Seçim sonrası ilgi hangi yatırıma yöneldi? Döviz, altın, borsa...
Nasıl Bir Ekonomi TV’de yayınlanan Ekonomi Masası’na konuk olan uzmanlar, piyasayı değerlendirdi. Altın ve para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, seçim öncesi döviz alanların, dün satış eğilimi gösterdiğini kaydetti. Bununla birlikte altın fiyatlarının yükseleceği beklentisiyle altın talebinin devam ettiğini kaydetti.
Haber Merkezi |Piyasa ve ekonomi uzmanları Ekonomi Masası’nda EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve gazeteci Berfin Çipa’nın sorularını yanıtlayarak, ekonomi ve piyasaları değerlenirdi. Programın bugünkü konukları altın ve para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, TEPAV Direktörü ve EKONOMİ Gazetesi Yazarı Burcu Aydın Özüdoğru, Yatırım Finansman Direktörü Nuri Sevgen oldu. Mehmet Ali Yıldırımtürk, altın ve dovizdeki gelişmeleri değerlendirirken Burcu Aydın Özüdoğru da seçim sonrası ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. Nuri Sevgen ise borsanın seyri hakkında bilgi verdi.
ALTIN VE PARA PİYASALARI UZMANI MEHMET ALİ YILDIRIMTÜRK
Altına talep sürüyor
Seçim öncesindeki beklentiler seçim sonrasında satın alınmaya devam etti. Özellikle de altın ve döviz tarafında. Döviz tarafındaki beklenti, dövizin seçim sonrasında yükseleceği yönündeydi. Bu beklentiyle hareket edenler dövize yöneldiler. Bir sonraki gün ihtiyacı olan parayı bile dövize geçirmiş olmalılar ki dün itibariyle bunların satışlarıyla tam tersi bir görünüm sergilendi. Dış piyalasalrın da kapalı olmasının etkisiyle döviz fiyatlarının gerilediğini izledik. Dolar 31 TL’ye kadar geriledi. O satışlar bittikten sonra biraz daha dengelenmeye başladı.
Bankalar arası piyasayla serbest piyasa arasında, serbest piyasa açısından negatif bir fiyat oluşmuştu. Ama şimdi dengelendi. Piyasa şimdi mart ayı enflasyon verisini bekliyor. Önümüzdeki günlerde MB’nin faiz artışı oranında kontrollü bir artışın sağlanması söz konusu olabilir.
Enflasyon açıklandıktan sonra da altın talebi devam edebilir
Altın tarafında ise farklı bir görünüm vardı. Dış piyasalarda Paskalya nedeniyle tatil olmasına rağmen altının Asya piyasalarında hızla yükseldiğini gözlemledik. Altın 2260 dolara kadar yükseldi. Uzak Doğu piyasaları kapandıktan sonra biraz daha geri çekilmeye başladı. 2252 dolar seviyesinde işlem gördü. Bu sabah saatlerinde de bu seviyedeydi. Biraz da jeopolitik geriginliklerin etkisi oldu. Özellikle İsrail’in Suriye’deki İran Konsolosluğu’na yaptığı saldırının da bir gerginlik oluşturduğunu ve altındaki hareketin bundan da kaynaklandığını düşünüyorum. Paskalya tatili bitip piyasalar açıldığında da gelişmeler olacak. Bu arada geçen hafta ithalatta artış olmalı ki dış piyasa ile iç piyasa arasında fiyat farkının dolar bazında biraz daraldığını gözledik. Kilogram bazında 5000 dolar seviyesinden 3000 dolar seviyesine gerileyen fiyat oluşmuştu. Dün de 2900 dolar seviyesine kadar geriledi. Bugün sabah saatlerinde de 2500 dolar seviyesindeydi. Fiyatlar bu seviyede hareket etse bile vatandaşın altına olan talepi çok hızlı olmasa da devam etti. Mart ayı enflasyonu açıklandığında talep biraz daha devam edebilir.
Döviz fiyatlarının gerilemesi ve dış piyasa ile iç piyasa farkının kapanmasıyla beraber gram altın 2530 TL seviyesinden 2480 TL’ye gerilemişti. Sabah saatlerinde de bu seviyelerden açıldı ama gün içinde dengelendi. 2480 TL’den 2430 TL’ye kadar geriledi. Akşam saatlerinde 2460 TL seviyelerinden işlem gördü. Dışarıda altın yükselirken bunun içeriye yansımadığını hatta içeride farkı pozitife döndürmesiyle beraber fiyatın biraz daha aşağıda kaldığını görüyoruz. Serbest piyasa biraz önden koşuyordu. Şimdi biraz geride kalmaya başladı. Dengelenme oluştu. Altın ithalatı devam ederse bu fark yeniden açılabilir. Bu da taleple bağlantılı. Her halükarda vatandaşın dövizle ilgilendiğini söyleyemem. İlgi altına yönelmiş durumda. Bunda altın fiyatının yükseleceği beklentisiyle birlikte düğün sezonunun yaklaşması da etkili.
Bundan sonraki süreçte yapısal reformların dışında nasıl bir tedbir alınacak? Tasarrufa yönelik hükümetten bir açıklama gelecek mi? 4 yıl boyunca seçim olmayacağı için yapısal reformların gelişmesine paralel, piyasalarda istikralı bir seviye oluşması hatta yüksek kayıt dışılığın biraz daha kontrol altına alınması, aynı ürünün farklı marketlerde farklı fiyatlarda satılmasının önüne geçilmesi sağlanabilirse piyasalar dengelenebilir.
TEPAV DİREKTÖRÜ VE EKONOMİ GAZETESİ YAZARI BURCU AYDIN ÖZÜDOĞRU
Gözler kamu maliyesinde olacak
Seçimin ardından ekonomi politikasının, ekonomi yönetiminin değişip değişmeyeceğine ve erken seçime dair soru işaretleri oluşmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamayla bir değişiklik olmayacağına yönelik güzel bir mesaj vermiş oldu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de rasyonel politikanın devam edeceğini açıkladılar. Yine de piyasalarda bir şüphenin oluşması doğal. Bu şüphenin gitmesi için de eylemlerle devamlılığın sağlanması gerekiyor.
Şu aşamada gözler kamu maliyesinde ve yönetilen yönlendirilen fiyatlarda olacak. Ekonomi yönetiminin topyekün bir şekilde ekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyecek programları hızlı bir şekilde gündeme almaması halinde yılı yüksek enflasyon ve yüksek faizle kapama riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle bütçe açığını konsolide edecek ne gibi adımlar atılacağı ve yönetilen yönlendirilen fiyatlara ilişkin alınacak kararlar en çok izlenen süreçler olacaktır.
TL varlıklara ilginin, ekonomi yönetimindeki ve politikalardaki devamlılığa bağlı olarak pozitif seyretme ihtimali yüksek. Daha öce de uluslararası yatırımcılar yaptıkları açıklamalarda gelişmekte olan ülkelerde yatırım yapmak için bakacakları belirli koşullar olacağını söylediler. Bu koşulların en önemlisi yüksek getiri. Şu anda TL varklılar çok yüksek faiz getirisiyle beraber diğer gelişmiş ülkelerden çok önemli ölçüde ayrışmış durumda. Uygulanan politikalarla beraber yurt dışından fon girişi sağlanması, yurt içindeki yerleşiklerin de TL’ye dönmesiyle beraber kurda öngörülebilir bir nominal değer kaybı patikasına geçilmesi yurt dışından gelecek yatırımcılar için daha da cazip bir süreç olacak. Ancak her ne kadar yurt dışından giriş olsa da Türkiye’nin önündeki problemler çok yüksek. Bizim yurt dışından fon ve portföy çekebilmemiz için çok yüksek oranlarda reel faiz vermemiz gerekiyor. Bu da ekonominin bütünselliği içerisinde olumsuz bir senaryo. 2024 özeline bakacak olursak politikanın bu şekilde devam etmesi ve kur konusunda yeni bir atağın gelmeyeceği güveninin pekişmesiyle beraber portföy yatırımlarının pozitif derecede gelmesini bekliyorum.
Enflasyonla mücadelede zor bir aşamadayız
Şu anda enflasyonla mücadelede daha zor bir aşamadayız. Yüksek enflasyon dinamikleri, yüksek faiz oranıyla beraber TCMB’nin enflasyonu aşağı çekme çabasıyla karşı karşıya kaldığımız bir süreçteyiz. Mayıs 2023’ten bu yana bakacak olursa KKM’nin dışında da hükümetin karnesinde poizitif yazacağımız çok da fazla bir kalem yok. Cari açıkta bir nebze gerileme var. Ama bunun da önemli ölçüde enerji ver emtia fiyatı kaynaklı olduğunu unutmayalım. Geldiğimiz şamada faizlerin çok yüksek bir aşamada olması, özellikle kredi kanalındaki faizlerin sıkı bir yapıda olması; şu anki ekonomi politikasının, maalesef ekonomiyi boğacak bir yapıyla beraber enflasyonu düzeltme patikasında olduğumuzu gösteriyor. Bununla birlikte maliye tarafındaki bütçeyi konsolide etme ihtiyacı, yeniden dolaylı vergiler kaynaklı enflasyonist etkileri olan adımlar gelmesi de fiyatlar üzerindeki baskıyı yoğun bir şekilde tutuyor.
İleriye dönük bakacak olursak, para politikasında atılan pozitif yöndeki adımların kamu maliyesi tarafından tökezletilmeyecek şekilde desteklenmesi gerekiyor. Bu da vergi adaletini ve satın alma gücünü gözetecek şekilde yapılmalı. Eğer dolaylı vergilerle yani KDV ve ÖTV artışlarıyla bütçe açığı konsolide edilmesi halinde enflasyonist etkiler olacak ve TCMB’nin eli daha da zorlaşacaktır. Bununla birlikte yıl sonu enflasyonunu yüzde 41 olarak öngörmüştük. Bu öngörümüzü halen koruyorum. Bunun nedeni yurt dışından yurt içine portföy yatırımlarının gelecek olmasını beklemem ve ek enflasyonist adımlar gelmeyeceğini düşünmem.
YATIRIM FİNANSMAN DİREKTÖRÜ NURİ SEVGEN
Borsada olumlu seyir kuvvetli ihtimal
Dün borsada biraz oynaklık oldu. Yukarıda 9250, aşağıda 9080, 9060 seviyeleri görüldü. Dün Avrupa borsalarının neredeyse tamamı Paskalya tatili nedeniyle kapalıydı. Bugün açılıyorlar. Uluslarası piyasalarda ISM verileri ve İsrail’in İran Konsolosluğuna yaptığı saldırının etkileri konuşuluyor. İçeride ise tamamen önümüzdeki süreçte atılacak adımlar var. Bakan Mehmet Şimşek’in açıklamaları piyasayı rahatlatıcı etkiler yaptı. Şimdilik çok büyük streslerimiz yok. Artık iç dinamiklerimize bakacağız. Bilançolar, beklentiler, maliyetler, fonlamalar gibi unsurlara bakacağız. Ekonomi politikalarının devam edeceği görüntüsü de piyasaya moral veriyor.
Dün 9050 seviyelerinin artık destek olduğunu teyit ettik gibi görünüyor. Yukarıda 9250-9350 seviyesi direnç bölgesi gibi görünüyor. Bugün muhtemelen yukarı doğru bir hareket olacak ama salı ve çarşamba, satış günleri olmaya başladığı için kar satışları, fonlama maliyetinden dolayı avantajı kullanmak isteyenler gündeme gelebilir ama bugün biraz daha olumlu bir hava olur görüşündeyim, kötü bir haber gelmezse. 9000 seviyesi üstünde kaldığı sürece de en azından senet bazlı hareketlerde yoğun bir ivmelenme olacak gibi görünüyor. Endeks 30 senetleri halen aktif. Sanayi hisselerinde çok net bir dönüş göremiyoruz. Bunda da 3 aylık bilançoların 29 Mart itibariyle bağlanmaya başlaması, enflasyon muhasebesi, faizlerdeki yükseliş gibi etkiler var. Ancak seçimlerden sonra üzerimizde önemli bir stres kalktı. Eğer kötü bir gelişme yaşanmazsa bugün olumlu bir gün olması kuvvetli ihtimal.