Türkiye’nin ekonomik, kültürel ve sosyal hayatı kadın liderlerle dönüşür

Türkiye’nin Lider Kadınları Paneli ve Ödül Töreni kapsamında “8 Kadın 8 Akıl” vizyon konuşmaları gerçekleştirildi. EKONOMİ Gazetesi’nin KOÇ-KAM stratejik ortaklığında düzenlediği toplantı Pera Palace Hotel’in ev sahipliğinde yapıldı. Toplantı Türk Telekom, Arnica, Datasist, Kibar Holding, Nadir Metal, Teknosa ve Pernod Ricard’ın katkılarıyla düzenlendi.

Selenay Yağcı |

EKONOMİ, cuma günü yayınladığı panellerin ve ödül töreninin ardından, alanında lider kadınların deneyimlerini okurları ile paylaşıyor. 8 farklı alanın öncü kadınları yaptıkları konuşmalarda, Türkiye’nin ekonomik, kültürel ve sosyal hayatının ancak ve ancak kadın liderlerle dönüşeceğine dikkat çekti. Toplantıda erkeklerin de bu mücadelenin içine çekilmesi gerektiği belirtildi.

SULTAN TEPE/ İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi

Sanayide kadının adı var, koltuğu yok

“8 Akıl 8 Kadın” toplantısının moderatörlüğünü EKONOMİ Gazetesi Yazıişleri Müdürü Handan Sema Ceylan gerçekleştirdi. Toplantının ilk konuğu İSO Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe, şunları söyledi: “Duygu Asena’nın ‘Kadının Adı Yok’unu okuduğumda 22 yaşındaydım. Bugünkü Sultan olmamda çok büyük etkisi vardır. Ondan referansla sanayide kadının adı var. Ama neyi yok; koltuğu yok. Yönetim kurullarında isimleri var, ama koltukları yok. İSO Yönetim Kurulu Üyesiyim, 20 yıla yakındır da İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birliği yönetimindeyim. Ama bu yolda beni cesaretlendiren erkeklerin olduğunu söylemek isterim. Birlikte üretince bunun farklılığını gördüler. Bir de unutmamalı ki kadın işin içinde olunca ekonomi büyüyor, dünyamız yüzde 155 daha hızlı dönüyor. OECD’nin son raporunda ortaya çıktı ki kadınların ekonomi hayatına girmesi için her yıl 360 milyar dolara ihtiyaç var. Kadınların eğitimi ve sistemin değişikliği için bu şart. Şimdi genç kadınları STK yönetimlerine çekmeye çalışıyoruz. Ama savaşmak kolay değil. Cesaretlendirilmeli lazım.”

AHU BÜYÜKKUŞOĞLU SERTER / Arya Kurucusu

Önce kadınlardan istedik 20 milyon dolarlık fon kurduk

Margaret Thatcher’ın şu sözü ile başlamak istiyorum, “Siz istiyorsanız dönün, bu kadın dönmeyecek.” Bu söz bana tek başına kadın olarak oturduğum otomotiv toplantılarında, bir şeyin doğru olmadığını düşündüğüm zamanlarda ‘hayır’ deme gücünü verdi. Çünkü yalnızken bir şeye karşı çıkmak zor. Sadece sanayici olarak kalsaydım şu oturduğum koltukta oturabileceğim düşünmüyorum. Teknolojiyle ilerleyebileceğimizi gördüm. Kadınların önündeki engellerin aslında fırsat olduğunu düşünüyorum. Aslında Arya’da bizim yaptığımız şey buzları kırmak. Kadınlara para gelmiyor, ama pek çok zengin kadın var. “Önce kadınlardan istemeliyiz” diye düşündük. ce kadınlarla başladık, şimdi bankalar da aramızda…Arya 20 milyon dolara yakın içinde en az bir kadının olduğu girişimlere yatırım yapan bir risk sermayesi fonu. Ön İş Bankası, Ak Portföy hemen hemen tüm fi nans kuruluşlarının ve 12 kurumsal şirketin yatırım yaptığı bir fonuz. Bizler dünyayı dönüştürmek için her şeye sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Kadın liderliği ile dünyanın dönüşmesi lazım.

SENUR AKIN BİÇER /Arnica Yönetim Kurulu Başkanı

Küreselleşme yolculuğunda kadın gücüyle rakiplerimizle mücadele ettik

Kadınlar neden sanayi üretiminin içinde olmalılar. Çünkü sadece kar etmeyi düşünmüyoruz, gezegenimizi de düşünüyoruz. Benim hayatımın kırılma noktalarından biri 2000’li senelerin başında bir Amerika’dan müşterimizin tamir edilemez kahve makinesi istemesiyle başladı. Servis maliyetini karşılayamayacağı için tornavida ile açılmayan bir ürün istedi. Yüklü de bir sipariş verdi. O dönemde itiraz edemedik. Ama ürettiğimiz tüm bu ürünlerin içindeki bakırlar, madenleri düşününce çok mutsuz oldum. Dedim ki öyle bir noktaya geleceğim ki; sadece istediğim titizlikte üretim yapacağım. Müşterimi seçeceğim. Bunun için de kritik noktalara kadın yöneticiler getirdim. Dünyamız için benim gibi dertlenen bir ekip istedim. Fabrika müdürümüz de üretim müdürümüzde kadın. Küreselleşme yolculuğunda kadın gücüyle rakiplerimizle mücadele ettik. Şu anda hem kendim markamı dünyaya taşıdım hem de diğer markalar için üretim yapıyorum. Ama müşterimi seçme kuvvetim var.

AYŞE NAZMİYE UÇA / Datassist Yönetim Kurulu Başkanı

Eril bir dille işlerin yönetilmemesi lazım

İstihdam politikalarında Türkiye olarak hiç de kötü bir noktada değiliz. İstihdam büroları, İŞKUR ve bakanlık kadın istihdamı konusunda oldukça istekli ve söylem olarak her zaman pozitif ayrımcılıktan yana. Kadın istihdamında işverenlere çok büyük teşvikler sağlanıyor. Ancak tüm bu kurumlardaki yöneticilerimizin bu durumu içselleştirmesi lazım. Eril bir dille bu işlerin yönetilmemesi lazım… Bir de akıldaki klişeleri yenmek lazım. Kadının yapabileceği işler, erkeğin yapabileceği işler diye düşünülmemeli. Dilimiz de buna göre ayarlanmalı. Bir de sektör sektör kapsamlı yapılacak bir fırsat eşitliği araştırması şart.

ZEHRA ÖNEY / Wtech Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı

Fırsat eşitliğini yakalamış ülkelerde yaşayan kadın oranı yüzde 1

Teknolojide cam tavan kırıldı demek isterdim. Sadece teknolojide değil, tüm alanlarda fırsat eşitliğini yakalamış ülkelerde yaşayan kadınların oranı sadece yüzde 1. Teknoloji alanında da baktığımızda bu cinsiyet işini çözmüş ülkeler var. Bu ülkelerde, özellikle STEM (fen, teknoloji, mühendislik ve matematik) eğitimi çok önemsenmiş. Türkiye’ye baktığımızda maalesef teknoloji erkek kişi algısı var. Üniversitelerin STEM alanlarından mezun olanlar yaklaşık yüzde 35. Bunun da yüzde 35’i kadın. Düşük değil, fakat mesleğe girişte çözülme oluyor. Erkek egemen sektörü görünce yan dal yapıp başka alana geçiyorlar. Teknolojinin sadece jenerik bir laf, yapay zekanın başlık olarak algılanmaması gerek. Aldous Huxley’in ‘Cesur Yeni Dünya’ romanından bir alıntıyla bitirmek istiyorum: “Bir insanın yaşadığı evrende yapabileceği ve düzeltebileceği tek şey kendini değiştirmesidir.”

ŞENNUR KURU / Kibar Holding Başkan Yardımcısı

İK Sürdürülebilir gelecek kapsayıcılıkla olur

Çoklu kriz ortamında yaşıyoruz. Bir sürü dönüşümün aynı anda içindeyiz. Ama dönüşümler fırsatlara da işaret eder. Değişime hızlı adapte olmak lazım. Biz de birden fazla sektörde faaliyet gösteriyoruz. Sürdürülebilirlik anlamındaki en büyük başarımızın iyi risk yönetimi yapmakta olduğunu düşünerek başlayabilirim. Organizasyonların dayanıklı olmaları ve bağışıklıklarının güçlü olması gerekiyor. Bir organizasyonda ne kadar çeşitlilik varsa o kadar dayanıklı oluyor. Ana alanı sanayi topluluğu olan bir grup olmamız toplumsal cinsiyet eşitliği için adım atmamızın önünde engel olamazdı. Son 7 yılda kadın çalışan sayımızı yüzde 54 artırdık. Son iki yılda kadın yönetici oranı yüzde 9 arttı. 2020 yılında Biz Eşitiz Komitesi kurduk. Sürdürülebilir bir geleceği herkesi kapsayarak elde edebiliriz diye düşünüyorum.

SELEN OKAY AKÇALI / Yanındayız Derneği Başkanı

Üyelerimizin yüzde 80’i erkek zihin dönüşümü için çalışıyoruz

Kadının sorunlarını da başarılarını da kadınlar konuşuyor. Birbirimizi kutluyoruz. Ama erkekler tüm bu konuşmalarda yok. Erkekler işin içinde olmayınca bu sorunu çözemiyoruz. Yanındayız Derneği tam da bu felsefeyle doğdu. Dünyadaki bu farkı yaratan 5 oluşumdan biriyiz. Biz erkekliğini yeniden tanımlamak istiyoruz. Erkeklik 2.0 diyelim. Bizim üyelerimizin yüzde 80’i erkek. Erkeklerle kadın hakları çalışıyoruz. Aslında paradigmayı değiştiren bir durum. Yüzleşme sonrası bir kabullenme ve içselleştirme süreci başlıyor. Sonra değişimi başlatıyorlar. Yönetim kurullarına kadınları alıyorlar. Burada da konuşuldu 150 sene sonraki eşitlik hangimizin umrunda. 130 sene sonraki maaşlarımızın eşitlenmesi bizi ilgilendirmiyor. Hemen bugün ne yapabileceğimize b akmamız lazım. Biz zihin dönüşümü çalışıyoruz.

NEŞECAN ÇEKİCİ / GYODER Başkanı

Sadece umut etmemeliyiz planlama da yapmalıyız

Gayrimenkul 250 alt sektörü ilgilendiren dev bir alan. Evet erkek egemen bir sektörüz. 10 erkek başkanın üzerine kadın başkan olarak seçildim. Mimarlarımızdan, tasarımcılarımıza kadar kadınlar bu alanda çalışıyorlar ama daha çok mutfaktalar. Kadınlar için fırsat eşitliği adalet meselesinden çok iş başarısı, matematiksel denge. Ayrı ayrı olunca her iki tarafında güzel özelliklerini bir arada kullanamıyoruz. Bu sosyal, kültürel ve ekonomik hayatımızı geriletiyor. Bizler sadece umut etmemeliyiz, planlama da yapmalıyız. Çok sevdiğim bir söz var: Gelecekten korkma, çünkü gelecek de bugünün malzemesiyle yapıldı. Bugün yaptığımız her şey geleceğimizi inşa edecek. Onun için bugünden plan yapıp, hareket etmeliyiz.

SPK'dan 17 şirketin sermaye artırımına onay Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi ABD'den Rus bankası Gazprombank'a yaptırım Anayasa Mahkemesinden Pasaport Kanunu'na kısmi iptal İstanbullular dikkat! AKOM uyardı, saat verildi: Sıcaklık 8-10 derece birden düşecek! Otomobil devi binlerce kişiyi işten çıkaracak