Seçim yarışında muhalefet burun farkı ile önde
Konda Yönetim kurulu Üyesi Bekir Ağırdır, toplumun yüzde 60’ı hatta daha fazlasının gidişattan rahatsızlık duyduğunu söyledi. Ağırdır, “Şu an öyle açık ara bir yarış yok. At başı bir yarış var ve burun farkı ile muhalefet önde” dedi.
Haber Merkezi |YENER KARADENİZ/SAPANCA
Bu yıl Tek Dünya, “Ortak Gelecek: Yeni Nesiller İçin Yarını Şekillendirecek Politikalar ve İş Stratejileri" ana teması ile Capital, Ekonomist ve Start Up dergileri tarafından düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ), sona erdi. Zirvede en fazla merak edilen panellerden biri de Bekir Ağırdır’ın konuk olduğu Seçim 2023 paneli idi.
Gazeteci Murat Yetkin moderatörlüğünde düzenlenen panelde konuşan Konda Yönetim kurulu Üyesi Bekir Ağırdır, ekonomik, siyasi, yönetim, hukuk ve yoksulluk gibi bir çok alana bakıldığında toplumun yüzde 60’ı hatta daha fazlasının bu gidişattan rahatsızlık duyduğunu söyledi. Ülke nüfusunun yüzde 40’a yakınının gelirinin giderinden eksik bir hayata mahkum olduğunu belirten Ağırdır, “Yukarıda siyasi bir zemin var. bu siyasi zemin ile gerçek hayat atasında kocaman bir yarık oluştu. Siyasi aktörlerin bu gerçekliğe nasıl cevap buldukları konusunda toplumda uyandırdıkları güven ile alakalı. Şu an öyle açık ara bir yarış yok. At başı bir yarış var burun farkı ile muhalefet önde” dedi.
İlk turu diğer adaylar belirleyecek
Diğer cumhurbaşkanı adaylarının alacağı oy oranının burada önemli bir belirleyici olduğunu dile getiren Ağırdır, “Ogan ve İnce’nin alacağı toplam oy oranı yüzde 6 altında kalırsa birinci turda biter. Ama şimdilik muhalefet bir adım önde ancak daha iki hafta var seçime ve bu sürede farkın biraz daha açılmasını beklemek mümkün. Onun da başka sebepleri var” diye konuştu. Ağırdır, şöyle devam etti: “İnsanları herhangi bir liderle ilişkilerinde güven oluşur. Şu an o güven düşük. Bunun iki unsuru var. Birincisi duygusal olarak markaya ya da kişiye öncesinde oluşan bir duygusal ilişki, ikincisi de maharet meselesi. Yani bu insan bu ülkeyi yönetir mi diye becerinize güven. Muhalefetin her ikisinde de sorunu var. Bunu aşması gerekiyordu.”
3 farklı gerçeklik var
Türkiye’yi tek bir kelimeden açıklamanın mümkün olmadığı gibi siyasetin de aynı şekilde tek bir kelime ile açılanamayacağını dile getiren Bekir Ağırdır, “Pastanın neli olduğunu yüzeyine bakarak anlayamazsınız. Pastayı dikey kesmeniz lazım. Yüzeyde siyasi partiler, onların başkanları, başkan adayları vesaire var ama hikaye o siyasi yapı ile gerçeklik arasındaki yarığın dehşetli büyük olması. Bu gerçeklikten beslenmiyor siyasi yapı.
O zaman duygusal kutuplaşma başlıyor. Gerçeklik denen sosyolojik ve ekonomik gerçeklik Türkiye’de bir tane değil. 3 tane Türkiye var. Seçim akşamları bir harita var. Batı’da ekonomik aktörler var. Orta Anadolu ve Karadeniz’de ekonomik aktörleri gelişmiş ama teşviklere ihtiyaç duyan bir yapı var. Doğu ise ekonomik aktörü sıfır olan bir hayat. Batı sekülerleşmiş. Küresel dünyaya açık bir coğrafya. Siyaset bu üçlü içinde çalışıyor. Bu gerçekliğin yanlış olduğu bir gerçek. Yeniden Türkiye olmak, bir olmak için başka bir siyaset ihtiyacı var” dedi.
Yapay zeka da hikaye aynı
Bekir Ağırdır son dönemin en fazla konuşulan konularından biri olan yapay zeka ile de seçim sonucuna yönelik bir çalışma yaptıklarını anlattı. Ağırdır, “Yapay zeka yazılımları ile 2011’den bu yana var olan seçmen aynı duygular ile davrandığında ne olur diye yaşanan değişimleri de girerek bir analiz yapmasını istedik. Seçmen aynı duygu ve düşünce ile davranırsa ne olur diye sorduk. Baktığınızda 965 ilçenin 600’ünde her seferinde aynı hikaye tekrarlanıyor. Bu nedenle seçmenin oy verme davranışını değiştirecek farklı düşünce, dürtü ve davranışlara ihtiyaç var. Bunu yapmadığınızda sanal oluyor ucu ucuna at başı yarış haline dönüşüyor.
Problemimiz daha derin bir mesele. 14 Mayıs sabahı birinci anahtarı çevirme konusu var. Seçmen bazen geleceğine oy veriyor. Burada böyle yürüyemeyiz. Muhalefet farklı hikayeyi üretse idi çok daha farklı bir coşkuyu yaşayacaktır. Bu seçimde seçmen umuttan daha çok korkulara oy verecek, daha az tehlikeliye oy. Gidişatın ne olduğunu, böylesine merkezileşmenin ne olduğunu herkes deneyimledi. Sorunumuz burada bu ülkenin okumuş yazmışların ve siyasilerin bu ülkenin insanına güvenmiyor olması. Bu nedenle gerçek ihtiyacının ne olduğunu anlayamadıkları için emekli promosyonu ile seçim kazanacaklarını sanıyorlar. Onun için herkes cehennemin kapılarını kapatmak için oy kullanacak” dedi.
Bu seçim dünyada bir ay konuşulacak
2010-2011 seçimlerinde bir kutuplaşma olduğunu ve bu nedenle sonrasında AK Parti’nin her defasında 22 milyon, CHP’nin ise 11 milyon oy aldığını dile getiren Ağırdır, “Yüzdeleri değiştiren şey seçime katılma oranı oldu. Milyon sayılar aşağı yukarı aynı ama artık kutuplaşma ile başlayan o aşk ilişkisi çözülüyor. Herkes gördü ki kim olursanız olun işsizlik değdiğinde değiyor. Aşk ve sadakat ilişkisi eksildi. Kimliklerin aşk ilişkisi değil karşıt kimliğe olan nefret ilişkisi diri tutuluyor, körükleniyor. O nedenle AK Parti’ye oy vermeyecek olan CHP’ye vermez, CHP’ye vermeyecek olan da AK Parti’ye vermeyecek. Ancak herkes gidişattan rahatsız. Bu seçim dünyada bir günlük bir haber olmayacak. Bir ay tartışılacak bir seçim bu. Yeni dönemin başlangıç fişeği olacak.”
"Muhalefetin eli daha kuvvetli"
Panelin bir diğer konuşmacısı Avrupa Siyasi Danışmanlar Derneği Başkanı, Siyasal İletişim Danışmanı Gülfem Saydan Sanver ise, “Seçimi sıfırdan başlatmıyoruz. Her partinin belirli bölgelerde belirli oyları var. Karadeniz’de yüzde 70 oyu vardı AK Parti’nin bize oylar yüzde 30-40 azaldı düştü deniyor ama hala yüzde 40 oyu var. AK Parti’nin dayandığı taban seçmen grubu var ve onlar da şu an farklı sorunlar ile karşı karşıya. En büyük sorun ekonomi sorunu. Seçim konuşuyorsak bunun nedeni var.
Türkiye’den de yurt dışından da herkes bize soruyor kim kazanacak diye. Artık sorun yoksulluk değil. Derin yoksulluk ile mücadele ediyoruz. Büyük rahatsızlıklar var. Muhalefetin eli daha kuvvetli. Evet dünyanın her yerinde en temel motivasyon ekonomidir. Ekonominin bu kadar kötü olduğu ülkede iktidarın eli kötü. Sağ muhafazakar seçmen korkular ile daha fazla beslenir. Popülüst liderler de bunu kullanır. Muhalefetin yaratması gereken ise kızgınlık duygusu. Ekonomi ile ilgili seçmende korku yaratırsanız işinize yaramaz. Biz şu an bunu tam olarak göremiyoruz. Farklı yapılanmalar, temel kutuplaşma noktalarımız var. AK Parti bunu başarı ile kullandı” diye konuştu.