Siyaset, ikinci dalgayı önleyecek mi?
Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası bir dizi önlemle piyasayı sakinleştirmek için yoğun bir çaba içinde. Ancak önümüzdeki dönem belirleyici olan, işe yaradığı da görünen ekonomik önlemler değil, siyasetin tercihleri olacak.
Haber Merkezi |HAKAN GÜLDAĞ
Gaziantep'teki buluşmamızda iş insanları, Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla patlak veren politik fırtınanın sebep olduğu piyasadaki çalkantıları kastederek, "şimdi buna ne ihtiyacımız vardı" diyorlardı. İnşallah, gelip geçmiş olsun. Ama öyle mi? Şu sırada akıllara takılan soru; 'Ramazan Bayramı sonrasında ikinci bir dalga gelir mi?'
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, dile kolay 4500 yatırımcı ile buluştukları telekonferansta önemli mesajlar verdi. Piyasaların istikrara kavuşması için 'gereken her şey yapılacak' söylemlerinin satır aralarından benim anladığım;
Bir; Hazine'nin borçlanma maliyeti kaçınılmaz olarak yükselecek.Bu maliyeti minimize etmek için kısa vadeli borçlanmaya gidilecek.
İki; Merkez Bankası'nın rezervlerinde 25 milyar dolardan fazla yüklü bir rezerv erimesi var. Artırmak için döviz borçlanmasına gidilecek.
Üç; 'Rezerv yakılarak' dolar kuru şimdilik 38 liraya 'çivilenmiş' görünüyor. Ancak aylık bazda döviz sepetinde yüzde 4 civarında bir değer kaybı oldu. Bu da yüzde 30 gibi bir geçişkenlikle yüzde 1,5-2 civarında bir enfl asyonist etkiye denk geliyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, beklentilerde 1-2 puan kötüleşme olabileceğine dikkat çekti.
Ekonomi yönetimi piyasadaki tepkinin yumuşamasını bekliyor. Ancak piyasayı siyaset belirleyecek. Tam ortaya çıkan tabloya bakıp, herhalde siyasette de 'rasyonele dönüş' olur diye düşünürken, olayları izleyen gazetecilerin foto muhabirlerinin tutuklanma haberi geldi. Sanki gazetecilik suçmuş gibi!