urfa pamuğunun kalitesini düşürerek marka algısını zayıflatan merdiven altı çırçır işletmelerinin kurulumları kent genelinde engellenmeli. Bu ilkel işletmelerin bir an önce ya mühürlenmesi ya da dönüşümünü sağlayacak yaptırımlara maruz kalması lazım” diye konuştu.
“Kaçak işletmelere ağır yaptırımlar uygulanmalı”
Akkucak Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Adil Karakucak da kentteki çırçır tesislerinin sayısının kontrolsüz bir şekilde artmaya devam ettiğini belirtti. Kent genelindeki çırçır işletme sayısının kayıt dışı işletmelerle birlikte 500’ü aştığını ifade eden Karakucak, şöyle konuştu: “Tesis sayısı artmaya devam ederken pamukta ürün kalitesini yükseltip ve kontaminasyon oranlarını düşüren ön temizleme hattına sahip kurumsal işletme sayısı ne yazık ki 15 düzeyinde kaldı. Maliyet kalemlerimiz nedeniyle kayıt dışı üretim yapan firmaların düşük fiyat politikası nedeniyle zorda kalıyoruz. Kayıtlı çalışan, devlete ve personellerine temel sorumluluklarını yerine getiren firmalar, ürünlerini ne yazık ki hak ettiği fiyatlardan satamıyor. Ayrıca pek çok firma hammadde bulamadıkları için atıl kapasite sorunu yaşıyor. Artık her önüne gelenin bir çırçır tesisi kurulmasına izin verilmemesi lazım. Kaçak tesislerin büyük bir bölümü verimli tarım arazileri üzerinde kurulmuş durumda. Kentte işyeri açma ruhsatı dahi olmayan yüzlerce çırçır tesis var. Urfa pamuğunun ve sektörümüzün geleceği için ön temizleme hattı olmayan ve belirli standartlara sahip olmayan ilkel işletmelere ağır yaptırımlar uygulanmasını talep ediyoruz.”
“Ucuz Suriye pamuğu ile Urfa pamuğunun marka algısına zarar veriliyor”
Halit Pamuk Genel Müdürü İshak Yürekli, kaçak işletmelerde ağırlıklı olarak elyaf ve lif kalitesi düşük olan ithal Suriye pamuğunun kullanıldığını belirtti. Düşük kaliteli ham maddenin iplik ve kumaş sanayisinde ciddi sorunlara neden olduğunu kaydeden İshak Yürekli, şöyle devam etti: “Merdiven altı işletmeler düşük kaliteli ithal pamuğu bizim yüksek kaliteli Urfa pamuğuna karıştırıyor. Bu yöntem ile ürün kalitesiyle birlikte fiyatlarda düşürülüyor ve kaliteli üretim yapmak isteyen bizim gibi işletmeler fiyatlarını maliyet altı oranlara çekmek zorunda kalıyor. Sonuç olarak yapılan akademik çalışmalarla Amerika pamuğunun kalite standartlarını yakalayan ve ortalama 46 randıman veren Urfa pamuğu pazarda ciddi değer kaybı yaşıyor. Kalitesiz pamuk nedeniyle iplik ve kumaş sanayicilerinin de ek ham madde kullanımı nedeniyle gider maliyetleri artıyor. Milli ekonomimizdeki kaybın engellenmesi için kentimizde yeni rotabar işletme kurulumlarının önlenmesini ruhsatsız çalıştırılan tesislerin de kapatılmasını bekliyoruz.”