TBMM'de '10 bin dolar maaş alan siyasetçi kim?' tartışması
Bakan Soylu’nun, “Sedat Peker’den ayda 10 bin dolar maaş alan siyasetçi var.” iddiası Meclis Genel Kurulu’nda CHP ve AK Partililer arasında tartışmaya neden oldu. Tartışma Meclis tutanaklarına yansıdı.
Haber Merkezi | AA |TBMM Genel Kurulu’nda dün, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, suç örgütü lideri Sedat Peker’in bir siyasetçiye ayda 10 bin dolar maaş ödediği iddiasına ilişkin tartışma yaşandı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, yaptığı konuşmada, “Bu ülkenin İçişleri Bakanı, hepimizin vergileriyle finanse edilen, hepimizin ödediği bandrollerle, hepimizden kesilen TRT paylarıyla ayakta duran devletin televizyon kurumuna çıktı, gündemi değiştirmek, gündemi trollemek ya da kendi partisindeki iç siyasi dengelere bir hamle yapmak veya hepinizin bildiği veya hiçbirinizin bilmediği birine siyasi şantaj yapmak için, bir suç örgütü liderinin biri tarafından keklendiğini ve ona ayda 10 bin dolar maaş ödediğini, hesabını ondan sorması gerektiğini söyledi.” dedi.
Özel, “Kimdir bu siyasetçi? Cevap yok. Meclis Başkanı Şentop’a yazdık, Genel Başkanımız dâhil gruptaki herkesin imzası var. Kimdir bu siyasetçi, açıklansın; cevap yok. TCK 279’u hatırlattık. Bir kamu görevlisi bildiği bir suçu asla gizleyemez, iki yıla kadar hapis cezası var; cevap yok. Bu suç adli kolluk tarafından işlenirse artırılarak cezalandırılır; cevap yok. Hele hele adli kolluğun bağlı olduğu bir Bakan bunu yapıyorsa ne olacak? Cevap yok.” ifadelerini kullandı.
Özel, “Bir mafya liderinden 10 bin dolar alan namussuz bu grupta yok. Biz, bu Meclis'te olmadığını da bilmek istiyoruz. Sayın Şentop'a açık çağrımızdır: Yarın bu oturumu geçsin yönetsin. Hesabını verecek, cevap verecek. Asla ve asla bu Meclis’i, bu suç işleri bakanının enfekte etmesine ilzam etmesine, hepimizi zan altında bırakmasına susmayın.” diye konuştu.
İki kişinin bildiğinin sır olmadığını söyleyen Özel, “Burası mafya devleti değil hukuk devletidir.” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ise Özel’in bu sözlerinin ardından, “Siz de mafyanın vekilleri değilsiniz.” diye konuştu.
Tartışma Meclis tutanaklarına şöyle yansıdı:
"AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisinde şu anda bulunan milletvekillerinin maaşı dışında hiçbir çeteden, hiçbir kimseden bir maaş alabilecek şerefsiz yoktur.
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan: Bakan açıklasın Bakan!
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Diğer milletvekillerinin sanki başka bir yerde aldıklarını ifade etmek… Bakın, iyi dinleyeceksiniz, iyi okuyacaksınız, doğruyu söyleyeceksiniz.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: ‘Siyasetçi’ diye ifade ettim. Bu siyasetçi o gün televizyonda konuşulurken dediler ki ‘Bir siyasetçiden bize mesaj geldi ‘O ben değilim.’ diye.’ Sizden bir milletvekili mesaj atmış, niye o mesajı atma ihtiyacı hissetti, hiç sordunuz mu onu?
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan: Bulanık suda balık avlamayalım, Bakan açıklasın kim olduğunu. Bakan açıklasın! Suyu bulandırmayın!
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: O ara bu konuşmayı yaparken Sayın Bakan, isim vermedi ama oradaki arkadaş mesaj atmış veya Twitter’dan paylaşım yapmış ‘Bu ben değilim.’ diye. Ya, eğer sen değilsen niye üzerine alınıyorsun kardeşim? AK Parti’den kimse ‘Ben değilim.’ diye atmıyor.
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan: İroni yapmış, ironi!
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: HDP’den, Milliyetçi Hareket Partisi’nden, İYİ Parti’den kimse ‘Ben değilim.’ diye atmıyor ama demek ki yarası olan gocunurmuş.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: Sayın Elitaş, meselenin özü şu: Cumhuriyet Halk Partisi Grubundaki bütün milletvekilleri imzalarını attılar ve ‘Bu kişi açıklansın.’ dediler. Siz bu netlikteyseniz dönüp de bağıracağınız, sesinizi yükselteceğiniz yer Cumhuriyet Halk Partisi Grubu değil, kusura bakmayın. Döneceksiniz, kendi partinizin İçişleri Bakanı’na diyeceksiniz ki: ‘Sen çıktın, bir söz söyledin. Sana ‘Milletvekili mi?’ diye sordular, bilemem dedin. Niye bilemem diyorsun? Hayır, değildir diyeceksin, bu Meclisi zan altında bırakmayacaksın.’ ‘Milletvekili mi?’ diyorlar ‘Bilemem.’ ‘Kadın mı?’ ‘Bilemem.’ ‘Erkek mi?’ ‘Bilemem.’
Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı’na diyoruz ki; bu ismi açıkla. Susuyor. Meclis Başkanı’na diyoruz ki; sor buna. Susuluyor. İlgili kanunu söylüyoruz, susuyor ve herkesi ilzam ederken o gün de sanki bu milletvekili başka bir muhalefet partisinden olabilirmiş gibi çirkin ve pis bir imaya girince anında yalanlanıyor.
Bütün grubumuz adına ortaya koyduğumuz duruş nettir. Sizin de duruşunuz netse Meclis Başkanı, İçişleri Bakanı’nı yarın buraya çağırır ‘Kardeşim, bu siyasetçiyi açıkla.’ der. Açıklamaması hem Ceza Kanunu’na göre suçtur hem ahlaken sorunludur hem siyasi etiğe yakışmaz hem de içinde bulunduğu siyasi partiyi kendi eksiklikleri, kendi kusurları, kendi ağrıyan karnı yüzünden tartışmaların göbeğinde tutar. Sizin içinde bulunduğunuz sorun, birisinin siyasi çıkarlarına alet edilme durumudur, bu oyuna gelmeyin. Hepinizi, Meclis’in onurunu korumaya davet ediyorum.
“Milletvekili diye bir ifade kullanmadı”
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Sayın Başkan, İçişleri Bakanı ‘milletvekili’ diye bir ifade kullanmadı, ‘siyasetçi’ diye ifade kullandı. Sordular, gazeteciler ısrarla sordular. Bu, eğer bir çeteden maaş alınıyorsa, herhangi bir şekilde para alınıyorsa hukuken suçtur.
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan: Ahlaksızdır aynı zamanda.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Ahlaksızlıktır. Sayın Bakan dedi ki: ‘Ben bununla ilgili savcıya ifade vereceğim.’ Böyle bir şeyi, böyle bir konuyu…
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker: Savcı çağıramayacağını bildiği için…
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan: Nasıl çağıracak savcı?
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Bırakın, savcı çağırınca gibi şeyleri.
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan: Savcı nasıl çağıracak? Nasıl çağıracak, nasıl?
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker: Kendi gitsin.
"Savcı çağırır, sorar"
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Bu ülkede cumhurbaşkanları da gitmiştir, savcıya vermiştir ifadesini. Bakın, eğer böyle bir şey varsa, savcı çağırır, savcı sorar.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker: Çağıramaz.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Bu konuyla ilgili kalkıp da birisini ifade etmek hukukumuza göre zaten yasaktır. O kişi…
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker: Soramaz savcı.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Benim sorduğum olay şu: Ya, hiç kimse alınmadı, 583 milletvekilinden hiç kimse alınmadı da, birisi niye oradaki gazeteciye ‘Bu ben değilim.’ diye ifade ediyor? Onun için söylüyorum ‘Yarası olan gocunur.’ diye.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker: Savcı çağıramaz.
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan: Çağıramaz kardeşim.
"Soylu şantaj yapıyor"
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: Bir bakana düşen -kendisini çağıramayacak bir savcıya- ‘Savcı çağırırsa söyleyeceğim.’ demek yerine, suç duyurusunda bulunmaktır. Savcıya suç duyurusunda bulunmayan bakanın niyeti iyi niyet değildir.
Sizin niyetinize gelince de, ‘Bu Meclis’te hiçbir milletvekili böyle yapacak şerefsiz değildir.’ deyip sonra, ‘Bir milletvekili niye aradı acaba?’ demek tam anlamıyla, ortaya konulan iddiayı, ortaya konulan öz güveni aşındıran ve milletvekillerini ilzam eden, milletvekillerini zan altında bırakan bir davranıştır.
Sizin İçişleri Bakanınız ‘Bir siyasetçi.’ dedi mi? Dedi. Eğer milletvekili değilse ‘Değil.’ diyebilir, ‘Bilemem.’ diyor. Neden? Suyu bulanık bırakmak istiyor. Peki, siz, olmadığını söylüyorsunuz. O zaman, o siyasetçiyi açıklasın, hangi siyasi partiyse gereğini yapar ama CHP’li olsaydı, Süleyman Soylu bugüne kadar gözünün yaşına bakar mıydı? Akılla, vicdanla konuşun; HDP’li, İYİ Parti’li ama belli ki sizin siyasi partinizden birisi olduğu için Süleyman Soylu bu şantajı yapıyor, siz de ona hodri meydan çekemiyorsunuz. Yazıklar olsun”
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş: Sayın Elitaş bir şey açıkladı, hukuken bu doğru değil. Bir kere, savcılar bu konuşmayı ihbar kabul eder normalde. Bir İçişleri Bakanı çıkıp diyor ki: ‘Bir siyasetçi aylık 10 bin dolar maaş alıyor.’ Şimdi, savcı bunu ihbar edeni neden ifade almaya çağırmadı? Asıl soru bu. Diğeri: İçişleri Bakanı bu suçu biliyor, kamu görevlisi aynı zamanda, yani en üst düzeyde. Bu suçu bugüne kadar savcıya niye bildirmedi? Niye ihbar etmedi? Niye bir canlı yayında açıklıyor? Ve şu ana kadar yayının üzerinden on güne yakın bir süre geçti, bütün Türkiye bu sorunun cevabını merak ediyor."
Soylu'nun açıklaması
Bakan Soylu, TRT Haber'de katıldığı programda, “Keklemişler ben ne yapayım. Kim keklemiş ise hesabını ondan sorsun, ayda 10 bin dolar hangi siyasetçiye gönderiyorsa ondan sorsun.” ifadelerini kullanmıştı.