Salgın büyüyor: TTB, Ulaştırma Bakanlığı'nı uyardı
Türk Tabipleri Birliği (TTB), son günlerde yoğun şekilde artış gösteren ve hastane acillerinin dolmasına neden olan, COVID-19, influenza ve diğer mevsimsel virüsler nedeniyle, Ulaştırma Bakanlığı'na, toplu ulaşım araçlarında maske takılması önerisinde bulundu.
Haber Merkezi |Son haftalarda COVID-19, influenza ve diğer mevsimsel virüsler nedeniyle hasta yoğunluğu ciddi biçimde artarken, hastanelerin yoğun bakım birimlerinde yatak ihtiyacı yaşanmaya başlandı.
Grip aşısı olmayan ve bağışıklığı düşük kişilerin risk altında olduğunu söyleyen hekimler, sağlık sistemine olan yükün artmasıyla birlikte bazı bölgelerde yoğun bakım ihtiyacının karşılanamadığını ifade ediyor.
Türk Tabibleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, "Sanki COVID-19 salgınının en yoğun günlerini yeniden yaşıyoruz" diyerek, Aile Sağlığı Merkezleri'nde her doktorun günde en az 100 hasta gördüğünü söylüyor.
Hekimler, yeni varyantların Türkiye'ye ulaşmış olabileceğini ancak artık ulusal çapta bir test uygulaması yürütülmediği için bunun da net olarak bilinmediğini ifade ediyor.
Bakanlığa uyarı yazısı gönderildi
TTB, "solunum yolu hastalıklarına bağlı olarak ciddi bir salgın ile karşı karşıya kalınması üzerine" Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile ulaşım kurumlarına yazı göndererek, ücretsiz maske dağıtımı ve toplu taşımalarda maske kullanımına teşvik önlemlerinin alınmasını istedi.
TTB yazısında, "Toplu taşımalarda yapılacak basit düzenlemelerin, yolcuların ve tüm toplumun sağlığına olumlu etkisi olacaktır" dedi.
Hekimler, son birkaç haftadır mevsimsel gribin yanı sıra hem COVIDd-19 ve yeni varyantlarının hem de RSV ve mikoplazma gibi farklı salgınların aynı anda yaşandığını söylüyor.
Hastalar özel hastaneler ya da bazı merkezlerde test yaptırabiliyor ancak bu başvurular da eskisi kadar yaygın değil.
Hekimlere göre ise Covid-19, grip ya da başka enfeksiyonları tespit edebilmek, etkili bir tedavi sunabilmek açısından çok önemli.
Evdeki diğer bireyler korunmalı
BBC Türkçe'ye konuşan Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, testlerin sadece vaka sayısını belirlemek için değil, aynı zamanda farklı enfeksiyonları birbirinden ayırt ederek, riskli kişilere uygun tedavi uygulanması için hayati öneme sahip olduğunu vurguluyor.
Çocuk yaş grubunda beta testi, 15 yaşından itibaren ise grip ve COVID-19 testlerinin yapılması gerektiğini ve buna göre destek tedavisinin verilmesi gerektiğini belirten Şenol; eğer grip ya da COVID-19 teşhisi konursa, evdeki diğer bireylerin korunmasının çok önemli olduğunu söylüyor.
Doktor Kırımlı da bu hastalıkları test yaparak birbirinden ayırmanın tedaviyi ciddi şekilde etkileyeceğini belirtiyor:
"Şu anda enfluenza için bile test yapamıyoruz. Halbuki karşımıza gelen şeyin ne olduğunu bilsek ona göre bir ilaç vereceğiz. Ne olduğunu bilmeyince, elimizde ne imkân varsa kullanalım diyorsunuz ve bu da gereksiz antibiyotik kullanımına yol açıyor.
Neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmediğimiz için belki evdeki diğer kişiler için önlem alamıyoruz. Sanki eski bir çağda yaşıyor gibi, hastaları körlemesine tedavi etmeye çalışıyoruz."
'Bu kez haftalarca sürüyor'
İş yerlerindeki çalışma baskısının hastalık döngüsünü artırdığını vurgulayan Kırımlı, işe gelmeye zorlanan bir hastanın tüm iş yerinin hasta ettiğini söylüyor.
Bulaşma zincirinin kırılamadığını dile getiren Kırımlı, "Türkiye tatil olsa rahatlarız, o düzeyde bir salgın var ve hastalık uzun sürüyor" diyor:
"Vakalar 2-3 hafta önce artmaya başladı ve çok sayıda insana bulaştı. Bu kez hastalık haftalarca geçmiyor. İyileşmiş gibi oluyorsunuz ama hastalık azar azar geri dönüyor.
Yoğun öksürük ve halsizlik uzun süre geçmiyor. Bağışıklık sistemi düşük olanlarda kulak iltihaplarına ve akciğer enfeksiyonlarına kadar gidiyor. O aşamadan sonra hastaların hastaneye yatış ve yoğun bakım ihtiyacı doğuyor.
"Fakat özellikle kamu hastanelerinde ciddi bir yoğun bakım yükü var, yatak ihtiyacı görülüyor. Sağlık sistemini aynı pandeminin yoğun zamanlarındaki gibi tıkamış durumda. Muhtemelen bu hastalarımızın bazılarını kaybediyoruz."
'Bu yoğunluk artacak'
Şenol, Amerika'da COVID-19 nedeniyle ölümlerin arttığını ve benzer bir eğilimin Türkiye'de de yaşandığını ancak test yapılmadığı için kesin konuşulamayacağını anlatıyor.
Şenol, bu duruma mevsimsel bir artışın eşlik ettiğini belirterek, gereksiz ölümlerin önüne geçmek adına test merkezlerinin hızla kurulması gerektiğini vurguluyor:
"Şu an tıpkı COVID’in en yoğun zamanları gibi ve henüz daha başındayız. Yoğun bakımlardaki yoğunluk ciddi şekilde arttı ve bu daha da tırmanacak. 2-4 hafta içerisinde, özellikle yılbaşında insanların bir araya gelmesinden sonra çok daha yükseleceğini düşünüyoruz.
Maalesef gerekli tedbirler alınmadığı için salgın tırmanıyor. Mevsimsel olarak salgın görülür ama gereksiz yere ölümlerin olmaması için önlemler alınmalıdır. Bu virüsler, kronik hastalığı olanlar ve gebeler için ölümcül olabiliyor."